- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Rumların türbanlı avukatı

Milliyet Gazetesi'nin bugünkü baskısında bir son haber var: ''Rumların türbanlı avukatı, İngiltere'de haftanın avukatı seçildi.''
İngiliz Times Gazetesi, Xenedis Arestis davasında Kıbrıs Rum Kesimi’nin avukatlığını yapan Shaheed Fatima’ yı İngiltere’de haftanın avukatı seçmiş. Saheed Fatima (Şahid Fatma) ile bir röportaj gerçekleştiren Times gazetesi, Fatima’nın İngilizler tarafından tutuklandıktan sonra öldürülen Iraklı sivillerin avukatı olduğuna dikkat çekmiş. Yani İngiltere'de yayınlanan bir gazete İngilizlerin aleyhine bir davada avukatlık yapan bir Müslüman kadını ''Haftanın Avukatı'' seçiyor. Bence olay tamamen danışıklı dövüşüklü... İngilizlerin ne kadar demokrat olduklarını gösteriyorlar güya dünya kamuoyuna. Bizde ise tamamen aksi yapılır ve demokratik olmadığımız görüntüsü verilir genellikle.
Avukat olarak aklından hiç çıkmayan ilk duruşmanın, Avrupa Roma Hakları Merkezi’nin İçişleri Bakanı aleyhine açtığı dava olduğunu kaydeden Fatima, ikinci sırada ise Xenedis-Arestis’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine açtığı dava olduğunu söylemiş.
Fatima, bu davada Kıbrıs Rum Kesimi Hükümeti'ni savunduğunu belirtmiş. Ailesinin, eşinin, ve üniversitedeki Profesörü Peter Birks’ün kariyeri için son derece önemli olduğunu söyleyen Fatima, avukatlıkta kariyer yapmak isteyenlere ise "Gerçekten bu işi yapmak istediğinizden emin olun, " tavsiyesinde bulunmuş.
Fatima, avukat olmasaydı bir sanatçı olmak isteyeceğini, üniversite öncesinde Sanat Okulu ile Hukuk Fakültesi arasında zor bir tercih yaptığını da eklemiş sözlerine.
Kendisine sorulan, ''Gelecek on yılda sizin yeriniz neresi olacak?'' sorusuna da şöyle cevap vermiş.
"Einstein'in dediği gibi 'Ben geleceği asla düşünmem, gelecek zaten yeteri kadar süratli geliyor, ' diye düşünüyorum, '' demiş.
Gazetede bir de fotoğrafı kullanılan Fatima, siyah türbanı ve kırmızı ruju ile dikkat çekmiş.
Benim de dikkatimi bu fotoğrafı çekti. Kadın sanki avukat değil artiz (!) maşallah. Kaşlar çekilmiş. Kirpikler işleme tabi tutulmuş. Gözlere sürme çekilmiş. Yüzde yeteri kadar krem, pudra var. Dudaklar kıpkırmızı, hani KİRAZ DUDAKLI dediğimiz cinsten.
Ama erkekleri tahrik etmemek için NUR SURESİ 31. ayete göre örtmüş başını. Simsiyah kara çarşafa bürünmüş. Demek ki erkekleri tahrik etmemek için her şeyi yapmak serbest, yeter ki türban veya kara çarşaf olsun.
Hristiyanlar da tabii bu durumu kullanmayı çok seviyorlar. Maksatları İslâm'a karşı üstünlük göstermek. Kıbrıs Rum Kesimi Türklere karşı bir davada İngiltere'de bula bula kara çarşaflı bir avukat buluyor. Tesadüfün böylesi mi demeli?