Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

15 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Ruhi'nin ruhuyla sohbetler (2)

Ruhi... ruhum hasta Ruhi... serzenişlerime yeniliyorum, yarı uyanık yarı uyur bir hayat bu... rüya mı gerçek olan yoksa ben mi rüyanın içinde kayboldum? Hayatıma dönüp bakıyorum da bir avuç mavi kalan elimde... sıvası dökülmüş duvarlar arası yalnızlık, küflü bir yaşlılık... dopdolu bir geçmişin altında ezilen yaşlı bir kadın... gökyüzünün şarap tadı boğazımı yakıyor artık, yüzümü buruşturuyorum. Ölümler, tanıdık bir arakadaş gibi gelip kapımı çalar oldu. Sevgiler, siyah beyaz fotoğraflardan çıkmaya çalışsa da kağıtlarda hapis olmaktan kurtulamıyorlar.

Ruhi... ruhlar aleminden kayıp olmuş, nereye gideceğini bilmeyen, ıslak bir sonbahar akşamı odamda gölgesini fark ettiğim ruh arkadaşım, dostum.

Ruhi... bu dünyadan göç etmiş, ölüm denilen vahşi duyguyu yaşamış, tüm gereçekliği, hayatını arkada bırakıp bir ince çizgiden geçip kendini başka alemde bulan arkadaşım, dostum...

Ruhi... hiç konuşmayan ama sustukça anlamını hiç kaybetmeyen güzel gölge... o kadar ağır ki varlığın... sanırım geçmişte yani bu dünyada çok gördün, çok geçirdin... ve şimdi bizde olmayan o güzel sırra sahip olmak seni bu kadar ağır yapıyor.... varlığını düşürdüğün zaman evimin duvarlarına, eşyalarıma ortak bir paydada buluşuyoruz... yalnızlık ve yokluk....

Ruhi... bilmem hiç sevdin mi, sevildin mi? Belki büyük bir sevda adamıydın Nazım gibi... belki de Nazım'sın...

sevmek Ruhi... hani aşık olmak... ağır bir yarayı hep kanatmaktır. Vücud unutmak istese de, ten kapasa da oluşan yarayı tüm hücrelerin ve yaratılışın bu yarayı kapamak için çalışsa da ve kapasa da sen yeniden kanatırsın ve kabuğunu kaldırırsın... canın çok yanar ama bu acıdan tuhaf bir haz alırsın... ölümcül ve yaşamsal bir haz...

istemezsin o yara vücundan ayrı düşssün... iyileşmesi ölümdür, kanaması ise yaşamsal bir değer taşır.

Ruhi hiç birini severken birine tutuldun mu sen?

Ruhi hiç çok genç, taptaze birini kaybettin mi sen de en az onun kadar tazeyken?

Ruhi sen savaştın mı hiç inandığın değerler uğruna
ve bunun için canın yandı mı?

tüm yaptıklarının bu gün hiç bir yere varmadığını görmek aşkın kabuğu ve yarası gibidir...

bir var bir yok(muş) diyerek büyültüldüğümüz masallar çocukken anlaşılmazken,

hayatın sonuna gelmiş biri için çok büyük anlam taşır ve tüm evrene bu masalı fısıldar...

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ....

Ruhi... biliyorum o güzel göğe baktığımda bunu biliyorum....

Tanrı orada...

Ruhi biliyorum yokluk acıdır ama sen hep gel bende en az senin kadar varlığımdan şüpheliyim...

Ruhi...

Ruhi...

GENE GEL...

 
Toplam blog
: 45
: 1108
Kayıt tarihi
: 07.01.08
 
 

1986 doğumlu.  ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara