Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sabaha gader Dens Dens Dens…

Sabaha gader Dens Dens Dens…
 

highfieldhumanities.co


  Keşke böyle olsa… Millet öylesine mutlu olsa ki… Bıraksanız milleti sabaha kadar dans etse… Ama nerde? Milletin derdi başından aşmış… Bir yandan Suriye olayı yakasına yapışmış bırakmıyor; kafasının üzerinden vızır vızır mermiler geçiyor; bazısı da delip geçiyor... Diğer yandan Terör gavuru “Geldim ha… gelecem ha..! ” diyerek kafasını bozuyor. Nerde millette rahat huzur be… Biraz .ıçının üzerine otursa, hemen oradan bağırırlar bugün beş ekmek almışsan… Yetmez… Yedi ekmek alman gerekir…” Hanede çocuk sayısı olmuş on tane… Sen istediğin kadar, ikiyi, üçlemeye çalış… Onlar ondan, onbeşten sözedip dururlar… Velhasıl millette dert mi istersin… Çokkk.. da … Sorarsan : “YOK…” derler… Yok biz, mutluyak, mesudak… Allaha şükür yaşayıp duruyak… Ehhh sınırın öteki yanına bakacak olursanız. Mutlu olmamanın imkanı yok. Her gün millet; ümmet-i İslam birbirinin gözünü oymakla meşgul. Zannedersin ki … Allah İslam ümmetini birbirini öldürmek için yaratmış. Hepsi de bölük bölük bölünmüşler; saf saf dizilmişler… Ha babam… De babam… “Allahuekber” diyerek birbirlerine ver yansın Rus kurşunu atıyorlar, ben diyeyim Rus, sen de Amerikan … Elin silahıyla Ümmetti Müslüman birbirini yemekle meşgul… Söyle akıl nerede!

Dünyanın düzeni bozuldu mu, bozulmadı mı?
 Dünyanın düzeni bozuldu ise, bu düzeni kim bozdu?

İşte size bazı has sorular… Herkes bu sorulara kendi gözünden cevap verebilir?

Eğer, denizde yatınız varsa, Nişantaşı’nda  kaçak katınız varsa..
 Evinizin önünde helikopter bekliyor, hop deyince Rusya’ya, küt deyince Arjantin’e uçuyorsanız.

Denizlerde gemileriniz yüzüp duruyorsa…

Bu soruyu hiç görmezsiniz; bir de üstelik ,”Dünyanın düzeni bozulmuş, bu ülkenin de düzeni bozulmuş…”  Kim diyor bunu? Getirin bakalım Dolmabahçe Saray’ına, onu bir güzel sığaya çekelim. Yalansa, onu bir güzel Silivri zindanlarına gönderelim..” diyebilirsiniz.

Yok bir gözünüz kör, mideniz ülserli, Ev sahibiniz, “Evimden hemen çık,” diyorsa… 855 TL. maaş alıyorsanız; Bankalara borcunuz 800 bin lirayı aşmışsa… Tam kafası vurulacak adamsınız, demektir. Ulan sen niye yaşıyorsun ki! Bir de Gezi’ye gidip, şunun bunun hakkında şikayet ediyorsun… Mutlaka sen –Şunun bunun çocuğusun- yoksa bu kadar boş boğazlık Boğaziçi’nde bile bulunmaz. Neye şikayet ediyorsun ki, sakat olduğun halde, biz devlet olarak sana iş de vermişiz, bir de “Maaşım az ..”diyorsun. Halt ediyorsun. Bre nabekar ! Bre Hain… Bre seni beni bilmez… Sen ötekilerdensin … Hadi defol git. Gözüm görmesin. Zaten yakında öteki gözünü de şeytan almazsa, biz alırız…

İşte size iki durum:

Boşuna dememişler “İnsan çeşit çeşit… Yer damar damar..!”

Bil ki insanoğlu doğduğundan itibaren neler çekiyor?

Herkes büyük olmak istiyor, Devlet olmak istiyor… Oysa Devlet Baba dünyada bir tane!

“Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğe erişir, bazılarınınsa büyüklük başına konar.” demiş büyük Shakespeare.. Hadi bakalım gerisini sen söyle…

Hey heyy ..!
 “Bir kaşıkla dokuz çoban yemiş, birinin ağzı boş kalmamış…” Kurban olduğum dünya. Kurban olduğum Allah sen her şeye kadirsin!

Bizim insanımızda laf mı istersin … Çokkk… her biri , birbirinden feylezof…

“El içinde eşek kuyruğunu kesme, kimi uzun der, kimi kısa…”
 “Zahidin kıblesi ihsan sahibi Tanrı’dır; tamahkarın kıblesi altınla dolu torba..”
 “Ahmak, kalp parayı altındır ümidiyle alır.”
 “Doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar.”  LAO-TZU
 “İnsan şişirilmiş bir tulum gibidir, ağzı açılınca söner. Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bak….” Mevlana

Bak nereden nereye geldik…

Keşke insanlarımız mutlu olsa, sokaklarda, evlerde, tavernalarda “Sabahe dek dens…” etse… Bazıları ediyor da , bazıları için çok zor.

Keşke okullarda , Siyer dersi yanında bir de dans dersi koysalar… Ne güzel olur.!
 Ne dersin  ey Kari..! 

Keşke böyle olsa… Millet öylesine mutlu olsa ki… Bıraksanız milleti sabaha kadar dans etse… Ama nerde? Milletin derdi başından aşmış… Bir yandan Suriye olayı yakasına yapışmış bırakmıyor; kafasının üzerinden vızır vızır mermiler geçiyor; bazısı da delip geçiyor... Diğer yandan Terör gavuru “Geldim ha… gelecem ha..! ” diyerek kafasını bozuyor. Nerde millette rahat huzur be… Biraz .ıçının üzerine otursa, hemen oradan bağırırlar bugün beş ekmek almışsan… Yetmez… Yedi ekmek alman gerekir…” Hanede çocuk sayısı olmuş on tane… Sen istediğin kadar, ikiyi, üçlemeye çalış… Onlar ondan, onbeşten sözedip dururlar… Velhasıl millette dert mi istersin… Çokkk.. da … Sorarsan : “YOK…” derler… Yok biz, mutluyak, mesudak… Allaha şükür yaşayıp duruyak… Ehhh sınırın öteki yanına bakacak olursanız. Mutlu olmamanın imkanı yok. Her gün millet; ümmet-i İslam birbirinin gözünü oymakla meşgul. Zannedersin ki … Allah İslam ümmetini birbirini öldürmek için yaratmış. Hepsi de bölük bölük bölünmüşler; saf saf dizilmişler… Ha babam… De babam… “Allahuekber” diyerek birbirlerine ver yansın Rus kurşunu atıyorlar, ben diyeyim Rus, sen de Amerikan … Elin silahıyla Ümmetti Müslüman birbirini yemekle meşgul… Söyle akıl nerede!

Dünyanın düzeni bozuldu mu, bozulmadı mı?
 Dünyanın düzeni bozuldu ise, bu düzeni kim bozdu?

İşte size bazı has sorular… Herkes bu sorulara kendi gözünden cevap verebilir?

Eğer, denizde yatınız varsa, Nişantaşı’nda  kaçak katınız varsa..
 Evinizin önünde helikopter bekliyor, hop deyince Rusya’ya, küt deyince Arjantin’e uçuyorsanız.

Denizlerde gemileriniz yüzüp duruyorsa…

Bu soruyu hiç görmezsiniz; bir de üstelik ,”Dünyanın düzeni bozulmuş, bu ülkenin de düzeni bozulmuş…”  Kim diyor bunu? Getirin bakalım Dolmabahçe Saray’ına, onu bir güzel sığaya çekelim. Yalansa, onu bir güzel Silivri zindanlarına gönderelim..” diyebilirsiniz.

Yok bir gözünüz kör, mideniz ülserli, Ev sahibiniz, “Evimden hemen çık,” diyorsa… 855 TL. maaş alıyorsanız; Bankalara borcunuz 800 bin lirayı aşmışsa… Tam kafası vurulacak adamsınız, demektir. Ulan sen niye yaşıyorsun ki! Bir de Gezi’ye gidip, şunun bunun hakkında şikayet ediyorsun… Mutlaka sen –Şunun bunun çocuğusun- yoksa bu kadar boş boğazlık Boğaziçi’nde bile bulunmaz. Neye şikayet ediyorsun ki, sakat olduğun halde, biz devlet olarak sana iş de vermişiz, bir de “Maaşım az ..”diyorsun. Halt ediyorsun. Bre nabekar ! Bre Hain… Bre seni beni bilmez… Sen ötekilerdensin … Hadi defol git. Gözüm görmesin. Zaten yakında öteki gözünü de şeytan almazsa, biz alırız…

İşte size iki durum:

Boşuna dememişler “İnsan çeşit çeşit… Yer damar damar..!”

Bil ki insanoğlu doğduğundan itibaren neler çekiyor?

Herkes büyük olmak istiyor, Devlet olmak istiyor… Oysa Devlet Baba dünyada bir tane!

“Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğe erişir, bazılarınınsa büyüklük başına konar.” demiş büyük Shakespeare.. Hadi bakalım gerisini sen söyle…

Hey heyy ..!
 “Bir kaşıkla dokuz çoban yemiş, birinin ağzı boş kalmamış…” Kurban olduğum dünya. Kurban olduğum Allah sen her şeye kadirsin!

Bizim insanımızda laf mı istersin … Çokkk… her biri , birbirinden feylezof…

“El içinde eşek kuyruğunu kesme, kimi uzun der, kimi kısa…”
 “Zahidin kıblesi ihsan sahibi Tanrı’dır; tamahkarın kıblesi altınla dolu torba..”
 “Ahmak, kalp parayı altındır ümidiyle alır.”
 “Doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar.”  LAO-TZU
 “İnsan şişirilmiş bir tulum gibidir, ağzı açılınca söner. Kimin söylediğine değil, ne söylediğine bak….” Mevlana

Bak nereden nereye geldik…

Keşke insanlarımız mutlu olsa, sokaklarda, evlerde, tavernalarda “Sabahe dek dens…” etse… Bazıları ediyor da , bazıları için çok zor.

Keşke okullarda , Siyer dersi yanında bir de dans dersi koysalar… Ne güzel olur.!
Ne dersin ey Kari..!

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..