Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Ağustos '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sadece bir yorum..

Merhabalar,

Bugün günlük yaşananlardan bahsedeceğim. Geçenlerde uzun zamandır görmediğim bir kız arkadaşıma rastladım. Bir cafeye oturup sohbet ettik, eşinden ayrılmış, kocasının uzun süredir kendisini aldattığını öğrendiğinde nasıl yıkıldığını ama akrabaları arkadaşlarının ısrarları yüzünden eşini affettiğini anlattı. Bir süre kocanın pişmalığıyla özürleriyle herşey mükemmel gitmiş, eşi okadar ilgili sevgi dolu davranıyormuşki yaşadığı ilişkinin bittiğine karısına inandırmış. Her erkek yapar düşüncesiyle oda yaşananları unutmuş. Gel görki bir yıl sonra öğrendiği ikinci şokla hayatı tekrar altüst olmuş , kocası bukez başka bir kadınla onu aldatıyormuş, üstelik sadece eşini değil 2.kadınıda 3.kadınla aldatmaya başlamış yani ortada aldatılan 3 kadın var. Şimdi size soruyorum bir erkek bu kadar karektersiz bu kadar acımasız bu kadar şerefsiz bu kadar doyumsuz bu kadar vicdansız olabilir mi? Evet oluyor işte, hep kadınlar mı suçlu peki? karısına seni seviyorum derken 2. kadına hala sevdiğim tek kadın sensin derken 3. kadına nasıl oluyorda seni seviyorum diyebiliyor. Diyor çünkü o heyecan peşinde, bir heyecan bittiğinde diğerini bitirmeden diğerine koşan bir insan. Bu arada hepsinide kullanmış oluyor. Eh birazda vicdanlı ne eşine kıyabiliyor nede 2. kadını bırakmaya. Buna vicdan deniliyorsa tabi, ağlayan canı yanan 2 kadın var sonuçta, 3kadınsa belki herşeyden habersiz bitmiş bir evlilik diyerek tıpkı 2. kadını resmiyette evliyim, bitecek yalanıyla oyaladığı gibi
bir hayal içinde tutunuyor sevdiği adama.. Olaylar ortaya çıktığında 3 kadın birbirinden haberdar olup karşılıklı geçip konuşuyorlar, ve kimse birbirini suçlamadan o adamı terkediyorlar. Tabi burada acı çeken yine sadece o 3 kadın , erkek başka sevdalara yol alırken özgürlüğün sağladığı bu rahatlıkla yeni bir zafer kazandığını sanıyor. Allah kimsenin karşısına böyle acımasız bir adamı çıkarmasın. Konu böyle açılmışken bende biraz evlilik hakkında yorum yapmak istiyorum. İnsanın içinde yarım kalan duygular olduğunda sanırım daha bir hassas oluyor. Bende çok isterdim evliliğim uzun yıllar sürsün, ama olmadı anlaşamadık ne bir ihanetti ayrılmama neden ne başka bir olay. Büyüklerden kaynaklanan ve aşılamayan bir sorundu. Çocuklarım vardı ama onları mutsuz bir evliliğin mahkumu etmek istemedim, sağlıksız bir ortamda büyütmektense her iki tarafta mutlu olacakları ortamı yaratmayı tercih ettim. Şimdi eşimde kayınvaldemde hala saygı duyduğum kişiler benim için. Eğer sürdürseydim hem kendimin, hem onun daha mutsuz olmasına neden olacaktım, saygının bittiği bir evliliği çocuklar için, inat uğruna, çıkarlar üzerine devam ettirmek hayatı zindana çevirmekten başka bir şey olamaz. Oysa bu hayat bize bir kez verilmiş birdaha yaşama şansımız yok, herkes mutlu olduğu yerde huzurlu olmalı, ilişkiler kişilik çatışmasına dönüşmemeli.

Hayatımız sevgi üzerine kurulu olduğu için evlilikte bizler için kaçınılmaz oluyor. Kim istemezki sevdiğiyle bir ömürü paylaşmayı. Karşılıklı sevgi, saygı, özveri ve güvenle kurulan bir yuvanın yıkılması çok kolay değildir. Bunlardan birinin eksikliği o evlilikte çatırdamalara neden olur. Kadında erkekte suçu hep karşı tarafta arar, çözüm aramaktansa kolayını seçer eşler.. Yada yukarda bahsettiğim gibi ikinci şahıslar suçlanır, buda herzaman bir kadın olur. Oysa bireyleri dışarda sevgi arayışına iten nedenlerin başında anlayışsızlık vardır, düşünce çatışması vardır mutlaka bir tarafın eksikliği vardır . Bu saygı eksikliği olabilir, sen ben sürtüşmesi olabilir, yada bir doyumsuzluk olabilir. Mantıklı bir sevginin olmadığı evlilikler de küçük tartşmaların zamanla kavgaya dönüşmesi kaçınılmazdır. Buda evliliği yıpratan en büyük nedendir, sonrasında arayışlar başlar. İhanet evlilikte yaşanan son noktadır. Eğer bireylerden biri eşini aldattıysa o evlilik zaten bitmiştir. Devam eden sadece zorunlu beraberliktir. Çünkü eşini seven saygı duyan hiçkimse aldatmaz, belki bir gecelik ilişkiler göz ardı edilebilir, bir hatadır denilebilir, bir boşluk, bir kaçış ya da bir yanılgıydı diye yorumlayabiliriz ama yaşanan ihanette aşk varsa ve uzun süreli devam eden bir ilşkiyse o evliliği sürdürmekte hayatı işkenceye dönüştürmekten başka bir şey değildir... Bu tür ilişkilerde genelde hep ikinci kadınlar suçlanır. Oysa hiç bir kadın, erkek istemeden onu baştan çıkaramaz, hayatına giremez, girmekte istemez.

İkinci kadın olmayı kim isterki, kolay mıdır sevdiğini paylaşmak? Emin olun böyle bir ilişkiye erkek tarafından okadar masumca sokulmuştur ki kadın, o evliliğin gerçekten bittiğine inandırılmıştır. Bir kadını ancak bir kadın anlayabilir, kim isterki bir yuvanın yıkılmasını. Ancak eş olan taraf yaşananları tek tarafa bağlar hep, bu ilişki ne şekilde başlamıştır ne vaatler sunulmuştur neler yaşanmıştır nasıl bir sevgi yaşatılmıştır anlamak istemez. Yaralanan, kandırılan sadece kendisiymiş gibi bu ihaneti sadece 2.kadına yükler. Ve işte asıl yanılgı burda başlar, bir erkeği affetmek herzaman ikinci hatayı getirecektir. Arkadaşımın evliliğinde olduğu gibi, bağışlanan erkek nekadar baskı kontrol altında tutulursa tutulsun, eğer affedildiyse bunu her zaman yapacaktır. Siz o imkanı zaten kendi ellerinizle sunmuş oluyorsunuz. Eskisi yada bir başkası hiç farketmeyecektir hayatının her döneminde 2. kadın hep olacaktır. Neden mi? Çünkü sizin gibi diğer kadınında hayatını karartan, asıl yanlışı yapan odurda ondan. Unutmayın evli erkeklerin 2. kadına söyledikleri en büyük yalan "evliliğim bitmiş bir evlilik , sadece resmiyette evliyim karımı hiç sevmedim sevmiyorum demesidir". Bu durumda 2. kadını suçlamakta en büyük haksızlıktır. O kadınlarında duyguları vardır onuru, gururu sizin kadar önemlidir. Ki sevdilerse emin olun sizden daha çok canı yanacaktır. Bence bu durumlarda kadın dayanışması hayata geçmelidir. Kimseyi yargılamayalım verilecek ceza ihanete neden olan kadın değil tamamıyla ihanet eden adama olmalıdır. Ve gitmek istiyorsa bırakın gitsin, size ait olmayan bir ruha, bir kalbe, bir bedene nekadar dayanabilirsiniz. Yada yalanlarla dolu bir evliliğe.. Bu sadece bir yorum kimse üzerine alınmasın, gücenmesin, kırılmasın ben yasak aşkı onaylamıyorum sadece yasak aşkta yaşanan gerçekler göz ardı edilmesin tek taraf suçlanmasın, bir suç varsa bu 3 kişiyide aittir. Nedenlerin niçinlerin mutlaka bir cevabı vardır. Ve unutulmamalı, ne affedilen eş sizin zaferiniz olacaktır, nede bırakıp gitmeniz 2. kadın için zafer anlamına gelecektir. Malesef hayatımızda 3 kadını idare edecek kadar şerefsiz vicdansız ahlaksız yalancı erkeklerle dolu.. Yorum sizlerin... Sevgiyle kalın

 
Toplam blog
: 27
: 6377
Kayıt tarihi
: 12.06.09
 
 

42 yaşında 2 çocuk annesi bir bayanım. Çalışıyorum, yazmaya dün karar verdim, nekadar başarılı oluru..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara