Sağ-sol çatışması niçin bitti?..

Türkiye’nin siyasal ortamında sağ ve sol tartışması tümü ile durmuş durumdadır…

Ülke milli gelirinin hakça bölüşülmesini talebi ile gündeme oturan sol düşünce, bu söyleminden hemen hemen vazgeçmiş durumdadır.

Sağ ise, ırkçı söylemlerden ayıklanmış ve uluslar arası sermaye ile çıkar ortaklığına giren sermaye çevrelerinin vurucu gücü olmakla hiçbir yere varılamayacağını anlamış ve eskiye oranla önemli ölçüde bilinçlenmiştir.

Bugünün sağcısı ile solcusunu birleştiren faktör, emperyalizmdir.

Sağcı da, solcu da, ülkenin iç sorunları ile ilgili bir tartışma yapılabilmesi için, ilk önce bir ülkenin olması gerektiğini kavramışlardır.

Somut, elle tutulur bir ülke olmadan o ülkenin milli geliri de olmaz; milli gelirin hakça bölüşülmesi ile ilgili düşüncelerde…

Öte yandan, gerçek milliyetçilik, “vatanın savunulması”dır…

Irkçı temelde bir ayrımcılık, milleti birleştirmek yerine bölen bir diğer unsur olarak bilinçlere yerleşmiştir.

Mesele ülkenin savunulmasıdır.

İşte 2009 yılının Türkiye’sinde sol düşünce ile sağ düşünceyi bir cephede birbirine yaklaştıran öğe bu gerçektir.

Önce vatan kurtarılacaktır!

Önce bu ülkeyi bir sömürü alanı haline getirmeye çalışan emperyalist ülkelerle onların yurt içindeki işbirlikçilerinin oyunu bozulacaktır.

Önce Cumhuriyetin değerleri korunacaktır.

Önce, Atatürk ilkelerine sahip çıkılacaktır.

Türkiye, tam bağımsız, bölünme riskinden arınmış, uygar, demokratik hukuk devleti olacaktır.

Evet…

İşte ancak bu noktadan sonra, hepimizin olan bu ülkenin iç meseleleri üzerine kafa yorulacaktır…

Tartışılacaksa bu zeminde tartışılacaktır.

Solcu diyecektir ki;

- En yüce değer emektir…

- Sağcı diyecektir ki;

- Geleneklerimize sahip çıkalım, kültür emperyalizminin bizleri esir almasına izin vermeyelim…

Tamam diyecektir, solcu, öyle yapalım… Ya da şunu şunu da ve bunu bunu da ekleyelim bu amacın kuyruğuna…

Ve belki de sağcı, bu öneriye hayır, diyecektir.

Tamam, olabilir…

Bu tartışılacaktır…

Şimdi ise, hedef aynıdır… Düşman aynıdır… Amaç aynıdır…

Şu anda birbirimize düşmek, sadece güçleri bölmek ve ülkemizin karşısında yer alan güçlerle işbirliği içine girmek demektir.

Sözünü ettiğimiz bu şablon, hayatın gerçeği içinde bu kadar basit ve kategorik bir biçimde gözükmeyebilir…

Ama esas budur.

Ve bizlerin tüm yurtseverler olarak olması gereken duruşumuzun ana hatları budur.