- Kategori
- Siyaset
Sağım solum bilmece
Sağı solu belli değil "o"nun.
Gün oluyor muhafelet liderine "cibiliyetsiz" sözünü sarfediyor, an geliyor kendisini protesto eden vatandaşı "Ananı da al git" diyerek tersleyebiliyor.
Kimden bahsetttiğimi biliyorsunuz...
Acaba serde Kasımpaşalılık var diye mi?
Ne gezer... Öyle olsa "dışardan birilerinin" haddini aşan küstah çıkışları karşısında halâ sessizliğini korur muydu?
Kendi konuşmuyor, lazım oldukça "sağ kolunu" iki dudağıymış gibi kullanıp onu piyasaya sürüyor. O da çok ender.
Maksat adet yerini bulsun.
Terörle mücadele konusunda bugüne kadar çok derin bir kararlılık ortaya koymuşlar... Kendisi söylüyor.
Öyle derin ki biz bile daldığımızda boğuluyoruz.
E, kolay değil "demokrasinin yıldızı" olmak!
*
Peki "o" öyle de, "öteki"nin ondan aşağı kalır tarafı var mı?
Tıpkı "o"na benzeyen bir şekilde, kağıt üzerinden konuşmadığı zaman, çok büyük yaralar açacak konuşmalar ağzından çıkıveriyor. Meclis'teki "başörtüsü, eşlerin ayıplarını örtmez" cümlesinde Emine Hanım'ı kastetmemişti ama atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra ne fayda?.. "O"na bunun sömürüsünü yapma şansını vermemeliydi. Meramını daha anlaşılır bir şekilde anlatmalıydı.
Gerçi "o"ndan bir farkı var. Hakaret etmiyor.
Aynaya karşı kendisini dinleyip, kendisinde olmayan şeyleri görüp eksiklerini gidermeye kalkar mı bilmem. Çünkü kendisinin sicili bu konuda pek temiz değil.
Defalarca seçim kaybetti, sayısını biz bile unuttuk.
"Halkın tüm kesimleriyle bütünleşme" konusunda kendisinin ve partisinin sıkıntı çektiği aşikar.
AKP ve MHP kendisini halkın içine atmış, ilçe ilçe, köy köy, bucak bucak, kılcal damarlar gibi Anadolu'nun dört bir tarafına yayılırken, partisi bu konularda maalesef eksik kalıyor.
Bir halkla ilişkiler başarısızlığı...
Bir sıkıntısı daha var:
Özellikle televizyon canlı yayınlarında daha net ortaya çıkıyor, konuşmalarının düşünme aralarında ikide bir "Iııııh" diye duraksaması, izleyenler açısından inandırıcılığını zedeliyor.
Malum, siyaset "halka kendini iyi satabilme sanatı".
Amerika'da bu konuda özel kurslar bile veriliyor genç siyasetçi namzetlerine.
Özal, 1983'te siyasete atılmadan evvel o kurslardan birine gitmiş, siyasette "kendini halka beğendirme"nin inceliklerini yerinde öğrenmişti.
Döner dönmez ilk iş fazla kilolarından kurtuldu, saçlarını daha titiz ve özenli taramaya başladı.
*
Tüm bunlar, "o" ve "öteki"nin hali...
Peki ya "beriki"ne ne demeli?
İttifak işini eline yüzüne bulaştırmakla kalmadı, şimdi de birbiriyle çelişen açıklamalarla kamuoyunun gündemine düşüyor.
Önce "AKP ile koalisyona ters bakmam" demişti, şimdiyse kararından caymış, "Asla koalisyona girmem onlarla" diye nutuk atıyor.
Sebep?
Efendim neymiş, Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci sonrasında "o"nun ve partisinin samimiyetsizliğini farketmiş. "O" ve partisi bir demokrasi başarısızlığı sergilemiş...
Adama "günaydın" demezler mi?
Fazla ilişmesin, beyimiz ne de olsa "demokrasinin yıldızı"dır, çok ellerseniz çarpıyor...
Ama bizimki az malın gözü değil.
Baktı seçimlerde barajı geçecek takati yok, hemen "yan faktörlerle" irtibat kurmaya başladı?
Fethullah Gülen'in direktifiyle düzenlenen "Türkçe Olimpiyatı" gecesinde sahnede mikrofonu eline alır almaz Utah'taki "Hocaefendi"ye övgüler düzmeler...
Bunlara hiç gerek yoktu.
Çünkü o kesimin oylarının "adresi belli".
Ve bil ki o sen değilsin. Olamazsın da.
*
Bütün bu hırgür-telaşe içerisinde hiç istifini bozmayan, puan kaybetmeyen bir adam varsa o da -hiç şüphe yok- "diğeri".
Partisinin barajı aşacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Üstelik birbiri ardına kalkan ve yüreklere kor düşüren şehit cenazeleri onun değirmenine su taşıyor, partisini gitgide güçlendiriyor.
Terör son günlerde bu kadar kudurmasa dünya gözüyle göremeyeceği oyları 22 Temmuz'da hanesinde görürsek hiç şaşırmayalım.
Ama dediğimiz gibi, "topluma derdini anlatma" konusunda başarıları su götürmez.
Ah bir de anlatacakları fazla bir şey olsaydı...
*
İşte 22 Temmuz seçimlerine koşarayak yaklaşırken ülke siyasetinin ve parti liderlerinin hal-i pür melali.
Biz bu adamlarla yönetiliyoruz.
Dışarıdan birine söylesen "kafa mı buluyorsun benimle" der.
Gelin bir de bana sorun...