Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '22

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ruhsal çöküş, kentsel dönüş

 

1999 yılında yaşanan büyük deprem sonrasında özellikle İstanbul’da kentsel dönüşüm süreci başladı. Çünkü o tarihte yıkılan binaların çoğunun sebebi müteahhit hatasında kaynaklanıyordu. Binanın güçlenmesini sağlayan demir ve çimentolar uygunsuz kullanılmış, yasaların öngördüğü şekilde kullanılmamıştı.

Milenyum çağına girdiğimiz tarihten itibaren hız kazanan kentsel dönüşüm olayı pek çok insanın canını yaktı. Sorun yine müteahhitlerden kaynaklanıyordu. Kimi insanları evlerinden çıkardı doğru proje geliştiremediğinden onay alamadı ve kayıplara karıştı. Kimi zaten kötü niyetle başladı ve insanların evlerini, dükkanlarını elinden aldı. O gün bu gündür devam eden sürecin mağdurları arasında ne yazık ki bizler de bulunuyoruz. Pek çok müteahhit görüşmesi yaptıktan sonra 2016 yılında birinden yana çoğunluk sağlanarak sözleşme imzaladık. Çoğunluğun sağlanmış olmasına rağmen, işimiz yürümedi. Belediyeden dairelerin boşaltılması yazısı geldikten sonra şikayet sürecini değerlendiren komşularımız tarafından mahkemelik olduk. Kentsel dönüşüme giremeyerek sözleşme mağduru olduk.

Müteahhidimizin de işi yeterince ciddiye almaması sonucunda yıllar geçirdik, tek şansımız evimizden çıkmamış olmamızdı. Aksi halde bunca yıl kira ödüyor olacaktık. 2022 yılına geldiğimizde müteahhit değişikliğine giderek, 35 daire sakini olarak yeni bir yola daha koyulduk. Yeni müteahhidimiz de dört kişi arasından seçildi. Elbette 35 daire sakininin tamamının aynı fikirde olmasını beklemiyoruz, değil de zaten, bu defa da farklı kişiler yeni müteahhide karşı çıkıyor. Sözleşmenin daha iyi olabileceğini ve müteahhidin bu durumu kullandığını söyleyerek dava açacağını söylüyorlar. Ruhsal çöküş nedenimiz kentsel dönüşüm mağduriyetimizin son bulması için dua etmekten başka şansımız kalmadı.

Bütün bu süreçte, olumlu olumsuz pek çok şey yaşandı. Hastalıklar, ölümler, düğünler, doğumlar yaşandı. Komşuluk ilişkilerimiz zedelendi. Her an yaşanabilecek deprem korkusuyla evimizde rahat uyuyamaz olduk! Yani kentsel dönüşüm süreci içinden çıkamadığımız bir ruhsal çöküşe neden oldu. Burada insan düşünmeden edemiyor, hepimizin bir dairesi var. Ve amacımız daha güvenli bir evde yaşamak, bunu da tadını çıkarabileceğimiz vakitte olmasını istemektir. Geçmiş sözleşmede kiramız, taşınma bedellerimiz ve apartman adına ortak 1 dairemiz vardı. İster satıp parasını paylaşabilir istersek kiraya vererek genel giderlere kullanacaktık. Yeni sözleşmede hiç biri yok, tek derdimiz dairemizin yenilenebilmesidir. Evimiz yenilensin, çağdaş yaşam koşullarına uyumlansın başka bir şey istemiyoruz. İmza vermeyenler ise bizim yerimizin önemi ve değerinden söz ederek yapılan sözleşmeyi beğenmiyorlar. Ve bu süreçte ben neden bizim 30 yılı henüz geçen evimizin yenilenmesini istediğimizi düşünüyor.. Yeryüzünde  asırlardır güvenle ayakta duran binaları yapanlarla şimdiki müteahhitler arasındaki farkı anlamaya çalışıyorum.

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..