Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saklı zamanlar...

Saklı zamanlar...
 

Çoğu zaman ne yaptığımızın, neden yaptığımızın ayırdına varmadan geçer zaman. Anlamanın ötesindedir her şey. Sadece öyle olması gerektiği için yapılıyordur.
Gece olunca uyumalı, sabah olduğunda kalkmalısın. İşe gitmeli, eve dönmelisin. Bitirilecek işlerin vardır. Aranılacak yakınların… Tuhaf bir çekim gücünün etrafında döner durursun.

Bu tek düzelik içinde yaşanan olaylara neden güldüğümüzü, neden üzüldüğümüzü, neden öfkelendiğimizi unutur; gelecekte hiç birini hatırlamayız.
Ve ömrümüzün çoğudur, dolu sandığımız bu geniş boşluklar.

Oysa tutkulu, heyecanlı, her anından tat alınan, bitmesini istemediğimiz anların uzunluğu, sayısı ne kadardır?
Bir ömrün yanında ihmal edilebilecek birer noktacık… Ama geriye baktığımızda bize kalan sadece onlardır.

Beynin kıvrımlarında saklıdır, unutulmazlar...

Yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor. Bu kocaman zaman dilimini "uykuda geçti" diyerek iki kelimede anlatabilirsiniz. Ama o nokta kadar anları anlatmak için roman bile yazılabilir. Kelimeler yetersiz kalabilir.
Mesela nasıl anlatılabilir sevgilinin elini ilk tuttuğun an, ilk öpücük.
Unutulur mu bebeğini kollarına ilk alışın…
Aslında daha büyüktür o kısacık anlar, geniş zamanlardan…
Bir de sarsıcı olaylar vardır unutulmayan.
Terk etmeler, terk edilmeler, ölüm, ayrılık…

Ve unutulmayan büyük pişmanlıklar :"Keşkeler"

Keşkeler de yaşamın bir parçası küçümsemeyin. Her zaman doğru kararı almak, doğru tercihi yapmak mümkün olamıyor. İster istemez keşkeler giriyor hayatımıza. “Keşke” demek; ilk bakışta boşa çaba harcamak gibi dursa da öyle değil. Rahatlamanın, duygusal boşalmanın bir yolu…

Kimse de “keşke” lerimizi almasın bizden.

Fotoğraf:http://www.fotokritik.com/

 
Toplam blog
: 75
: 1153
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

1966 Samsun doğumluyum. KTÜ Mühendislik fakültesi mezunuyum. İzmirde yaşıyorum...