Şaka gibi...

Ergenekon davasının ünlü savcısı Zekeriya Öz’ün görev değişikliği konusunda ne düşündüğünü soran gazetecilere Tayyip Erdoğan demiş ki:  

- “Ben yargının işine karışmam. Yargı da benim işime karışmasın.” 

İki cümlelik yanıtın birinci cümlesini yeniden okuyun. 

Gülmeyin. 

Kızmayın. 

Gözünüzü şaşı yapmayın. 

Sadece okuyun ve düşünün. 

İşine gelmeyen tüm yargı kararlarına karşı çıkan, beğenmediği yargı kararlarında yargıçları siyasi davranmakla suçlayan, yargıç ve savcı atamalarını düzenleyen HSYK’nın başına bir siyasi figür olarak Adalet Bakanını oturtan Tayyip Erdoğan söylüyor bunu… 

Yargıyı hallaç pamuğu gibi atan, yüksek yargıyı kendi yandaşlarıyla yeniden yapılandıran kim? 

Türban konusundaki yargı kararına “Bu senin işin değil efendi! Ulemaya sordun mu?” diyen kim? 

Cumhuriyet tarihinde ilk kez “yandaş savcı, yandaş yargıç” yaratan kim? 

“İkiye bir mahkemeleri” kimin devri iktidarında ortaya çıktı? 

Tayyip Erdoğan bu cümleyi söylerken cama bakıyor muymuş? 

* 

İkinci cümle birinciden de kötü… 

Eskilerin deyişiyle “tam bir fecaat…” 

Ne diyor Bay Tayyip? 

- “Yargı da benim işime karışmasın.” 

Sıradan bir vatandaş değil, dokuz yıldır bu ülkeyi yöneten başbakan söylüyor bunu. 

Yasama ve yürütme erkinin, anayasaya ve yasalara aykırı bir işlemi ve eylemi söz konusu olduğunda bunu yargı frenler. Yargı denetiminden bağımsız bir yasama ve yürütme düşünülebilir mi? 

Anayasa Mahkemesi niçin var? 

Danıştay niçin kurulmuş? 

İdare Mahkemeleri yetenek yarışmalarında jüri olarak mı görev yapıyor? 

Birazcık demokrasi kültürü olan birinin “Yargı da benim işime karışmasın” demesi düşünülebilir mi? 

Tayyip Erdoğan usulü “ileri demokrasi” böyle bir şey demek ki… 

Yargı denetimine kapalı “özel bir demokrasi!…”  

* 

Başbakan’ın bu tarihi açıklamasına ne denir, bilmiyorum. 

Ama bildiğim bir şey var… 

O da şu: 

Tayyip Erdoğan demokrasinin “d”sini biliyorsa ben de “hızlandırılmış tren” olayım!