- Kategori
- Felsefe
Sahte yüzler

Hüzün ve sessizlik, karanlık ve uğultulu ormanda tek dostlarım... Karanlıkta o kadar çok kaldım ki artık orada ne olup bittiğini açık seçik görebiliyorum ve bu beni dışarıda aydınlıkta olduğum süredeki gibi ürkütmüyor; çünkü gördüğüm yüzler sahte değil bakınca kimin iyi kimin kötü olduğunu hemen anlayabiliyorum.. Bu ormanda herşey düz herşey gerçek... Her sabah dolaptan kendine yeni bir yüz takan insanlardan bıktım artık; sahte gülüşler, balon sevgiler hep boğuyor beni ve koşuyorum ormanıma doğru, mutlu ve huzurluyum tek korkum buralarında insanlaşması... Aslında düşman değilim kimseye, maskeleri ile buralara gelip bu eşsiz güzellikleri kötülemeleri ve buradaki mutlulukları çalmalarından korkarım hüznümde ordan gelir...
Yabancılaşmanın had safhada olduğu bir dünyada yaşıyoruz; insanlar kendilerini bile tanıyamaz halde herkes üstlendiği rollere bürünerek dolaşıyor caddelerde.. Eleştiri değil bu, bende yabancılaşıyorum herkesten lakin ben rollerimden dolayı mı koptum insanlardan yoksa; kendim olmak mı beni kopardı ademoğlundan bulamadım cevabı..?? Korkutuyor beni kopmak insanlardan, maskelerin arkasına sığınmak huzur mu veriyor bize, kendin olmaktan neden utanırsın ki.. o kadar mı acizsin, o kadar mı ezik.. Neden sığınırsın olmaya bişeyin arkasına..
Yaşamak özgürce kendin için umursamaz bir şekilde... Ne olduğuna, kim olduğuna önem vermeden sevebilmek birilerini... Sorgulamadan anlamaya çalışmak insanları... belki de çıkartmalarına yardımcı olur maskelerini insanların yabancılaşmazlar sana ve diğerlerine... Anlamaya çalışmak birilerini önyargısız yaklaşmak görünüşüne aldırmadan...
Çok şey istiyorum biliyorum; ama kim ister yabancı olmak herşeye herkese...!!!