Ruslar Akdeniz'e indiler...

Öyle biliriz… Ruslar sıcak denizlere… Yani Akdeniz’e, yani Hint Okyanus’una inmek için tarihte her türlü şanslarını denemişlerdir. Türklerle çeşitli yerlerde kapışmalarının, savaşmalarının ana nedeni budur. Akdeniz’de bir kapı edinmek…

 

Daha önce bu amaçla Mısır’la çeşitli anlaşmalar imzalamışlardı. Silah filan sağlıyorlardı. Sonra Suriye’ye el attılar… Ve nihayet burada, donanmaları, uçak filoları ve şimdi de füzeleri için yer sağladılar.. Ve oradan gelene geçene bomba atıyorlar; füze sallıyorlar.

 

Yani, derler ya, “Ali kıran başkesen”lik  yapıyorlar. 

 

Hiç kimse de :” Yahu senin Suriye’de ne işin var. Niye sağa sola bomba atarsın. Kiminle savaşırsın; niye savaşırsın, diye sormuyor… O da diğer ülkelerle birlikte, gariban Suriye halkının üzerine en son model bombalarını atıp duruyor. O da yetmiyormuş gibi, taa Hazar denizi’nden füzeler sallıyor. 

 

Neymiş? ABD ile birlikte Suriye’deki IŞİD birliklerini yok edeceklermiş..

 

Hesaba bakın şimdi..! 

 

Ruslar Esad’ın dostları olduğu için buradaymışlar. Onun için IŞİD’e ver yansın ediyorlarmış. Amerikalılar da Esad’a düşman oldukları için, onlar da burada ve Ruslar’la birlikte IŞİD mevzilerine ver yansın bombaları gönderiyorlar.

 

Tabii Ruslar’ın attıkları bombalardan çoğu, Amerikalıların tuttuğu aşiretlerden bazısının başına düşüyor, o başka. Arada sırada da Türkmenleri bombalıyorlar; Türk uçaklarını rahatsız ediyorlar… Kilitleniyorlar filan…

 

Yani, şöyle böyle derken, Ruslar k..larına Suriye de bir yer açtılar… Amerikalılar şaşkın… Şimdi Ruslar burada dost olarak mı bulunuyor, düşman olarak mı? Hay Allah…

 

Herkes bu işin bu kadar uzun boylu gitmeyeceğini biliyor da;yapacak bir şey yok… 

 

Amerikalılar, Ruslar’a :  “Yahu sizin burada ne işiniz var… Hadi çekin memleketinize gidin…!” diyecek olsa; Ruslar da aynı sözü Amerikalılara söylemek hakkına haiz. Onlar da : “Biz bu memleketin resmi otoritesi ve seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak bulunan Esad’ın isteği ve daveti ezerine buradayız. Peki sizi kim davet etti…”  diye soracak olsalar; Amerikalıların cevabı ne olur?

 

Onun için Amerikalılar ve Rusya şimdi birlikte kardeş kardeş Suriye semalarında uçup duruyorlar ve bombalarını uygun gördükleri yerlere atıyorlar.. Onlara kim mani olacak. Zaten arada sırada Türk uçakları da ötekilerle birlikte IŞİD’i vuruyor; ve nihayet ara sıra da müteffik kuvvetleri de.

 

İşe bakın ki, yapılan hesaplar bu kadar bombalamaya karşın IŞİD’in dim dik ayakta durduğunu gösteriyor. Ve Cumhurbaşkanımız: “IŞİD kara harekatı olmadan yenilemez..” diyor. B tezi güçle ve sonuna kadar savunuyor. Peki , Suriye’ye en yakın Kara Kuvvetleri kimin var?

 

Bilemediniz mi? Size sıfır puan…

 

Herkes, Türk Büyüklerinin sırtını sıvazlayıp, “Siz aslansınız, kaplansınız; üç günde silip süpürürsünüz…” goy goylarıyla bizim aslanları ileri itmek istiyorlar.

 

Savaş yok… Ama biz Türkler nedense hergün şehit verip duruyoruz…

 

Üstüne üstelik bir de Suriye’de bir cephe açmak… Belli ki çok pahalı bir iş.. Amerikalıların çok para göndermesi gerekir. O tanklar, toplar boşuna hareket etmez.

 

Türk Büyükleri, büyüklenip, büyük oynuyorlar… “Çok para çok para..” deyip… Alman Başbakanından göçleri kesmek için para istiyorlar.. Yunanıstan Başbakanı Çipras, “Bu iş hep Türklerin halt etmesi..!” demeye getiriyor. AB’li üyeleri kışkırtıyor…

 

Peki, biz kiminle birlikteyiz?

 

Ruslarla mı?

 

Amerikalılarla mı?

 

Müteffiklerle mi? 

 

AB’yle mi?

 

Suriye’deki aşiretlerle mi birlikteyiz.? Kiminle?

 

Hani bir tarihte Suriye’ye bir sürü TIR’larla filan, MİT malı diye bir şeyler gitmişti.. Acaba kime gitmişti… Kime gittiğini herhalde hiç kimse bilmiyor.. Çünkü çok dumanlı bir havada gitmişti… Kimse görmemiş..!! Aman Allahım…

 

İşe bakın…

 

Valla Rusya’da Putin akıllı adam… Elbette tarih biliyor… Ruslar’ın sıcak denizlere nasıl ineceğini çok iyi biliyor!

 

İlk önce, Rusya’nın bütün güzel kızlarını Antalya plajlarına gönderdi. Daha sonra onların anaları babaları, evler, arsalar, malikaneler satın alarak oralara yerleştiler. Ondan sonra da ikinci adım Suriye…

 

Allah üçüncü adımdan saklasın. Çünkü biliyorsunuz, Ruslar gelip geçerken İstanbul’dan geçiyorlar, görüyorlar. Bir de gözleri Türkiyemiz’in incisi İstanbul’a takılırsa; bizi epey uğraştırırlar.

 

Şimdi artık Baltacı Mehmet Paşa gibi adamlar da kalmadı… Kiminle vuruşuruz ki..??