- Kategori
- Edebiyat
Şairliğin aşamaları 7: Yaratıcılık

Yaratıcı şair, en üst mertebedeki şairdir. Onunla artık kimse aşık atamaz. Dili son derece kendine özgün biçimde kullanır. Aslında dille adeta oynar. Onu eğer büker, yeni sözcükler yapar. Adeta dil onun oyuncağıdır. Dilden korkmaz, kimseden korkmaz.
Böyle bir usta olan, şiirinin temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiç bir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi kozasını ördü; “Türkçem benim ses bayrağım,” derken, dili adeta yeniden yarattı.
Onun sanat anlayışını şu cümlesi özetler:
“Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.”
Dağlarca, “Yüz-binlerce çağrı bana, yüzbinlerce / Şaşar kalır şuracıkta yüreğim (Deliböcek)...” demiştir. Yaratıcılıkta, şiir yazmada yaratıcılığın önemini gösterir bu. Büyük şairler dili allak bullak ederler; inci gibi işlerler. Örneğin İngiliz dilinde bir Shakespeare öncesi İngiliz Dili ve Shakespeare sonrası İngiliz Dili’nden söz edilir. Shakespeare, İngiliz Diline yüzlerce yeni sözcük, kavram kazandırmıştır; onun için büyük şairdir; “Şair-i Azam” dır.
Büyük şairler, yalnız kendi ülkelerinde tanınmazlar, dünyanın bir çok ülkesinde onun hayranları vardır, okuyanları, söyleyenleri, ezberleyenleri vardır. Dünyanın bir çok ülkesinde onun üzerine kitaplar yazılır.
Büyük Şair”in “Şairi Azam’lığı kendinden menkul değildir; ya da içinde bulunduğu ufak bir toplum tarafından verilmemiştir. Büyük şair yüzyıllara kafa tutabilir; şiirleri yıllarca sonra bile ayni takdiri toplar. Yaratıcı Şair, kalıcı şiirler yazar. Şiirleri adeta dünyaya, insanlığa alem olur; ışık tutar. Onu sevenleri de çoktur, sevmeyenleri de..Çünkü Büyük şairleri anlamak kolay değildir. Genellikle derya deniz gibidirler; insanlar onların dünyasına girdi mi kolay kolay çıkamaz. Çünkü insanları, hırpalar, biçimler, değiştirir, yeni bir kalıba sokarlar.
Yaratıcı şairler, dili çok etkili bir şekilde kullanmakla birlikte, dille adeta oynarlar. Yaratıcı şairin dil macerasını izleyenler, hem hayran olurlar, hem de ürkerler. Bir insan bir dille bu kadar oynayabilir mi, diye. Fakat onlar korkmazlar. Oynarlar, işlerler, dokurlar. Dile katkıda bulunurlar. Dil, büyük şairleriyle, adeta, yeniden hayat bulur.
Yaratıcı şairler,öylesine biçimler, öylesine yeni söyleyiş olanakları getirirler ki, onu izleyen şakirtler şaşırırlar. Çünkü onda alışılmadık şeyler vardır. Şaşar kalırlar. Yaratıcı şairler yalnız biçemleriyle değil, içerikleriyle de büyük, korkutucu ve ileri bir düzeydedirler.
Yaratıcı şairlerin büyüklükleri; çağına damgalarını basmalarından ileri gelir. Bir Nazım Hikmet; bir Necip Fazıl Kısakürek.. o kadar çabuk dünyaya gelmezler. Geldiklere döneme damgalarını basarlar; çok fırtınalar yaratırlar.
Herkesin Büyük Şairi kendine göre olmakla birlikte, bir de edebiyat kitaplarının belirlediği, dünyanın büyük olarak tanıdığı şairler vardır. Onları kolay kolay değiştiremezsiniz. Onlar kalıcıdırlar ; artık klasikler arasına girmişlerdir. Onları biz de okuyacağız, gelecek kuşaklar da..