Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '15

 
Kategori
Futbol
 

Şahtar değil Fener kapalı kutu

Fenerbahçe iki yıl önce Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Arsenal ile eşleştiğinde iki takım taraftarı da aynı yorumu yapmıştı “zaten hep en zorunu çekeriz.” Nitekim Arsenal Fenerbahçe için, Fenerbahçe’de Arsenal için olası rakipler arasındaki en güçlüsüydü. Dünkü kuradan sonra Luçesku’nun: “kuralarda genellikle en güçlü takımı çekiyoruz” açıklamasını duyunca bu eşleşmeyi de hiç yadırgamadım.  Bu eşleşme ile, her ne kadar kastedilen bu olmasa da, sene boyunca Kadıköy’e gelmesi dört gözle beklenen Luçesku da Kadıköy’e gelmiş olacak.  

Bu arada hemen belirteyim Şaktar’ın adının kesinlikle Shakhtar diye yazılmaması gerek. Zira “Shakhtar” Ukraynaca’da “????a?” diye yazılıyor ve bu altı harfin bire bir karşılığı “Şahtar”. İngilizce’de “ş” harfi olmadığı için “sh”, “h” sesini kalınlaştırmak için de “kh” kullanılıyor. Bizim alfabemizde “ş” de, kalın söylenen “h” de olduğu için garip sözcükler yazmaya hiç gerek yok hatta bunu yapmak yazım hatası.

Tekrar futbola dönersek Avrupa kupalarındaki eşleşmelerimizden sonra atılan klişe bazı başlıklar vardır. Rakip kolay olunca “lokum gibi kura” veya zor olunca “imkânsız değil” denir genelde; rakip çok tanınmayan bir takım olunca da “kapalı kutu”. Fakat bu ifadelerin kendi temsilcimiz için kullanılması nadirdir ve bugünlerde bu nadir anlardan birini yaşıyoruz zira Şahtar’dan ziyade Fenerbahçe tam bir kapalı kutu!

Sarı lacivertlilerin bazıları sükseli, bazıları ise adı çok duyulmamış bir düzine transferinin her birinin nasıl bir sonuç vereceğini zaman gösterecek ama kesin olan bir şey var ki o da takımın %75’inin yeni ve ilk resmi maçına Şahtar karşısında çıkacak olması. Bu durum hiç de sevindirici değil. Belki Pereira’nın öğrencileri birkaç ay içinde tabanca gibi olacak fakat bugün itibariyle sistemi oturmuş vasat bir takım bile onları zorlayacaktır.  

Şahtar eski gücünde değil!

Türkiye’deki eşleşme yorumlarının bir diğer ortak özelliği de onların milli iyimserliğimizden pay almalarıdır. Rakip ne kadar zorlu olsa da, “eyvah” şeklindeki ilk tepkimizden sonra günden güne “gerçekten imkânsız mı?, “neden olmasın?”, “biz inandık” ve “haydi çocuklar” yollarından geçerek maç gününe kadar kendimizi favori gösterme noktasına kadar gelebiliyoruz. Ukrayna temsilcisi için de bu aralar söylenen, onların eski gücünde olmadıkları. Peki, bu doğru mu?

Ukrayna’nın doğusunda, büyük kömür yataklarının bulunduğu Donbas bölgesinin takımı olan Şahtar, ülkedeki “iç” savaş nedeniyle maçlarını uzun bir süredir Donbass Arena yerine Ukrayna’nın Polonya sınırına yakın şehri Lviv’in, Arena Lviv Stadı’nda oynuyor. Bu nedenle onların kendi sahalarındaki maçta %100 bir ev sahibi avantajına sahip olmadıklarını söylemek mümkün.

Tecrübe anlamında ise Luçesku’nun takımı Fenerbahçe’den genel anlamda çok önde olmasının yanı sıra sarı lacivertlilerin daha ayını doldurmamış yeni kadrosu göz önüne alındığında bu avantaj bir kat daha artıyor. Zira Luçesku öncesi, 1991’de kurulan Ukrayna Premier Ligi’nde sadece bir lig şampiyonluğu olan Donbas ekibi Rumen teknik direktör ile resmen şaha kalkarak 11 sezonda 8 lig şampiyonluğu, 4 Ukrayna Kupası ve 7 Ukrayna Süper Kupası kazandı. Bu süre zarfında Şampiyonlar Ligi’ne adeta abone olarak 8 kez katıldıkları bu turnuvada iki kez ikinci tur, bir kez de çeyrek final oynayan turuncu siyahlılar 2009 yılında Kadıköy’de UEFA Kupası’nı kaldırarak tüm bu başarılarını ve tecrübelerini adeta tescillediler. Bu nedenle her ne kadar geçen seneki kadrosundan Luiz Adriano, Costa ve Fernando gibi üç önemli oyuncusunu kaybetmiş olsa da Şahtar’ın gücü ile ilgili olumsuz yorum yapmak doğru değil.

Velhasıl bugün itibariyle hem rakip teknik direktörü hem de rakip takımı kendimizinkilerden daha iyi tanıyoruz. Rumen Hoca muhtemelen o meşhur savunma anlayışıyla ve eldeki hamurdan en iyi keki yapmaktaki ustalığı ile ilk maçtan bir beraberlik koparmaya çalışacaktır. Sarı lacivertlilerin bu keki yemesi için ise maçtan en az bir hafta önce ideal on birini netleştirmesi ve maça üçüncü ön elemenin ilk maçı değil de adeta Şampiyonlar Ligi’nin finali konsantrasyonuyla çıkması gerek.

Şans yanımızda olsun.

can.nizamoglu@gmail.com           

 

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..