Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '08

 
Kategori
Güncel
 

RUHİ'nin ruhuyla sohbetler (3)

RUHİ'nin ruhuyla sohbetler (3)
 

Ruhi... yaşanılası bir dünya bırakacak mıyız gelcek nesillere?

hoşgeldin canım arkdaşım. Bak mumları yaktım, açtım tüm perdeleri, gökyüzüne bakıyorum, seni bekliyordum.Hoşgeldin canım arkadaşım, Ruhi. Gölgeni düşürdün evimin duvarlarına... Uzun oldu konuşmayalı. Gelmiyordun ne zamandır. Ben kaldım beyaz duvarlar arası, sapya kokulu resimler arası...
Arada Çiçek Hanıma gittim. Hani şu alt komşum... Türk kahvesi arası sıradan komşu sohbetleri... Ev kiralarının artışı, pazardaki meyve sebze pahalılığı, torun sevigisi, fazla kilolar, bir iki kurabiye tarifi arası gitti geldi sözcükler.
Beslediğim hayvanlarım var biliyorsun kuşlarım, yavru köpeğim, süt bekleyen kedilerim... Aaa evet, Zeliş gene yavruladı hemde bu sefer 12 tane... Tozunu alınmayı bekleyen vazolar, gümüşler elden geçti. Kitaplığım yeniden düzenlendi, harf sırasına göre her kitap... Tek tek tozları alındı, okşandı, yerine yerleşti. Akşamüstüleri Çiçek Hanım'ın kurabiye tarifleri yapıldı, mahallenin çocuklarına dağıltıldı. Zaman aktı, zaman süzüldü, zaman demlendi... Koyu bir çay gibi değil de... Güneşi bekleyen kurultulmaya asılmış, baharat tadını damaklara taşıyacak olan biberler gibi... Zaman döndü, zaman durdu, zaman aktı... Ellerimin kırışıklıkları sanki biraz daha arttı, çilleri de... Papatya özlü kremim bitti. Almam lazım.

Zaman aktı ağır ve koyu, zaman aktı hırçın, zaman aktı durgun su misali...

Kızım Ruhi... bir kızım olsaydı şimdi kaç yaşında olurdu dersin? Benim de Çiçek Hanım gibi torunlarım olur muydu?
Bir eşim olsaydı Ruhi, böyle olur muydum? Beni hala sever miydi?
Yaşanılası bir hayat yaşadım da, neden şimdi yaşanılası bir hayat bırakamamaktan korkuyorum ardım sıra?
Ülkem, sevdam, baharat tadı hayatım...

Ruhi, ben İstanbul'da dünyaya geldim. Yıl 1938 aylardan şubat... Soğuk çok soğuk bir kış gecesi... Çengelköy!de bir yalıda, gözlerimi açtım hayata. Pamuktan kaftanlara sarıldım. Babam bir erkekten daha çok sevinmiş bir kızı olduğuna. Bakıcım Hayriye Hanım ballandıra ballandıra anlatırdı doğduğum geceyi. ''Baban, çoğu kişiyi sevindirdi senin doğumundan sonra, yemekler verdi, her gece yatağının başında parlayan gözlerle sana baktı uzun saatler.
' Hayriye, bu kız senin incin olacak. Kabuğunda olgunlaştığında, kabukları acımadan acılacak ve denize karışcak zamanı geldiğinde' derdi'' diye anlatırdı hep. Babam, ah! babam... Gözümün önünde canlanan sağlam cüsseli o adam. Anneme aşık o adam... Hayriye dadı bana gerçekten incisi gibi baktı, kordu, sevdi, kolladı... Zaman ozamanlar hırçın bir su gibiydi. Gençlik haliyle her kayaya çarpan, çarpıkta zevk alan ve daha da çoşan bir ırmak, bir çağlayan misaliydi.

Babam Ruhi, dik omuzları biraz çöktü yalıdan, çıkıp bir apartman dairesine taşındığımIzda. Gözlerinde hüzünler parladı, kıymetli eşyaların çoğu satılıp nakte çevrildiğinde. Omuzları, içkisini yudumlarken daha da çöktü, iş yerini kapamak zorunda kaldığı gece. Omuzları devrildi bir gece kanepeye, annemin yeşil gözlerinde ki seni tanıyamıyorum ifadesinde. 50 yaşında omzuları toprak gördü, Karaca Ahmet'te. Annemin gözlerinde hüzün, tasa endişe vardı hep. Babam ise hep aşk dolu parıltı taşıdı hepimize. Annem hep kaygılı ve hırslıydı, babam hep sevgi dolu ve sakin. Rakısını yudumlarken sakin sakin masa başında, annem hep hırçındı karşısında. Her şey maddiyat mıydı Ruhi? Sevgi olsa bir yuvada yalı değilde, Üsküdar'da bir apartman dairesinde de yaşanılanamaz mıydı?

Annem, yeşil gözlü hırçın kadın. Benim beyaz kurdelalarımın hep dik durmasını isteyen kadın. Gülmemi tebessümden biraz yukarısına taşıdığımda kaşları çatılan kadın. Yalıdan ayrılırken hayatının bittiğine de karar veren kadın. Hep önüne bakan, yanındakilerini görmeyen kadın. Galatasaray Lisesini kazandığımda ' en iyisi olmalısın bu lisenin' diyerek beni tebrik bile etmeyen o kadındı annem benim.

yeşil gözlü kadın...

zaman aktı, zaman döndü, geldi benim yeşil gözlerime vurdu.
Benim babam kadar beni seven bir eşim hiç olmadı.
Nevriye Sultan... Gözlerinde yeşil hareler, sen büyük ve muzaffer...

 
Toplam blog
: 45
: 1108
Kayıt tarihi
: 07.01.08
 
 

1986 doğumlu.  ..