Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '10

 
Kategori
Deneme
 

Ruhumuzu da budayabilseydik

Ruhumuzu da budayabilseydik
 

Hep derim ya, benim esin perilerim evimin balkonunda beklerler hep, ne hikmetse.( Sanırım benim gibi açık havayı seviyorlar) Bugün de, balkona çıkar çıkmaz bahçıvanın kuru bir ağaca merdiven dayayıp, dalları budadığını gördüğüm anda, esin perilerim hemen ellerindeki sihirli değneği dokundurdular bana. Tam da o anda aklıma yorgun ruhlu insanlar geldi, ruhu kurumuş insanlar.

Mart ayı geldi bile. Kış; gri, beyaz, soğuk ve ıslak ellerini usulca çekiyor köylerin, kentlerin üstünden. Karakışta kuruyan ağaçlar, baharı karşılamaya hazırlanıyor. Belediye'nin araçları, ekipleri, sitelerin bahçıvanları sabahtan akşama kadar ağaçları buduyorlar. Nedense hep içimi acıtırdı bu budama işlemleri, yaşlı bir insanın kollarını kesiyorlar gibi gelirdi. Bugün esin perilerim sayesinde içimin acıması bir yana, sevinçle baktım bahçıvanın ağaçları budayışına.

Eğer doğayı benim gibi titizlikle ve heyecanla gözlemleyen biriyseniz, budanmış bir dalın yerine yenilerinin gelişini, uçlarından sürgün verişini mutlulukla seyredersiniz. Şubat ayında güneşi görüp bahar geldiğini sanan badem ağaçlarından sonra, mart ayının ilk haftasında da kayısı ağaçları gelinliklerini giymeye başlarlar. Kışın soğuğunda, sıcacık bir odada yemek için patlatılan mısır taneleri gibi bembeyaz patlar kayısı çiçekleri. Aklıma hep Soljenitsin'in Kanser Koğuşu adlı romanı gelir, çiçeklenmiş kayısı ağacı gördüğümde. Ölmeden önce çiçek açmış bir kayısı ağacı görmek istediğini söyleyen bir hasta vardır romanda.( Ne kadar etkilenmişsem o cümleden, onca yıldır aklımdan çıkmamış.)

Hem kayısı ağacı, hem de diğer ağaçlar kupkuru dallarıyla zamanı durdurmuş gibi beklerler kış boyunca. Bahar yaklaşıp budanınca aniden coşar, sürgünler çıkarır, çiçekler açarlar. Ya ruhları yorgun, ruhları kurumuş insanlar? Onların ruhlarının coşması, çiçek açması için ne yapmaları gerekiyor dersiniz? Kayısı ağacını budayan bahçıvan gibi, yorgun ruhlu insanların ruhlarındaki kurumuş yanları budayacak birine ihtiyaçları var mıdır sizce? Bence bunu pekalâ kendileri başarabilirler, yeter ki istesinler.

Ruhumuzu bahara hazırlamak için önce kendimizle sıkı bir yüzleşme yapmamız gerekir. Bu yüzleşmeyi de elimizden geldiğince acımasızca yapmalıyız tabii. Sevmediğimiz huylarımızı, törpülememiz gereken sivri yanlarımızı bir bir ortaya dökmeliyiz ki, ruhumuza çiçekler açtıracak o benzersiz bahar enerjisini kendimize doğru şekilde aktarmayı başarabilelim.

Öfke, kibir, haset, nefret, bencillik gibi insanı insanlıktan çıkaran bir huyumuz varsa, özeleştiri törpüsünü elimize alıp dikkâtlice törpülemeye başlamalıyız kişiliğimizi oluşturan ruhumuzu. Bu sırada işimizi kolaylaştırmak için empati yapmaya da ihtiyacımız olacaktır. Örnekse; öfke duyduğumuz birinin yerine koyabiliriz kendimizi. Belki bizi çok incitmiş olabilir o insan. Ama, acaba kendisi de rahatsız olmamış mıdır dersiniz? Belki de tıpkı bizim gibi o da öfkesini kontrol edemeyip incitmiştir bizi. Ruhumuzu yenilerken, bir anlamda kuru dallarını budarken empati yapmak sihirli bir etki yapacaktır bu yenilenme sürecinde. Bizi incitenleri kolayca anlayabilecek, bağışlayabilecek ve her şeye rağmen onlara gülümseyebilecek kadar güçlü bir sıçrama yapabiliriz empati sayesinde.

Bağışlamak, mucize kelimelerin başında gelir benim için. Tabii içtenlikle, tevazuyla yola çıkmak gerek bağışlarken. ' Bak, ben seni bağışladım, gördün mü ne kadar iyi bir insanım ' havasında bir bağışlama olamaz. İncindiğimiz zaman susmak, polemiğe girmemek en doğrusudur. Böylece incinecek yeni durumlar yaratmamış oluruz. Bağışlamadığımız her insan, sırtımızda taşımak zorunda kaldığımız en ağır yüktür. Ruhumuz, sırtımızdır, bunu asla unutmamalıyız bir insana küserken. O ağırlık, gün gelir ruhumuzu yorar, yaşlandırır. Oysa sırtımızı / ruhumuzu hafifletmek ' Seni bağışlıyorum ' demek kadar kolaydır.

Yarın mart başlıyor, baharın kokusu yavaş yavaş sarmaya başlayacak her yeri. Evrenin canlılara yüklediği enerji çiçek çiçek birleşip bahar kokusu yaratacak. Peki ruhunuzu ne kadar hazırladınız bahara? Yüklendiğiniz bütün ağırlıkları; balonla eşsiz bir yolculuğa çıkmış masal kahramanlarının yaptığı gibi, birer birer balondan aşağı atmak istemez misiniz, ruhunuzu Nirvana'ya bir anda fırlatmak için? Öyleyse ne duruyorsunuz, ilkokulllardaki mevsimler tablosu yalan söylemiyorsa, yarın ilkbahar başlıyor.

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..