Sakın mutlu olmayın!

 / yarı şaka – yarı ciddi /

Siz mutlu oldukça, mutlu kaldıkça ;

hayalleriniz olmaz

rüyalarınız yavan kalır

umutlarınız biter

Heyecanlarınız yok olur

gülüşleriniz, sevginiz/sevdanız söner

beklentiniz ve beklediğiniz yoktur artık

korkularınız, şüpheleriniz dağılır

Ne güneş doğar sabahınıza

ne ay batar gecenizde

yıldızlar göz kırpmaz size

fallarınız, kahve fincanında telve olarak kalır

“gelecek” sizin için bir şey ifade etmez mutlu olursanız eğer; yaşamın anlamı, tadı tuzu da kalmaz. Sakın mutlu olmayın, donar kalırsınız buzdan bir heykel gibi.

Mutlu iseniz şayet, geçici bir süre için ya askıya alın mutluluğunuzu, ya da rafa kaldırın hepten, kaldırın ki; mutluluğun kıymetini anlayın, değerini bilin, ne olduğunu görün …

Yine de siz bilirsiniz !.

* muzaffer yıldırım