Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Rutin, aşkın celladıdır.

Küçük şeylerin yetebildiği, yaşamın beklentilerinin doyurulabildiği, birkaç saatlik mutluluğun bizi afyon çekmiş gibi uyuşturduğu neler kalmıştır bu dünyada? Başa gelmeden kestirilemez olan bu duygu durumu hayatımıza artılar mı katar, yoksa zararlı mıdır bilinmez. Bir kere bağımlılık yapıyor. Bir minik kuşun yanında geçirilen haftasonu her saniyesiyle o kadar güzel oluyor ki, devamı geldiğinde ister istemez "büyü bozulur mu?" kaygısı taşıyorsunuz. Belki de bu kaygıdır büyünün mayası.

Hayatın geri kalanı sıradanlaşıyor. Onunla beraberken her ayrıntıdan keyif alıyorsunuz. Dünyanın geri kalanı "diğerleri" oluyor. Minik kuşun sunduğu her güzellik o kadar önemli oluyor ki, hani kendini bıraksa insan; yolun sonu şizofreni. Aman akıl sağlığımıza dikkat!

Galiba en önemlisi rutine teslim olmamak. Bedeli ödenmeyenin kıymeti azalır. Rutinleşenler de bedel ödenmediği ya da az ödendiği için değer kaybediyor. Her akşam aynı saatte yatıp sabah aynı saatte kalkılan, geçim telaşı ile aynı kucakta taşınmaya çalışılan aşkın tazeliği kaybolur. Sıradışı herşeyi hayatın rutinine kurban verenlerin de aşkı yaşayamamaktan, yaşatamamaktan sızlanma lüksleri yoktur. Bir sabah yarım saat erken kalkıp "Uyuyan güzel"i seyretmek, "Minik Kuş"u eve kadar sırtında taşımak, onun için İspanyolca öğrenmeye çalışmak çok mu zor? Tabi bunlar içten gelerek yapılıyorsa anlamı oluyor. Yoksa hem başkalarını, hem de kendimizi kandırmak o kadar kolay ki. Duygularınızın gerçek olup olmadığını radyoda "I will always love you" çalarken ki halinize bakarak karar verebilirsiniz. Benden söylemesi...

 
Toplam blog
: 68
: 644
Kayıt tarihi
: 17.11.08
 
 

1964 İstanbul doğumluyum. Bekarım. Çocuk hastalıkları uzmanıyım. Halkla İlişkiler ön lisans ve İk..