Sağlam mı Denizli mi?

Ertuğrul Sağlam için bu maçı TV den izlemek ne kadar zor olsa gerek diye düşünüyorum, takımı yeni teslim ettiği duayen hocası eski takımının başında yeni bir sistemle maça başlıyor ve Beşiktaşlılar son yılların en harika başlangıcını izliyorlar.Dakika 13 skor 3-0... 14.dakika'da Ertuğrul hoca neler hissetti kestirmesi güç ama Mustafa Denizli 'nin keyfi görülmeye değerdi!

Maça gelince; Beşiktaş Ankara'da 13 dakikada bulduğu 3 golle emaneten verdiği liderliği geri aldı, hem de son yılların en iyi maç başlangınıcı yaparak... Peki sonra ne oldu? Koca bir hayal kırıklığı ve çok kötü bir oyun. Beşiktaş gibi şampiyonluk adayı olan bir takım, bu sene her önüne gelen takıma yenilen Fenerbahçe 'nin bile yenebildiği Gençlerbirliği takımı karşısında ilk çeyrekte 3-0 öne geçip sonrasında 3-1 olana kadar tek bir pozisyona bile giremiyorsa en başta Ertuğrul hoca geçtiğimiz 1, 5 yılın muhasebesini iyi yapmalı!

Beşiktaş'ın en büyük sorunu -ki bu sorun 2003 teki şampiyonluktan sonra hep var- kollektif oyun eksikliği! Denizli Beşiktaş'taki düşük pas yüzdesi ve bireysel oyunla sonuca gitme alışkanlığını kırmak için 3-4-3 gibi hücum bölgesi kalabalık bir takım düzeni ile maça başladı. Takımın en gerisindeki adam Sivok bir gol attı.Bu yıl sezon başından beri Sağlam'ın sisteminde solbekte çakılı kalan Tello ileri 3 lünün solunda zaman zaman da sağındaki Holosko ile yer değiştirerek hareketli kanat bindirmeleri ve ters ortaları ile hem gol buldu hem de assistler yaptı. Bence maçın anahtarı Tello oldu. Denizli biliyor ki elinde çok sayıda teknik ve yetenekli oyuncu yok, bu yüzden Tello ve Holosko dan maksimum verim almak istiyor, Nobre'yi bu iki yetenekli oyuncunun asistleri ile ceza sahası içinde buluşturacak.Sezonun kalanında bu hafta olduğu gibi Nobre'den her hafta gol bekleyebiliriz.

Delgado bence sezon sonu en uygun fiyata gönderilmeli, iki maç var on maç yok şeklinde, hem de ne yok! En fazla pas hatası yapan oyuncunun yerinde geçmişte Sergen Yalçın, Şifo Mehmet gibi virtüezler oynuyordu, Delgado beklentilerin çok altında, futbolda takımda iki türlü liderlik var; biri takım kaptanı yani takımını yöneten, motive eden, sahiplenen oyuncu, diğeri ise oyunu yöneten, skoru taşıyan, oyunun lideri yani oyunu sahiplenen oyuncu. Beşiktaş'ta ne gariptir ki ikisi de Delgado; takım kaptanı ve oyun kurucu!

Bobo'nun işi ise zor, Denizli'nin tek alternatifi Cisse'nin yerine Uğur İnceman ile başlamak ve Bobo'ya kontenjan açmak, ama bu ihtimal de şimdilik zayıf görünüyor çünkü Uğur tam hazır değil. Aslında Beşiktaş geçen sezon ligin en iyi üç ön-liberosundan biri olan Koray'ı Manisa'ya vererek ne kadar yanlış bir karar verdi bugün daha iyi anlıyoruz.

Defansta Sivok libero, Toraman ve Zapo çift stoper oynuyor, şuan için çıkabilecek en iyi üçlü. Takımın en gerisinde oynayan Sivok takımın ikinci golünü attı, bu da Mustafa Denizli hücum futbolu takım halinde oynanır felsefesinin yansıması, herkes hücuma katılacak.

Denizli ile Kartal 3-4-3 oynayacak, Serdar Özkan ve Aydın Karabulut gibi "gençlerin" bu sistemde oynaması sakat ve cezalı durumuna bağlı. Beşiktaş Denizli ile Sağlam döneminden daha çok atıp daha çok yiyecek, Tello ve Holosko'nun performansı yeni sistemdeki pozisyonları itibariyle Beşiktaş için çok önemli! Orta sahanın sağ ve sol kanatları Serdar Kurtuluş ve İbrahim Üzülmez gibi gözüküyor, bu ikili maçların durumuna göre arkadaki üçlü defansın kanatlarını oluşturduğundan Beşiktaş 5-3-2 gibi de oynayabilir, bu yüzden ikisinin de öncelikle savunma yönleri kuvvetli olmalı ve Denizli doğru oynatıyor.

Önümüzdeki hafta Sivas maçı Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ı hakkında daha net analiz yapmamızı sağlayacak, zira Sivas asla Gençlerbirliği değil!