- Kategori
- Deneme
Ruhun Açlık Labirentleri

İnsanda ruh ve beden birbirini tamamlayan olgular. Biri olmazsa diğeri bir hiçten ibarettir.
Beden işlevini yapabilmesi için fiziki olarak doyması lazımdır, yemek yemek, su içmek vs...
Ruh da sağlıklı olarak görevini yapabilmesi için doyuma ihtiyaç duyar. Doyumsuz bir ruh, hastadır, doyumu sağlanmalı ki ruh da sağlıklı olabilsin...
Misallerle açıklamak isterim:
Oldukça yoksul bir çocukluk devresinde pek çok ihtiyaçları gerçekleşememiş olan birey, bu çemberi kırabilmek için büyüme evresinde eğitimine ağırlık verir. Dikkat edilirse, yoksul aile çocukları sınıflarında daha başarılıdırlar.
Sonrasında ekonomik alanda sınıf atlamak için varsıl ailelerin rahat yaşamı tercih eden çocukların aksine, kendilerini kanıtlamak istercesine çok çalışırlar, bir değil bazen iki işte çalışırlar, tasarruf ederler. Azimlidirler, birikimleriyle yatırımlara yöneldikleri görülür.
Çocukluğundaki yoksulluk onda bir travma yapmıştır ama bugünkü durumlarıyla o travmayı atlatmışlardır.
Hayır işlerinden haz almaya başlarlar. İşte bu nokta ruhun doyum noktasıdır.
*******
Çocukluğunda yeterli ilgi ve şefkat görmemiş olanlar da vardır. Bunlar öksüz ve yetimler, akrabalar yanında veya devletin yurtlarında büyümüş çocuklardır. Daha sonraları tatminkar konumlara gelseler bile, evlenerek ebeveyn olup mutlu bir yuva kurduktan sonra bile, çocukluklarındaki sevgi eksikliğini hissedeceklerdir.
Sevgi açlığı sınıfına giren bu "çocukluk sevgisi" eksikliğini, çocukları çok sevmekle gidereceklerdir. Onlar ki, çocuklukta en besleyici en damıtık gıdanın sevgi olduğunu bilmektedirler.
Ve çocukları çok severler, hayvanları da...
Onların sevgiye ihtiyaçları vardır diye düşünürler.
Sevecen ve korumacıdırlar...
Bu eylemleri gerçekleştiğinde haz alırlar işte bu nokta ruhsal doyum noktalarıdır.
*******
Bu tarz insanları anlamak için böyle bir geçmişi yaşamak lazımdır, sıradan herhangi bir kişi konuya yabancı kalır. Hatta iyiliksever insanlar için "enayi" tanımlaması yapanlara bizzat şahit olmuşluğum vardır.
Başkalarının ne söylediği/söyleyeceği ve tanımlaması bir şey ifade etmez önemli olan insanın kendisidir...
Selam ve saygılarla...
Yurdagül Alkan.