Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '06

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ruhunu yıkayan insan

Ruhunu yıkayan insan
 

" Kendini temiz tut çünkü dünyaya açılan pencere sensin "

En büyük arzumuzdur her zaman sevilmek ve değerli olduğumuzu hissetmek.
Hepimiz bir yandan huzur ve mutluluğu ararken bir yandan da hayatta bunların sürekli olabileceğine inanmayız.Ama bunda bir çelişki var gibi sanki.

Bilmemiz gereken şey huzur ve mutluluğun ruhun özünde var olduğu. Ne var ki ruh nefsin esareti altında kaldığından aslında kendini olduğu gibi yani gerçek ve sonsuz bir boyutta ifade edemiyor.Nefsimiz hayata sınırlı baktığından makro düzeyde bir mutluluğu yaşayamıyor hatta böyle bir şeyin olabileceğine de inanmıyoruz! Daha yüksek boyutlara ulaşmak, nefsin (ego ) yarattığı o sevimsiz önyargılardan arınabildiğimiz ölçüde gerçekleşebilir oysa.

Ne dersiniz biraz ruh temizliği yapalım mı ?

Temizliği farklı yollardan yapabiliriz. Ototelkinle kendinizi huzurlu ve mutlu olabileceğinize ikna edebilirsiniz mesela. İsterseniz önermeler ( affirmasyonlar ) kullanabilirsiniz.

Mesela önünüze 3-6 aylık ve 1 yıllık hedefler koyun. Yapmak ve olmak istediklerinizi iyice düşündükten sonra bir kağıda dikkatle, kısa ve öz bir biçimde maddeler halinde yazın. Her birinin altına imzanızı atın. Sonra gözlerinizi kapatıp bu cümleleri yürekten hissedip içinize sinene kadar yüksek sesle tekrarlayın.

" İşimi profesyonel temizlikçilere bırakmaya ihtiyacım yok ben kendi evimi süpürebilirim " diyorsanız da ne ala, siz bu yolda irade ve kararlılıkla yürüyeceksiniz demektir.

Yeni bir dönüşüme uğruyor, yeni bir çağa giriyoruz.

Yeni çağda ise Yeni bir İnsan ( Homo-Novus ) olabilmemiz için daha henüz yolun başlangıcındayız !

" Yok ille bu işi bilen iyi birileri bana yol göstermeli, kıyı bucağı ben temizleyemem " diyorsanız bu konuda çalışmalar yapan bir çok merkez,kuruluş veya derneklere başvurabilirsiniz.

Hiç kimsenin bir diğerini kendinden daha üstün veya alçak olarak algılamadığı ve herkesin diğerinden ayrı olmadığı ( farklı demiyorum )ve tüm insanlığın parçası olacağı günlere yaklaşıyoruz.

Bu dönüşüm durduk yerde ve bir anda olmayacak. Çok kolay da olmayacak.
Zor günler geçireceğiz ve o zor günler başladı zaten. Ama bu değişimi yürekten isteyenler, hissedenler ve hazır olduğunu bilenler için zor olmayacak !
Ne yazık ki dünya değişirken bizler de otomatik olarak değişmiyoruz. Müslümanlıkta adına " kefaret " Budizm 'de ise " karma " denen hesap kapatma günlerimiz olacak. Bir üst boyuta geçmek insanlığımızı hatırlamamıza, insanlığın, para ve gücün yerini yeniden almasına bağlı.

Büyük bir evrim bekliyor bizi ! Öyle böyle değil ! Belki ilk başlarda kimse bu evrimin büyüklüğünü farketmiyor ve fazla heyecanlanmıyor ama " Homo-Novus " daha bilinçli, duyargaları daha gelişken bir tür olarak yakın gelecekte bu evrimin merkezinde yerini alacaktır.

Evrenin değişik bir dönemecindeyiz. Bu yaşadığımız sadece bir geçiş çağı ! Homo- Sapiens daha önce hiç girmediğimiz bir virajda, böyle bir evrimi hiç yaşamadı inanın ! Buradan geri dönüş de yok. Hız doğru ayarlanmalı, bu sert virajı yalpalamadan geçme başarısı göstermeliyiz ! Ama yazık ki birçok kişi neler olup bittiğinin farkında bile halen düz şeritte yol aldığını zannediyor !

Yapılacak diğer işleri mi soruyorsunuz ?

İç gücünüze sıkı sıkıya sarılın ! Başka yolu yok ! Ve unutmayın herkes kendi yolunu kendi bulacak ! Guruların, dadaların, babaların peşine takılıp bir süre sonra o değil de bu, şu iyi bu kötü diyerek oyalanacak vakit yok ! Yok böyle arayışlar içine düşmüşseniz de önce şunu sorun kendinize o zaman. " Gerçekte neyi arıyorum ? Beklediğimi buluyor muyum ? Kendimi nerede rahat ve huzurlu hissediyorum ? Nerede özgürüm ? Nerede sömürüldüğümü düşünüyorum ?

Dünyada son on yıldır spiritüel öğretiler neden popülerleşti ? Hemen her köşede reiki, meditasyon ,yoga benzeri merkezler kuruluyor, seminerler, konferanslar veriliyor, fuarlar açılıyor, kitaplar yok satıyor. Yeni bilimler ortaya çıkıyor ve yeni sentezlere ulaşılıyor. Bir zamanlar birbirlerinden kopuk duran hatta birbirlerini dışlayan bilim ve mistisizm hepsi " Yeni İnsan " için biraraya geliyor. Binlerce yıldır varolan antik çağların kadim öğretileri , bize bizi yeniden anlatmaya yardımcı oluyor.

Eve dönüş başladı. Yüz yıllardır dışladığımız ruhumuz Tanrsal evine kavuşma arzusunda. Huzurlu ve mutlu evimize dönme zamanı !

Haydi o zaman ev temizliği yapalım. Egonun dayattığı korkulardan, acı ve öfkelerden kurtulalım.

Korkular gölge gibidirler. Güneşe çıktığınızda yokolurlar.

Çünkü artık biliyoruz dünya da tehlike içinde ve ayaklarımızın altından hızla kayıyor maalesef. İster küresel iklim değişikliği, ister küresel terör, ister dünyamıza göktaşı yağsın, ister foton kuşağının etkisinde olalım, buz çağına girelim biliyoruz ki dünyada ciddi bir değişiklik başgösteriyor!
Bu durumda güvenilebileceğimiz tek şey - kendi iç gücümüze dayanmak, kendimiz gibi insanlarla dayanışmak ! Yaşamı ne kadar doğal ve insani değerler üzerine inşa edebilirsek bu dönemi o kadar kolay atlatacağız.Unutmayın insan en çaresiz anlarında Tanrı'yı yardıma çağırır. "Tanrı içimizdedir " demek,Tanrı iç gücümüzdür demek değildir de nedir ?

Henüz " Yeni İnsan " ne anlama geldiğini anlayamamış, bu yolda gerekli disiplini oluşturamamış olabiliriz. Şu kadarını söyleyeyim bu disiplini 'kollektif' olarak kullanabildiğimiz zaman üstümüze ölüm ve yoksulluk saçacak kadar ilkel olabilen dünyamızın tutsaklığından kurtulacağız. Ego'nun sahte gücü ve sanal parıltısı, tercihimizi insani değerlerden ve gerçek doğamızdan yana yaptığımızda sönecektir.

Gerçek doğamız huzur,mutluluk ve neşedir.

Korku,kaygı ve nefret ne bize ait ne de kaderimize. Bunlar egonun bize dayattığı oyunlardır.

Bizi yeniden insan yapacak iç bilgiye ulaşmak için geç kalmadık. Her gün yeni şeyler öğreniyoruz. Öğreneceğiz.

Mine Kavalalı

 
Toplam blog
: 103
: 2248
Kayıt tarihi
: 26.07.06
 
 

 Hacettepe Üniversitesi'nde Psikoloji okudu. İ.Ü. Gazetecilik mezunudur. Öğrencilik yıllarında İn..