Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Mayıs '16

 
Kategori
Bilim
 

Sağlıklı beyin, sağlıklı beslenme

Sağlıklı beyin, sağlıklı beslenme
 

Bütün işlerin merkezi


Türkiye’nin ortalama IQ’su 90’mış. IQ (Intelligence Quotient, Zeka katsayısı) değeri beynin çalışması ile yakından ilişkilidir. Normal insan beyninin iki yönü var. Bir doğuştan gelen, iki sonradan eklenen. İnsan beyninde hücreler arasındaki ilişki ne kadar çoksa insan o kadar zeki olur. Beyinde ilişkileri snapsisler sağlar. Genetik olarak bazılarında snapsisler çoktur. İnsan çalışarak ve çok okuyarak beynindeki snapsis sayısını artırabilir. Çalışmamakla da körelir. Bu olay aynı spor yapıp yapmamaya benzer. Düzenli spor yapanların kasları gelişir. Ama evde oturanlara fazla kas gerekmez. Bu bilgi ışığında zeki ve tembel olanlar doğuştan donanımlıdır. Zeki değil ama çalışkan olanlar kendilerini geliştirir, sınıfları geçer, hayatta kalmak için yeteri kadar bir düzen sağlarlar. Bir de zeki ve çalışkanlar var. Onlar en iyileridir. Bir de aptal ve tembel olanlar var, bizim gibiler.

Beyindeki snapsisler çalışmayla artırılabilir. Bir taksi şoförü işi gereği bir kentteki yerleri ezbere bilir. Hani bizde derler ya “ben bu yakanın şoförü değilim” diye, işte o taksicinin beynindeki snapsis durumu nedeniyle böyle söyler. Oraya buraya gide gele taksicinin beynindeki yön bulma, yer ezberleme snapsisleri –talebi karşılamak üzere- artış gösterir.

Bir kişi dil öğrenmeye başlarsa, öğrendiği ikinci, üçüncü diller ona daha kolay gelir. Çünkü beynindeki dil ve konuşma merkezi gelişme göstermektedir. Bir iki dili zor öğrenirken bazıları 6-7, belki daha fazla dili kolaylıkla öğreniyor.

Bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış şeylerdir.

Beslenme alışkanlıkları beden için olduğu gibi beyin için de çok önemlidir. Beyin düşünürken enerji tüketir. Bu enerjinin dışarıdan düzgün bir şekilde alınması gerekir. Beyni oluşturan ve beyin hücrelerinin hayatta kalmasını sağlayan maddeler alınmalıdır. Düzenli uyku iyi bir beyin fonksiyonu için çok önemlidir. Geceleri hipofiz bezinin salgıladığı melatonin maddesi hücrelerdeki hataları onarmaya yarar. Işık melatonin düşmanıdır. Her sabahlamada yaklaşık bin beyin hücresi ölür. Uykunun bölünmesinde de aynı şey olur. Dünyada elektriğin icadından sonra aydınlıkta yaşama süresi artmıştır. Artık hiç uyumadan rahatlıkla gece geçebileceği gibi normal bir yaşamda çalışan bir kişi yatsı namazından sonra değil fakat gece saat 11, 12’de uykuya dalmaktadır. Günde 8 saat uyumak gerekir ki beden ertesi güne yenilenmiş ve inde olarak başlayabilsin. Ancak dinin gereği, sabaha karşı her yer karanlık iken hoparlörlerden ezan okunmaya başlar (Eskiden insanlar sabah namazını kılar, oradan işlerine giderlerdi). Kişiler namaza kalkmasa bile uykuları bölünür. Melatonin salgısı anında durur. Hücre yenilenmesi tam olarak gerçekleşmez. Dikkat edilirse gece iyi uyumamış kişiler gündüz vakti fırsat buldukları anda uykuya dalarlar. Bu durum insanın çalışmasını etkiler, iş hayatını etkiler, ilişkilerini erkiler, kişi olarak üretimini etkiler, tabi hepsi kötü yönde olur. Daha akıllı ve verimli bir toplum olmak istiyorsak bir kere yeni yaşama şartlarından ortaya çıkan bu durum bir düzene sokulmalıdır. Bunun için önümüzde birden fazla şık var. İnsanlar ya eskiden olduğu gibi namaz kılıp işlerine gitsinler, ya da sabah namazı saati değiştirilsin, iş saatlerine uygun hale getirilsin. Başka şıklar da var ama onları geçelim. Bütün insanlar Müslüman olmadığı ve elektrik icat edildiği için birinci şıkkı yapmak olanaksızdır. İkinci şıkkı yapmaya da koyu Müslümanlar razı olmazlar. Ne olacak o zaman? Türkiye’nin ortalama IQ’su 90 olmaya devam edecek.

IQ oranını artırmak için başka yollar olabilir.

Beslenme alışkanlığı. Türkiye çok ekmek tüketen bir ülkedir. Ekmek doygunluk duygusu vermekle birlikte beslenme açısından fazla bir olanak sağlamaz. En az ekmek tüketenler IQ’su yüksek ülkelerdir. Bu bir tesadüf mü yoksa bir geçerliliği var mı? Ekmeği temel maddesi olan buğdayda, glüten denen bir madde bulunur. Bir çeşit proteindir, suda çözülmez. İnsan midesi ve bağırsakları bu maddeyi sindiremez. Ama vücutta ağır hasarlara sebep olur.

Glutenle doğal yiyecekler bağırsak hastalıklarından metabolizmik sorunlara kadar genellikle sindirim ve dolaşım sistemi üzerinde değişken zararları bulunmaktadır. İçerdiği toksisite ile yabancı protein grubuna da girmektedir. Bağışıklık sisteminin genetik yapısını bozmakta ve vücuttaki doku sistemine zarar vermektedir. Alerji, astım ve enfeksiyonlara karşı vücut direncini bozmakta ve zayıf düşürmektedir.

http://www.glutensizdiyet.net/gluten-nedir-zararlari-nelerdir/

Yeni çalışmalar göstermiştir ki glüten direkt olarak beyni de etkiliyor, beyindeki kan akışını engelliyor imiş.

http://okyanusum.com/belgesel/gluten-beyin/

Gluten Latince yapıştırıcı madde demektir. Glykierung ise glikozla proteinlerin ve bazı yağların birbiriyle karışması ve bağ dokusuyla hücrelerin sertleşmesi olayıdır. Bu olay Glutenin katılmasıyla süratlenir, beyin hücreleri birbirine yapışır, sertleşir, esnekliğini kaybeder, hücreleri taş gibi yapan yeni öldürücü oluşumlar ortaya çıkar. Gluten hâlâ ölümcül sırlar taşıyan, oysa, uzman yönetiminde tespit edilip, tedavi edilebilen bir konu. 

http://www.gunes.com/yazarlar/-/gluten-beyni-tahrip-ediyor-49803

Bunlar gibi internette gluten hakkında daha birçok madde var. Hepsini yazmaya gerek yok. Durum anlaşıldı. Burada şunu da söylemekte yarar var. Gluten veya başka maddeler her insanı aynı şekilde etkilemez. Bazı insanlarda şizofrene sebep oluyorsa bu herkes glüten yüzünden şizofren olacak demek değildir.Ama darklı biçimler de de olsa insanlar bu maddeden etkileniyor. O halde –yapabiliyorsak- bu etkiyi sıfır düzeyine indirmek gerekmez mi?

Laktoz ve sentetik şeker beyne zarar verebilir.

http://www.hurriyet.com.tr/sentetik-seker-beyne-zarar-verebilir-20564399

Alkol ve sigaradan söz etmeye hiç gerek yok.

 
Toplam blog
: 153
: 18932
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Antakya 1955 Doğumluyum. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 1982 Mezunuyum. O zamandan beri firmalarda m..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara