Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '14

 
Kategori
Futbol
 

Saldım çayıra, hakem kayıra

Saldım çayıra, hakem kayıra
 

Maçın başında daha henüz her şey güllük gülistanlıkken...


Canınız mı sıkılıyor?

Hayatınız monotonlaştı mı?

Çözümü çok kolay.

Elinize bir düdük alıp, üstünüze de kara-sarı bir şeyler giyip, en yakındaki futbol sahasına giderek o sırada oynanmakta olan maçı 'kafanıza göre' yönetmeye başlıyorsunuz.

Sonra mı?

Sonrası daha da kolay.

Size daha önceden söylemediler mi? ''Sahada, sadece hakemin sözü geçer''.

Kralı gelse  -tabi kral hatası, pardon kural hatası yapacak kadar ahmak değilseniz- kimse sizin sözünüzün üstüne söz söyleyemez.

Futbolcular mı? Basarsınız sarıyı susarlar. Yok gene mi susmadılar, o zaman da kırmızı ile, doğruca soyunma odasına yollarsınız.

Peki ya Teknik Direktörler? Onlara da basın kırmızıyı, gönderin tribünlere. Oradan artık bağırırlar mı, elde telefon, yedek kulübesine laf anlatmaya mı çalışırlar, orası onlara kalmış.

Ya seyirciler? Çok kafanız kızarsa çağırın kolluk kuvvetlerini, girsinler aralarına, bir iki jop falan, bak nasıl da kuzuya dönüyorlar. Olmadı boşaltın tribünü, olmadı maçı iptal edin, yine mi olmadı? Öyle bir rapor yazın ki ceza alıp, bir sonraki maçı seyircisiz oynasın takımları.

Dedim ya, hakem sizsiniz. Asarsınız da, döversiniz de....

Evet evet, çığırından çıkmasını istediğiniz bir maç mı var?

Hiç merak etmeyiniz, işten bile değil.

Gerçekten de sadece bir kaç düdük ile bu işi başarabilirsiniz.

Mesela işe, gözünüzün önünde olan faulü görmezden gelmekle başlayabilirsiniz.

Siz faulü görmezsiniz de, sizdeki görme kusurunu farkeden takımlar, o andan sonra artık fırsatı buldukça 'çaktırmadan' faul de yapar, yere yatıp dakikalarca zaman da çalarlar.

İşte bugün 12 Ekim 2014'te Alemdağ Stadı'nda tam da bu oldu. Bir hakem, kararları ile normal bir maçı çığırından çıkardı.

Aslında her şey çok güzel başlamıştı. Komşu iki ilçenin takımları sahaya çıkarlarken, ev sahibi Alemdağspor ve Ataşehir Çamolukspor seyircileri de, Alemdağ Stadı'nın tribünlerinde kendilerine ayrılan yerlere geçmişlerdi.

Maçın ilk beş dakikası karşılıklı ataklarla geçildikten sonra, hakem sanki sert oyuna müsamaha gösterecekmiş tavrını abartarak maçı yönetmeye başlayınca, oyuncular da daha da sertleşmeye başladılar.

Ancak rahatsız eden durum, oyun sertleştikçe hakemin de gittikçe bu duruma daha çok izin vermesiydi.

Yine böyle bir anda, Alemdağspor savunmasının sağında yeralan defans oyuncusuna yapılan belirgin bir faule rağmen hakem 'oyna' diyerek işaretini verince, bir anlık şaşkınlık neticesinde Ataşehir Çamolukspor da fırsat bu fırsattır diyerek golü atıverdi.

Ağlar topun şiddeti ile sarsılırken, aslında Alemdağsporluların da hakemin adaletine olan inançları sarsılıyordu.

Golün hemen ardından, önde olan Çamoluksporlu futbolcuların, profesyonelliğin sınırlarını oldukça zorlayan zaman çalma yönündeki 'ağır' hareketlerini tek bir kez bile uyarmayan hakem, tribünlerdeki taraftarların da gittikçe daha fazla sinirlenmesine neden oluyordu.

İlk yarı boyunca yaklaşık olarak on beş dakika kadar kesintilerle duran oyunun sonuna, sadece dört dakika eklenince de, artık seyirciler de dayanamadılar ve soyunma odasına giden hakemi protesto etmeye başladılar.

İkinci yarıda da değişen bir şey yoktu. Karşılıklı ataklarla geçebilecek, birbirlerine denk iki takımın mücadelesinde, Ataşehir Çamoluksporlu futbolcular, ikinci yarının neredeyse tamamını Alemdağ Stadı'nın plastik çimlerinin üstünde piknik yaparak geçirmeyi yeğlediler.

'Sözde' faullerle yerde kalan futbolcuların yanına gelen hakemin, tribünlerden bakınca ne dediği tam olarak anlaşılamasa da muhtemelen ''Bir çay daha ister misiniz?'' diye sorup, ''Olur vallahi taze ise alayım'' yanıtı üzerine de ''Şimdi demledim, olunca hemen getireyim'' dedikten sonra, üç beş dakika da çayın demlenmesini beklediği düşüncesi seyircilerde oluşmaya başladı.

Topun rüzgarından bile yere düştüklerinde,

Bitiyordu hakem, bir anda dizlerinin dibinde,

Diyeceğine, ''Hadi oğlum, kalk çabuk !'',

''Uf mu oldu yavrum, agucuk, gugucuk...''

Sonra....

Sonrasında ise, aslında futbol dışında her şey oldu.

Alemdağspor'un centilmen ve emektar futbolcusu Serkan, rakibinin kendisine yaptığı sert harekete değil de, kendi yaptığı harekete faul çalan hakeme 'haklı' olarak isyan ederken, haksız olarak topu yerdeki futbolcuya sertçe attı. Hakem de bunun üzerine belki de maç boyunca tartışılmaz tek doğru kararını vererek, Serkan'a kırmızı kartı gösterdi.

On kişi kalan Alemdağspor şuursuzca saldırıp gol ararken, Ataşehir Çamolukspor da kontrataklarla ikinci golün peşine düşecekmiş gibi yaptıysa da, yeşil sahada piknik yaparken gol atmanın imkansızlığından doğal olarak onlar da haliyle ikinci golü bulamadılar.

Bir ara hakem herkesi o kadar bunalttı ki, sanki sahada ve tribünlerde birbiriyle ağız dalaşına girmeyen kimse kalmadı gibi bir durum ortaya çıktı.

Yanlarından her top geçişinde kendilerini yere atıp sonra da bir türlü kalkmak bilmeyen Çamoluksporlu futbolculara isyan edip, ''Ayağa kalk'' diye bağıran Alemdağsporlu taraftarlara, Çamolukspor Başkanı, ''Adama ambulans çağırdık, siz numara yapma kalk diye bağırıyorsunuz'' diye yanıt vermeye kalkınca, bu kez seyirciler arasında dalagalanmalar olduysa da, Çevik Kuvvet, sadece sporcunun zeki ve çevik olmadığını, kendilerinin de bu niteliklere sahip olduğunu kanıtlarcasına anında olay yerinde bitiverdi.

Sonuçta, haftaya lider olarak giren Ataşehir Çamolukspor, gruptaki güçlü rakibi Alemdağspor deplasmanından 3 puanı cebine koymuş  ve liderliğini de pekiştirerek gelecek haftayı beklemeye başlarken, Alemdağsporlu futbolcular ise, çetin gececek bir sezonda, üç puanlık kaybı biran önce unutup ''Lig uzun bir maratondur'' sözünü sık sık tekrar edecekleri bir hafta yaşayacağa benziyorlar.

Türkiye Futbol Federasyonu İstanbul İl Başkanı Yemen Ekşioğlu'nun da izlediği maç, her şeyin sahada kalıp her iki takımın da önündeki maçlara bakacağı bir spor dersi olarak futbol tarihine geçti.

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..