- Kategori
- Siyaset
Şener depreminin dip dalgası
Dün TBMM’deyiz.
Adam değil de “kart” kontrolüne odaklaşmış beyinlerin kontrolünden geçip ortalığı temaşa ediyoruz.
Bir değerli dostum A.K bugün içinde bulunduğu durumu “Guguk kuşu” benzetmesiyle açıklıyor.
Guguk Kuşu’nun ilginç bir hayat sürme taktiği ve marifetleri var. Ve AKP’li vekillere guguk kuşu okuyor, okutuyor.
İlgiyle dinleyen vekiller “bunu grupta okumak lazım” diyorlar ancak cesaret bulamıyorlar..
......
TBMM’de yapılan son AKP grup toplantısı ardından, vekiller ve çiçeği burnunda ki vekil aday adayları mescidin avlusunu hınca hınç dolduruyorlar.
Tıpkı AKP’nin seçimi kazanıp geldiği ilk Cuma günü olduğu gibi..
...
AKP Grup toplantısında kendisine uzatılan mikrofonlara konuşan AKP Teşkilat Başkanı Hayati Yazıcı, gazetelerde çıkan haberleri yalanlayarak “Abdullatif Şener’in tekrar aday olduğunu “belirtiyor.
Öğleden sonra bir vekil dostumuzun ziyaretindeyiz.
TBMM Başkan vekilinin, TV’den “ oylama için üç dakika” anosu üzerine, dostumuz “Haydi gidelim.. Ben oy kullanayım, sonra kuliste konuşmaya devam ederiz “diyor.
Birlikte çıkıyoruz.
Hayır çıkmıyor adeta maratona başlıyoruz.
Üç dakikalık maraton ..
Halkla ilişkiler binasından çıktığımızda dizi dizi koşucularla karşılaşıyoruz.
Oyundaki çocuklar gibi birbirini geçen.. Bir birlerine laf atan koşucular.
Ve birlikte olduğumuz vekil, ” Bu insanlar adaylık için koşuyor... Bir adaylık nelere kadir. Ya Rab bir adaylık için ne güneşler batıyor!..
İnsanları ne hale sokuyor” diyor ve koşmaya devam ediyor.
Koşarak hep birlikte kulise giriyoruz.
Biz kuliste kendimize yer bulurken, bir çoklarının “ne için ve neye hizmet edeceğini” bile bilmedikleri yasaya; parti istiyor diye “evet “ vermek ve tekrar milletvekili olmayı tehlikeye sokmamak için vekiller oy kullanmak üzere içeri, genel kurula dalıyorlar.
Daha evvel hiç de oylamalara katılmamaları ile bilenen bazı vekillerin de koşarak genel kurul salonuna girdiğini görüyoruz.
Ve biraz önce, “Adaylık için ne güneşler batıyor” sözlerini hatırlıyoruz.
Ancak kuliste otururken karşılaştığımız ve iyi haber vermesiyle takdirimizi kazanan M.B, ”Biraz sonra Abdullatif kameralar karşısına çıkacak, hem aday olmadığını açıklayacak, Hem de..” diyor.
Ve Abdullatif Şener , kameralar karşısına geçiyor.
Kuliste ne kadar milletvekili varsa televizyonun önüne doluşuyor. Ya da hep birlikte doluşuyoruz.
Abdullatif Şener, aday olmadığını açıklıyor.
AKP vekilleri buz gibi..
Farklı yorumlar yapılıyor.
“Şener depreminin içi yüzü!” başlığını atan bir gazetenin konuyla ilgili yorum haberi şöyle:
“Abdüllatif Şener'in tüm ısrarlara rağmen aday olmaması, 'Bazı kurumlarla kavganın yol açacağı tehlikeyi gördü' diye yorumlandı.
AKP'nin en önemli isimlerinden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener'in adaylığı konusunda dün farklı farklı açıklamalar yapıldı. AKP'den 'Aday olacak. Dilekçesi elimizde' açıklamasına, Şener 'Hayır olmayacağım' diye son noktayı koydu.
DEPREM YARATTI
Partide Erdoğan ve Gül'den sonra en etkili isim olan Şener'in önündeki parlak istikbale rağmen verdiği bu karar AKP'de deprem etkisi yarattı. Çünkü 'Parti iyi yönetilmiyor' diye yakınan Şener'i, Erdoğan'ın ikna edeceğine herkes inanıyordu.
HUSUMET SİYASETİ
Şener'in aday olmayışı Ankara kulislerinde ise 'AKP, Genelkurmay, Yargı, YÖK gibi kurumlarla husumet içindeymiş görüntüsü veriyor. Bu da ülkeyi nahoş gelişmelere gebe bırakıyor. Böyle bir siyasi kadronun aktörü olmak istemedi' diye yorumlandı.”Güneş-2 Haziran 2007
Şener hadisesi 1977’lerin Erbakan- Paksu arasında yaşananları hatırlatıyor.
Bu olay “Siyaset Çayırında solan Gül, Ali Hersek ” ismini verdiğimiz ve basıma hazır kitapta şöyle anlatılıyor:
“İSTİFA ETMEMİŞ, İSTİRAHAT BUYURMAKTADIRLAR”
MSP’nin ortak olduğu Milliyetçi Cephe hükümeti iş başındadır.
“....başörtüsü...
Sen ey müslüman kızı
Sen namus timsalisin
Sen cennet güzelisin
huriler misalisin
Sen Allah yolundaki
gaziler misalisin
İslam yolunda olmak
Mü’minin ülküsüdür
Müslüman hanımların
iffeti örtüsüdür “ şeklindeki satırların sahibi Ahmet Tevfik Paksu MSP’de Maraş Milletvekli ve Çalışma Bakanı’dır.( 31.03.1975-11.11.1976)
O dönemde, şaka gibi bir komedyayı televizyondan izliyorduk.
Çünkü televizyon ekipleri evine kadar giderek Tevfik Paksu’ya tavrını soruyorlardı. Ve bu görüşmeyi görüntülü olarak yayınlıyorlardı.
Tevfik Paksu, bakanlıktan “istifa ettiğini net olarak söylüyordu.
Ancak, Erbakan, televizyonculara Paksu’nun istifa etmediğini ısrarla söyleyerek ‘ Tevfik Paksu kardeşimiz istifa etmemiş, evinde istirahat buyurmaktadırlar’ diyordu.
Ancak daha sonraki süreçte Tevfik Paksu bey, kesin olarak bakanlıktan istifa ettiği tescillendiriyordu.”
Ve “Siyaset çayırında solan gül, Ali Hersek”de Abdullalatif Şener’e de yer var.
Yazdığımız ve yayına hazır olan kitap; eğer seçim öne alınmasa idi şu anda yayınlanmış durumda olacaktı.
İşte size “Siyaset Çayırında Solan Gül, Ali Hersek” de “Şener depremi”nin dip dalgalarına ulaştıracak iki alıntı:
l
FP Ankara İl Teşkilatı Başkanlık divanında yer alan Ali Hersek, FP Anayasa Mahkemesi tarafından kapanana kadar 20 ay İl Sekreterliği görevinde bulunur.
Daha sonra da Tayyip Erdoğan’ın “hatta bu partide, yüzde 5-15 oranında aykırı düşüncelerin yer alması faydalı olacağı kanaatine varılmıştır “ değdiği AK Parti’nin Ankara İl teşkilatının kuruluşunda “kurucu”olarak yer alır.
AK Parti Ankara İl Teşkilatı Kurucu Başkanı olan Ersönmez Yarbay’ın Milletvekili seçimlerinde aday olmak üzere istifa edince yerine İl Yönetim Kurulu tarafından İl Başkanı seçildi.
İl Teşkilatı istifalarla feshedilmiş sayılınca, İl başkanlığı sona erdirildi.
Ali Hersek’in görevden düşürülmesi konusunda, olayı yakından izleyen bir kaynak;
“Ali beyi Genel Merkez görevden aldı, alınmasını programladı. Hüseyin Adak, Cemal Yılmazdemir’in hem arkadaşı hem hemşehrisi. Dr.Mehmet Akgün Çankaya ilçe Başkanı oldu. Mehmet Çetin istifa etmişti.Sonraki istifalar Ali Hersek yönetimini düşürdü. Çünkü İl Kurcular Kurulu’na yedek üye verilemiyordu.
Sıkıntı;
Ali Hersek sıkıntısı değildi.
Abdullatif Şener Teşkilat Başkanı idi.O gidince Hayati Yazıcı geldi. Halef selefle ilgili husumet..
Parti teşkilatlarını kurucu olarak Abdullatif Şener teşekkül ettirmişti.
Yerine gelenler, eski teşkilatları değiştirmek istediler, değiştirdiler.
Kendilerine bağlı teşkilat istiyorlardı” diye konuşuyor.
ll
...
ŞENER : EVET BÜTÜN SORUN BALGAT.
11Kasım 2000
FP Ankara İl Gençlik teşkilatına akşam “Ekonominin dünü bu günü”konulu bir konuşma yapacak ve o gece beni evime(Oran’a yakın) bırakacak olan Abdullatif Şener, bilgisayarda çalışırken odama geliyor.Üzerinde spor bir kıyafet.
Çay söylüyorum.
O’da dertli.
Çankaya teşkilatından Cemalettin bey, “Sayın bakan siz genel başkan yardımcılığı yaptınız, grupbaşkanvekili oldunuz.Bütün sorun Balgat mı? “diye sordu.
Şener, ”Siz hiç genel başkanın ciddiye alındığını gördünüz mü?
İyi laflar da etse, nasıl olsa son söz bunun değil diye yankı bulmuyor. İşi genel başkan götürür. O’da gölgeli olmuyor. Evet bütün sorun Balgat. Her kırığın altında O’nun imzası var. Merve olayında da öyle, seçimlerin ertelenmesi olayında da öyle.Yeni partinin kapatılması sürecinde de öyle. Listelerimizde ne Merve vardı, ne Ahmet Tekdal’ın kızı. Son anda Balgat’ta ilave yapıldı. Bereket Tekdal’ın kızı olmadı.Yoksa iyiden iyiye perişan olacaktık”diyor.
GENEL KURMAY MÜDAHALESİYLE SEÇİM YAPILDI
Şener’in seçimlerin ertelenmesi dediği konu şu:
RP Katılır. Mesut Yılmaz RP’den oy alırım beklentisiyle Erken seçim kararı aldırır.Erken seçim18 Nisan 1999’da yapılacaktır.Ancak bazı milletvekilleri imza toplayarak seçimin iptali için Meclisi toplantıya çağırırlar.
Fakat, Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, ”Seçimin 18 Nisan 199987da yapılması gerektiği” şeklinde demeç verir.Bunun üzerine imzacılar ya da “Küstünler” denen gurup bir şey yapamaz, Meclis dağılır.
O günlerde Hoca’nın “Önce demokrasinin temeli atılsın” sonra seçim dediği, hatta yeni bir koalisyon için teklif aldığından küskünlere destek verdiği söyleniyordu.
Şener, buna işaret ediyor.
1999 seçimlerine FP, hapis yatan Tayyıp Erdoğan ismi ve mağduriyeti üzerine bina etmişti.Ancak yinede FP, RP’ye göre daha az oy aldı.Ancak yenilikçiler gelenekçilere mecliste galebe çalarak Gurupbaşkanvekilliklerine oturdular.
Evet, 1999 seçimleri ancak genelkurmay müdahalesiyle yapılabilmişti..
Bu gün?
Seçimin ne zaman yapılacağını , 4 Haziran akşamında AKP’listeleri sonrası çıkacak gürültü ve başka unsurlar belirleyecek.
Ne dersiniz?
Necati Çavdar –2 Haziran 2007