İlker Başbuğ tutuklandı sıra kimde...

Emekli Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tutuklandı. Sonra…. Sonrasını bilmem. "Juristokrasi" almış başını  gidiyor. Anladığım kadarı, artık olanları Cumhurbaşkanı ve Başbakan da kontrol edemiyor ki durmadan karşıt beyanlarda bulunuyorlar. Neden çekindikleri belli değil. İşte burada söylemek gerekiyor : Acaba “Fincancı katırlarını ürkütmekten” mi korkuyorlar?

Evet, sıra kimde… Kenan Evren; Tahsin Şahinkaya;  onlar da tamam… başka başka…

Önce William Carr’ın “Hitler” adlı kitabında Hitler hakkında ne söylediğine bakalım. :

“Almanya’nın  felaketi  tek  başına  Hitler  değildir. Alman  felaketinin  sorumlusu,  bir  Hitler  yaratan  ve  kendi  kaderini  onun  ellerine  kendi  isteğiyle  teslim  eden  Alman  halkıdır.”

Sonra, Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’e kulak verelim: “Önce komünistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben komünist değildim. Sonra sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler, benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Durumu görüyor musunuz?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na göre “artık toplama kampları kurulmuş bulunuyor.” Önüne geleni içeri almaya başladılar. Kılıçdaroğlu da çok hevesli…”Beni de içeri alın..” deyip geziyor. Haydi hayırlısı!

İstedikleri neydi? Adalet Bakanlığını ve hizmet alanına giren  Yargıtay, Sayıştay, Danıştay hepsi derlendi toplandı… İktidarın etki çemberine bağlandı… İmam Hatip Okullarında; sonrasında Hukuk Fakülteleri’nde ; Siyasal Bilgiler Fakültelerinde yetiştirilen inançlı yargıçlar gerekli yerlere atandılar… Ama…

Ama, bir yerlerden sonra ipleri elinizden kaçırdınız mı? İşleri siz bile kontrol edemezsiniz…

Genel Kurmay Başkanları, Ordu Komutanları, Generaller, Generaller ve Albaylar… İçerde kaç kişi oldular. Saymakla bitmiyor. Aman Allahım..!

Artık, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç' da bir şeyler sezinledi ki (onun sezgilerinin güçlü olduğuna inanırım…) tutuklu Milletvekilleri ile ilgili "Lamı cimi yok vekilin yeri Meclis" demeye başladı. Aslında , anladığım kadarıyla , tutuklu bulunan bütün gazetecilerin, bütün paşaların tutuksuz yargılanması için bir sürecin başladığına ilişkin emareler var.

Çünkü manzaranın dışardan görünüşü çok çirkin. Sen, Hürriyetten, Demokrasi’den bol bol söz et… Ondan sonra buyurun Silivri’ye… Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…” demezler mi? Nitekim dış basın, özellikle “Financial Times” bizimkileri tefe koymuş çalıp duruyor. Bir yerde, artık yeter, demek gerekir ama..Nasıl… Kim…Nerede? Zor…

Neden?

Çünü, “Juristokrasi” almış başını gidiyor. Önüne geleni, kuşku duyduklarını, alıyor içeri … Bu hızla, içerdekiler: “Siz dışarıda kaç kişi kaldınız?”  diye sormaya başlayacaklar…

Ne olacak bu işin sonu? Herkes soruyor. Çünkü, bizdeki “İçerde tutuklu kalma süresi” bütün gelişmiş dünya ülkelerinden çok fazla, çok uzun. Bunu herkes biliyor ve bundan herkes rahatsız.  Derin bir kuşku var, diyorsun, alıyorsun içeri; sonra, yıllarca içerde yatırabiliyorsun. Sonra büyük bir kısmı da, bir bakıyorsun, “Kusura bakmayın, sizin suçunuz yokmuş..” diye serbest bırakılıyor. Böyle hayatı kaymış çok insan vardır bu ülkede.

Kimse doğru tahmin yapamıyor. Herkes son umudunu yeni çıkacak “ANAYASA” ya bağlamış durumda; “İnşallah her şey çok iyi olur…”  deyip bekliyorlar. Sanki yeni Anayasa’yı gökten melekler gelip, onlar yapacaklar… Herkes, her şeyin çok iyi olacağından çok eminler… Ben de Sayın Kenan Işık gibi sormak istiyorum … Emin misiniz? Ve tekrar sormak istiyorum : “ Kesin kararınız mı?”

Bir yıl sonra yeniden, Anayasa yapmaya girişmeyin de… Ama işimiz, gücümüz ne ki? Yaparız ; bir daha yaparız… Olmazsa bir daha yaparız …

Önemli olan ne? Önemli olanı,  Büyük Şairimiz Mehmet Akif Ersoy söylemiş…

“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın…” mı demiş? Asıl önemli olan bu…

İmdi, Demokrasiyi şöyle böyle biliyoruz da; gelelim   “Juristokrasi”nin nimetlerine..! Bazılarınızın “istemem, eksik olsun…” dediğinizi duyar gibi oluyorum… Eee çok ırgalarsanız sonucun böyle olacağı belliydi.