Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Sağ kalmanın onursuzluğu

Museviler’in entellektüelleri, toplama kamplarından sağ kurtulduktan onyıllar sonra bile intihar ediyorlardı. Bunun nedeni, sağ kalma sırasında maruz kaldıkları aşağılanmaya er veya geç bünyenin kusma biçiminde tepki göstermesiydi: Yaşamı kusarak yaşam / libido vakumunda kalıp intihar ediyorlardı. 

Onlardan bir epsilon öncesinde, hem Museviler’in, hem de Naziler’in tuhaf ve ironik bir biçimde ‘Müslümanlaşma’ dedikleri bir aşamaya gelip, kendilerini öldürtecek eylemleri, örneğin toplama kampının sınırlarına doğru yürümeyi eylemeleriymiş. 

51 yıldır sağım. 51 yıldır onursuzca sağ kaldım. 

Ailemin eğitimsizliği ve fakirliği, doktorların hataları, onlarca hastalıktan dolayı ölüm tehlikesi, işkence, mahkeme, karakol, kışla, okul cehennemlerinde bir marjinal / ayral olarak sürekli aşağılanma, hiçbir biçimde bir insanla eşit ve denk bir ilişkiye girememe gibi olaylar dizisi boyunca, bedensel ve zihinsel 40’ın üzerinde travma atlattım ve bunlar üzerimde olağan olarak ‘post-travmatik stres bozukluğu’ denilen durumu yarattı. 

Çok zeki doğdum. Kendi kendimi çok bilgili olarak eğittim. 3 askeri darbe ve 3 liberalizm döneminde. 

40’ımdan sonra malzeme aşınması belirtileri göstermeye başladım. 50’imde yaşamak için nedenim kalmadı. 51’imde ölmek için nedenim kalmadı. 

Kafka’dan Fassbinder’e erken ölenlerden elimden geldiğince ders edindim. Dersimi iyi almışım ki hala sağım. 20-40 yaşım arasında öleceğime bahse girenlerden en az 20’si mezarda şu an. 

10.000 küsur kitap okudum. 200 küsur kitap yazdım. Kurmaca-dışı dünya kitap yazma rekoru 400 imiş. Onu egale etmeme 5-6 yıl yetecek. 60 ayın 1’ini Nisan 2011’de başarıyla kullandım. 

Gelecekbilimciyim. Benim gibilerin ve diğer marjinallerin yaşayabileceği geleceksel boşluklar imal ve inşa ediyorum. Asimov ve psiko-tarih okuyanlar beni anlar. 

Sonuç? 

Değil Güneş sistemi, Andoremeda Gökadası’nın ötesine gitsem bile içime sinmeyecek denli, ‘insan’ denilenden tiksindim. 

Burada hepi topu 1 yıllık gelecekler tasarlanıyor. Ben yıl 7000 ve tarih-ötesi sonrası dönemleri tasarlayabiliyorum. 

Ancak uymuyor. Acıyor. Büyük ‘A’ ile ‘Acı’. 

Yaşamı kustum. Ölümü de kustum. Geçmişbilim olan tarihi kustum, gelecekbilimi de kustum. 

Sağ kalmanın onursuzluğu, beni intihar bile edemez duruma kilitledi. 

Çünkü ölümsüzlüğün ne ve nasıl bir şey olduğunu ve şu anda dünyada yaşayan 7 milyardan en az 7’sinin 500 yıl ve belki daha çok yaşayacağını ama kendimin, sıksam sıksam 120’de cehennemi boylayacağımı biliyorum. 

Kıskançlık mı? 

Hayır. 

Gelecek 1.000 yıl için bile yazma programım dolu. Yapacaklarım var. Vardı yani. 

Bukowski’nin çok baba bir lafı var: Epeyi insan barış içinde, savaş koşullarından daha zor koşullarda yaşıyor. 

Bunu genişletiyoruz: 

Epeyi insan toplama kamp koşullarından daha zor koşullarda yaşıyor. Öyle yaşayanların bazılarına bunu yaşatanlar, o toplama kamplarından sağ çıkanlar. 

Bu durumda, benim elim yalnızca 7 milyarı öldürür. Bunun da mümkünü yok. 

Sayın yazarlar, şunu bilin ki siz zırvalar yazarken, tarih sizi bilançonun eksi hanesine kaydediyor, artı hanesine değil. 

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..