Rüyanın anlattıkları...

“Ah, be oğul..”diye söze başladı babaannesi…”Zeynebin sana ettiklerini görmüyor musun? Yaşadığın bu hayata bir daha gelmeyeceksin. Evet, çok sevdin Zeynebi, belki hala seviyorsun. Eğer sen sevdiğin için, sevgin için elinden geleni yaptıysan ve yaptığına inanıyorsan ama buna rağmen terk ediliyorsan bırak gitsin sevdiğin . Bırak istediği limana demir atsın. Ama eğer bir gün gerçek sevginin ne demek olduğunu anlayıp, geri dönerse, sana yaşattıklarını hatırla ve yüzüne bile bakma.

“Peki ama Zeynepsiz nasıl yaşayacağım, onsuz hayat nasıl anlam kazanacak?Kendimde, yaşama gücünü nereden bulacağım? Kendimi, aslında ruhumu yorgun hissediyorum. Bedenim değil, ruhum yorgun…”dedi Deren…

“Bak, oğul, benim gök gözlü oğlum… İnsanoğlu, hayatında seçimler yapar, seçimlerinde özgürdür, ama yaptığı seçimlerin sonuçlarına katlanmama özgürlüğü yoktur hiç kimsenin. Ve Tanrı, biz kullarına, zaman zaman bazı işaretler gönderir. Belki sen Zeyneple evlenecektin ama mutsuz olacaktın. Mutsuz bir evliliği önledi belki de Tanrı… Ben, buna inanıyorum… Sen, Tanrının yarattığı mükemmel bir kulsun. Kendi varlığının değerini bileceksin… Yaşamda daha karşına pek çok zorluk çıkacak.. Aleyhinde konuşacaklar, gerçekleştiremeyeceğine inandırmaya çalışacaklar hayallerini, iftira atacaklar belki, kendi noksanlıklarını, senin noksanlığınmış gibi inandırmaya çalışacaklar, annen, baban ve belki de en yakın dostların, mesela Rüzgar sana karşı cephe alacak.. Ama sen her zaman dik olacaksın… Kendine inanacak ve güveneceksin… Ve göreceksin ki sonunda başaracaksın… Yalnızca kendine güven ve inan…”
ARKASI YARIN....