Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '07

 
Kategori
Futbol
 

Rüştü'nün transferine ben şaşırmadım. Ya siz?

Rüştü'nün transferine ben şaşırmadım. Ya siz?
 

Sanıyorum öncelikle başlıktaki iddialı ifade konusunda aydınlatmalıyım sizleri... Dünden beri futbol kamuoyunda taşlar yerinden oynarken, Türk basınının yaldızlı isimleri harıl harıl yazılar döşenirken, bu köşede sizlere Perşembenin gelişini determinist bir yaklaşımla tam 24 gün öncesinden haber verdiğim için sanıyorum konu hakkında biraz da olsa atıp tutma hakkına sahibim. İsterseniz lafı dolandırıp “Kendi reklâmını yapıyor.” izlenimine yol açmadan o yazıdan bir pasajı bilgilerinize sunayım:
(İncelemek isteyenler için link: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=42744 )

“Gelelim Beşiktaş’taki flaş gelişmeye... Tüm hafta yapılan ikna çabalarına karşın Kayseri’ye gelmemekte direnen Runje ile iplerin koptuğu ve Hırvat kaleci ile yolların ayrılacağı kesin gibi. Kendisinden Kayseri’ye gelmesini isteyen Celal Kolot ile de kulüpte tartıştığı belirtilen Runje’nin kariyerine Belçika veya ülkesi Hırvatistan’da devam etmek istediği biliniyor. Buna karşın Beşiktaş yönetiminin kendi içinde Fenerbahçe ile sözleşmesi sona eren Rüştü’yü tartıştığı, Sakaryasporlu Martinez’in ise daha kuvvetli bir ihtimal olduğu kulüpten sızan bilgiler arasında...”

Evet, sizlerin de gördüğü gibi Beşiktaş’ın 3-0’lık Kayserispor mağlubiyetini yaşadığı ligin kapanış maçından sonra bugün fırtınalar koparan Rüştü transferini akılcı bir yaklaşım ve naçizane kaynaklarımız sayesinde gündeme taşımayı başarabilmişiz. Sanıyorum bu noktadan sonra tartışılması gereken Rüştü’nün Beşiktaş formasıyla çıkacağı yolculukta yaşanabilecekleri gözler önüne sermek. Bunun için de ilk etapta “Bu noktaya nasıl gelindi?” sorusuna cevap aramakta fayda var.

Rüştü’ye Beşiktaş formasını giydiren gelişmeler kabaca iki isim ve iki başlık altında toplanabilir. Bunlardan birincisi kaleci Runje, ikincisi ise Colin Kazım Richards. Sezon başında büyük umutlarla transfer edilen Runje’nin özellikle sezonun ilk yarısında çizdiği başarısız grafiğin ve tüm Türkiye’nin diline pelesenk olan o alaylı tezahüratın etkileri Hırvat kalecinin Türkiye macerasına devam etmek istemeyişinin başlıca sebepleri. Her ne kadar ligin en az gol yiyen kalecisi unvanına sahip bir kaleci olsa da geçen yıl Jean Tigana’nın “İleri çıkanın bacaklarını kırarım.” anlayışı içinde bu payenin tamamını Runje’ye vermenin haksızlık olacağı kanaatindeyim. Sezonun ikinci yarısındaki Sakapyaspor deplasmanında Cangele ile yaşadıkları ve kupa maçı sonrası sahaya atılan maytapla şov yapması nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilen Runje’nin bu olayları abartılı ve anlamsız bularak yakın çevresine “Türkiye’de futbol oynanmaz.” dediği de biliniyor. Tüm bunların üzerine takım içinde maç başı alacakların mesele olması ve isyan edip deplasmana gitmemekte direnen oyunculara pek çok defa ödemeler yapılması, aynı dili konuştuğu Jean Tigana’nın takımdan ayrılması da eklenince Hırvat kaleci Beşiktaş ile olan tüm mental bağlarını kesti. Bu durum da Beşiktaş’ın yeni bir kaleci arayışlarına girmesine ve Rüştü’ye Beşiktaş forması giydirecek olaylar silsilesinin başlamasına yol açtı.

Colin Kazım Richards ise Beşiktaş’ın Tigana’nın tavsiyesi üzerine tam dört ay öncesinden ilgilenmeye başladığı bir futbolcu. Siyah-beyazlı camiada herkesin “Bu transfer bitti.” gözüyle baktığı bir dönemde Aziz Yıldırım’ın bizzat araya girerek bu futbolcuyu Fenerbahçe’ye kazandırması, Beşiktaş yönetimini 90+4’te mağlubiyet golünü yemekten beter bir ruh haline sürükledi. Yönetim içinde Rüştü ismi daha önce de tartışıldığından Fenerbahçe’ye ani ve etkili bir karşılık verme isteğindeki çekirdek kadro (Yıldırım Demirören-Celal Kolot-Mario Berk) Rüştü ve Mehmet Yozgatlı’nın transferlerini gerçekleştirdi. Tabi bu noktada başka bir gelişmeye dikkatinizi çekmek isterim. Colin Kazım’ın Fenerbahçe’ye transferi Mehmet Yıldız’ın da Beşiktaş’ın bir numaralı hedefi haline gelmesi sonucunu doğurabilir. Bekleyelim, görelim...

“Rüştü Beşiktaş’ta ne yapar?” sorusunu cevaplamaya çalışırsak, öncelikle Beşiktaş taraftarlarında dünden beri oluşan infiali yer yer haklı yer yer mantıksız bulduğumuzu belirtmemiz gerekecek. Geçmişte Fenerbahçe forması giyip de sonradan Beşiktaş’a gelmiş Mustafa Doğan, Ali Güneş, Nobre, Tayfun, Mehmet Yozgatlı ve Rüştü gibi isimler içinde belki de en az tepki gösterilmesi gereken isimler Rüştü ve Mehmet... Ancak Demirören yönetiminin transfer politikası içinde birçok Fenerbahçe menşeli futbolcuya yer vermesi ve bu oyuncuların neredeyse hiçbirinin Beşiktaş kariyerlerinde herhangi parıltı gösterememesi taraftar tepkisindeki en büyük etken. Hal böyle olunca da takıma belki de en fazla fayda sağlayacak iki Fenerbahçeli futbolcunun gelişi camia içinde tepkileri üst noktalara taşıyor.

Kariyeri ve başarıları nedeniyle Türk futbol tarihinin en parlak üç kalecisi arasına ismini rahatlıkla yazdırabilecek Rüştü, Avrupa’da kalecilikten emekli olma yaşının 40’a dayandığı bir noktada ve 34 yaşında Beşiktaş’a imza attı. Son milli maçta gözlenen hatalarının maç eksiğinden kaynaklandığı fikrinden hareketle Rüştü’nün formunu bulması durumunda Beşiktaş için yararlı bir transfer olduğunu söyleyebiliriz. Ancak burada iki noktanın altını çizmekte yarar var. Birincisi Beşiktaş’ın sezonu erken açacak ve dört adet çok önemli Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı oynayacak olması. Kafalardaki soru Rüştü’nün bu kısa periyotta maç eksikliğini nasıl kapatacağı sorusu? Siyah- beyazlılar için hayati önem taşıyan bu maçlara ya Avrupa tecrübesinden yoksun Hakan ile ya da maç eksiği bulunan Rüştü ile çıkmak zorunda kalınacak. Bu da şimdiden düşünülüp çözüm getirilmesi gereken bir handikap.

Rüştü transferindeki bir diğer önemli nokta Beşiktaş’ın halen kadrosunda tuttuğu üç kaleciden ikisinin (Murat Şahin ve Rüştü) çok ağır diz sakatlıkları ve sonrasında ameliyat geçirmiş olmaları. Hiç istenmeyen bir durum olsa da bu kalecilerde sakatlıkların nüksetmesi gibi bir durum oluşması halinde Beşiktaş geçen sezon sonunda içine düştüğü kaleci krizine bu sezon içinde de düşebilir. Bu sebeple tedavi ve çalışma programlarının aksatılmaması, Hakan’ın da her an forma giyecekmiş gibi hazır tutulması son derece önemli. Ülkemizi Avrupa’da temsil edecek Beşiktaş’ın kaş yapayım derken göz çıkarmasını hiçbirimiz istemeyiz değil mi?

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..