Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Sağlık sorunları : Dişler mi önemli, gözler mi?

Sağlık sorunları : Dişler mi önemli, gözler mi?
 

gözegeldik.com


 Haydi buyurun. Genç birine böyle bir soru sorsanız, deli mi diye yüzünüze bakar… Ama yıllar geçince makinanın parçaları dökülmeye başlayınca, onartmak için hangi bir tamirciye gideceğinizi şaşırırsınız. Önce dişçiye mi, yoksa gözcüye mi? İkisi de önemli…

Bilirsiniz keyf ehilleri 5 yıl dolunca, “araba artık eskidi, yenilemek zamanı geldi…” derler; eskisini verirler ve yenisini alırlar.

Bizim eski parçalarımıza para veren olur mu? Nerde… Herhalde , o çıkan parçaları …Neyse, kötü bir şey söylemeyeyim, moraliniz bozulmasın. Ama bildiğim, insanın geri kalan parçaları para etmiyor. Daha diriyken alınan parçalar aslında çok işe yarıyor. Ama o işte de para yok?

Yani bunun hesabının bir kez daha yapılması gerekir. Bir uzvunu bağışlayan insana niçin belli bir para ödenmez..? Denilecek ki, bu işte çok kötü kullanımlar olabilir. İnsanları parçalayıp satabilirler. Dünyada aç insanlar o kadar çok ki, bunların ne gibi kötülükler yapacağını kolay kolay kestiremezsiniz… O da doğru.

Ama ben inanıyorum ki, organ bağışı yapanlara (veya ailesine) uygun koşullarla bazı özendirme ödülleri olmalı. Ama bunun mekanizması nasıl kurulabilir, onu bilemiyorum. Çünkü gerçekten çok zor iş…

İşte o duruma geldik… Yani yedek parça arıyoruz ama nerde…? Şimdilik, diş miş ve göz bir şeyler yapıp takıyorlar. Yeni doktorlar çok mahir. Ellerinden öpülecek güzel doktorlar yetiştiriyoruz . Ama bu işler.. Ameliyat filan biraz da şans işi.. Hoop, bir bakıyorsun kalbini çıkartıyorlar, kesiyorlar, biçiyorlar, damarlar ekliyorlar… Adam bir hafta sonra aslanlar gibi sağlam insanlar arasına karışıyor.

Tabii, bu arada bir de Doktor tabiriyle (EX) olanlar var. Onların oranları nedir? Her hastane gizli gizli onun hesabını tutar ama kolay kolay açıklamaz. Çünkü tahmin edilenden çok daha yüksektir. Hastanın sahibi gelir, hemşire : “Hastanız dün akşam, EX oldu der..” insanlar beyninden vurulmuşa dönerler…

İşte bu durum karşısında, bazıları delirip, sağa sola, doktorlara saldırmaya çalışıyorlar… Ondan sonra mahkemeye başvurup, hak aramaya çalışıyorlar. Boşuna… Allah belli bir ömür vermiştir. O bir yerde biter. Doktorlar ellerinden geleni yaparlar ama, bazen nafile… Artık ömür bitmiştir. Yapılacak bir şey yoktur.

Doğuda böyle durumlar için yakılmış destanlar, türküler vardır. Hele Diyarbakır’lıların  bir “Yaş Destanı” vardır ki insan ömrünü özetle ne güzel anlatır. Hele onu Celal Güzelses’in eski plaklarından dinleyecek olursanız, ağlayacak gibi olursunuz. Gerçi bugün de onu çok güzel söyleyen sanatçılar var ama. Ne diyor türkü… Taa insanı doğuşundan alır, sonuna kadar götürür. Biz sözlerini biraz yarıdan alalım. (Bu türkünün çok çeşitli örnekleri ve türleri vardır..)

“Ellibeşte, sızı iner dizine;
Altmışında, duman çöker gözüne;
Altmışbeşde, bakılmaz hiç yüzüne;
Ahrete yol soran seyrana benzer.

Altmışbeşten sonra, beli bükülür;
Damarında akan kanlar çekilir.
“Gel gel” diyen toprağa diz çökülür,
“Geldi geçti” denir yalana benzer.

Ağlatma ki beni, sen de gülesin.
Ben yaşayam, reva mı sen ölesin?.
Önün sıra ben yolcuyum, bilesin,
Konan göçer, dünya bir hana benzer.”

Evet bu türküyü bulursanız iyi bir sanatçıdan örneğin, İzzet Altınmeşe’den bir dinleyin… Gerçi gençlere bir şey söylemez de, ehh yolu yarılamışlara çok şeyler anlatır.

Yarın dişlerin bir kısmını yenileyeceğiz (takma makma ne yapalım..!) . Sonra da göz.. O çok daha önemli. Bizi bir (Katarakt) ameliyatı bekliyor. Doktoruma güveniyorum. Sizlerden de şans ve dua diliyorum değerli arkadaşlarım. Kalın sağlıcakla.

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..