- Kategori
- Mizah
Sadece sarılmanı istiyorum

Resim netten alıntı....
Bir yerde okuduğum ve çok hoşuma giden bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istedim....
Karı- koca yatağa giriyor, birlikte olacaklar. Ancak aniden tansiyonlar yükseliyor.
Kadın durup dururken:
- '' Dur, canım istemiyor. Sadece bana sarıl '' diyor.
Adamcağız - ''Neden?'' diye soruyor. Kadın:
- ''Bir kadın olarak, sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun. Zaten başım ağrıyor'' diyor.
Adam birlikte olamayacaklarını anlıyor ve kadının istediğini yapıyor.
Ertesi gün adam karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alışveriş yaptırıyor.
Kadın, üç tane pahalı kıyafet deniyor ama bir türlü karar veremiyor.
Adam, karısına hepsini almasını söylüyor.
Sonra, pahalı üç çift ayakkabıda alıyor.
Pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor.
Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umrunda değil, pırlanta kolyede alıyor.
Kocası: - ''Kolye sevmezsin sen ama, bunu beğendiysen alabilirsin'' diyor.
Kadın zıplıyor, yerinde duramıyor mutluluktan.
- ''Hazırım, kasaya gidelim'' diyor.
Adam, - ''Hayır hayır hayır bunları satın almayacağız'' diyor.
Karısının yüzü bembeyaz oluyor.
Kocası, - ''BUNLARA SADECE SARILMANI İSTİYORUM'' diyor.
= bitti =
Artık hoşgörü sınırlarımızı bile iyice daralttık. Çiftlerin beraberliğinin uzun soluklu olması adına hiç küs girmemeleri gereken ve mutluluklarını devam ettirmek adına olmazsa olmazlardan yatak odaları dahi, zıt gruptaki iki kişinin yalnızca uyumak amacıyla kullandığı yerler haline gelmiştir. Televizyonlardan seyredip gazetelerden okuyoruz hergün buna benzer haberleri. Bu fıkrada ki gibi, egomuzu tatmin etmeye çalışırken hayatımızı bazen kendimiz çekilmez yapabiliyoruz. Gitgide hoşgörülü bir toplum olmaktan uzaklaşıyoruz. Aslında birbirimize o kadar ihtiyacımız olan zamandayız ki, ama gururumuzdan da zerre kadar ödün vermiyoruz....
Mustafa TARKAN
Karı- koca yatağa giriyor, birlikte olacaklar. Ancak aniden tansiyonlar yükseliyor.
Kadın durup dururken:
- '' Dur, canım istemiyor. Sadece bana sarıl '' diyor.
Adamcağız - ''Neden?'' diye soruyor. Kadın:
- ''Bir kadın olarak, sevgi ihtiyaçlarımı anlamıyorsun. Zaten başım ağrıyor'' diyor.
Adam birlikte olamayacaklarını anlıyor ve kadının istediğini yapıyor.
Ertesi gün adam karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alışveriş yaptırıyor.
Kadın, üç tane pahalı kıyafet deniyor ama bir türlü karar veremiyor.
Adam, karısına hepsini almasını söylüyor.
Sonra, pahalı üç çift ayakkabıda alıyor.
Pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor.
Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umrunda değil, pırlanta kolyede alıyor.
Kocası: - ''Kolye sevmezsin sen ama, bunu beğendiysen alabilirsin'' diyor.
Kadın zıplıyor, yerinde duramıyor mutluluktan.
- ''Hazırım, kasaya gidelim'' diyor.
Adam, - ''Hayır hayır hayır bunları satın almayacağız'' diyor.
Karısının yüzü bembeyaz oluyor.
Kocası, - ''BUNLARA SADECE SARILMANI İSTİYORUM'' diyor.
= bitti =
Artık hoşgörü sınırlarımızı bile iyice daralttık. Çiftlerin beraberliğinin uzun soluklu olması adına hiç küs girmemeleri gereken ve mutluluklarını devam ettirmek adına olmazsa olmazlardan yatak odaları dahi, zıt gruptaki iki kişinin yalnızca uyumak amacıyla kullandığı yerler haline gelmiştir. Televizyonlardan seyredip gazetelerden okuyoruz hergün buna benzer haberleri. Bu fıkrada ki gibi, egomuzu tatmin etmeye çalışırken hayatımızı bazen kendimiz çekilmez yapabiliyoruz. Gitgide hoşgörülü bir toplum olmaktan uzaklaşıyoruz. Aslında birbirimize o kadar ihtiyacımız olan zamandayız ki, ama gururumuzdan da zerre kadar ödün vermiyoruz....
Mustafa TARKAN