Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '16

 
Kategori
Siyaset
 

Saldırının kodları

Saldırının kodları
 

saldırı


Hayat aslında bir satrançtır. Devletler, kişiler, kurumlar sürekli mücadele ve hareket (hamle) halindedirler. Hayatın normal akışına aykırı, şaşırtıcı, değişik bir şeyler oluyorsa bu yapılmış bir hamledir. Her hamlenin  amacı,  hedefi  beklentisi olduğu gibi her hamleye kuvvetli bir karşıt hamleyle karşılık verilmesi gerekliliği vardır. Bu hamle geniş çaplı bir terör saldırısı şeklinde  ise kuvvetle muhtemel siyasi amaç gütmektedir. 

Evet ortada gerçek olan tek sağlam veri acımasız bir saldırı olduğudur. Saldırının(hamlenin) kodlarını çözmeyi başarırsak saldırganın kimliğini tespit edebilirsek saldırıyı defetme ve karşı hamle yapma şansımız olacaktır. Kodları çözemediğimiz takdirde ise ya kıymetli bir taşımızı kaybedeceğiz ve yahut şah-mat tehdidi ile karşı karşıya kalıp tahtadan silineceğiz.

Hamle neydi? Hamle bu; “Atatürk Havalimanı'nda Dış Hatlar Terminali'nde 3 ayrı noktada patlama meydana geldi. Otuzdan fazla insan hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı”. Böyle bir hamle vatandaşın huzurunu, can güvenliğini, seyahat hürriyetini ayrıca yatırım ihtimallerini ve turizmi yani ekonomiyi vurur. Bu sabit bir bilgidir. İyi bir satranççı hamleyi analiz eder ve tehdit sıralaması yapar, hamleyi avantaja dönüştürecek olmadı en az hasarla atlatacak varyasyonları hesap etmeye başlar. Kişilerde, yöneticilerde bir satranççı gibi düşünerek yönlendirmelerin, tuzakların etkisini minimalize etmeli ve kendi tavrını karşıt hamlesini planlamalıdır. Bu analiz sağlıklı bir şekilde yapılmadığı takdirde hamle sahibi saldırgan her neyi amaç edinmişse kolayca başaracaktır. Yöneticilerin mükellefiyeti sorumlulukları bizden farklıdır bu yüzden alternatif değerlendirmelerinin düzeyi çok yüksek seviyelerde olmalıdır. Çünkü onların verisi, bilgisi, kaynağı daha fazladır.  Biz sıradan normal vatandaşlar olarak ise daha az sorumlulukla hamleye daha basit yaklaşabilir tavrımıza sözümüze basitçe yön verebiliriz.  O halde analize başlayalım.

İddia 1-Bu kişisel bir saldırıdır havaalanında seyahat eden -edecek adı sanı belli kişiler hedef seçilmiş ve onlara zarar verme gayesi güdülmüştür. Siyaseti ya da devletleri ilgilendiren bir yönü yoktur.

Bu ihtimalin değerlendirmesi; Saldırının yeri, bölgenin hareketliliği, saldırganların göze aldıkları bedel ve tesadüfi bir araya gelmeler göz önünde tutulduğunda sıfıra yakındır, yani yok gibidir.

İddia 2- Saldırıyı hükümet planlamıştır. Hedef başkanlık sistemidir. Milleti genel anlamda bir tedirginliğe sevk edip kişileri “lanet olsun o başkan olsun bizde kurtulalım” noktasına getirmeyi amaçlamaktadır. Terör örgütleri bu amaç için paravan olarak kullanılmaktadır.

Bu ihtimalin değerlendirilmesi; Sav meşru yollardan iktidara gelmiş refah, huzur devam ettiği sürece gidecek gibi görünmeyen bir hükümetin kaosa yol açacak, ekonomiyi vuracak, krizleri tetikleyecek, ülkeyi zaafiyete düşürecek tüm bunların neticesinde kısa-orta vadede kendi kuyusunu kazacak bir tasarrufun içine gireceği varsayımı üzerine kuruludur. Bu mantıklı bir yolmu? Sorusuna verilecek yanıt bu ihtimalin olabilirliğini göstermektedir. Herkes bu soruyu sormalı ve bilgisi görgüsü hayat anlayışı ve izan kapasitesi ölçüsünde cevap vermelidir.

İddia 3- Hedef hükümettir. Hükümetin uyguladığı politikalar dışarda başka devletler ya da içerde iktidar hayali, özerklik hayali kuran farklı güç odakları tarafından can sıkıcı bulunmaktadır. Olası bir hükümet değişikliği bu politikaları sonlandıracak saldırgan odakların istediği çizgiden çıkmayacak yeni bir hükümeti göreve getirecek iklimi ve kamuoyu oluşumunu sağlayacaktır.

Bu ihtimalin değerlendirmesi; Burada dikkat edilmesi gereken nokta hükümet farzedilen bu “can sıkıcı” politikaları uygularken ülke menfaatlerini mi yoksa parti menfaatlerini gözetmektedir. Özellikle güneydoğuda kantonlara kuzey Suriye’de pkk koridoruna engel olunması ve Suriyeli muhalefetin yanında saf tutulması Türkiye’nin mi yoksa AK Parti’nin mi çıkarını gözeten bir tasarruftur? Yani Türkiye’nin güneydoğusunda devlet erkini sıfırlayan kantonlaşmanın sonlandırılması ayrıca güney sınırı boyunca Türkiye’yi çevreleyen düşman bir koridorun kırmızı çizgi olarak belirlenmesi Türkiye’yimi Akpartiyi mi ya da her ikisini birden mi hedef yapar? Bu sorulara verilecek cevap önemlidir. Tavır belirleyicidir.

İddia 4- Hedef, Hükümetlerden bağımsız olarak Türkiye cumhuriyeti devletidir. Türkiye haddini aşmış, girmemesi gereken yerlere girmiş, söylenmemesi gerekenleri söylemiştir. Oyun kurucuların yani çağın iyi oyuncularının kurgularına planlarına karşı bozucu bir direnç göstermektedir. Arkasında büyük bir güç vardır paravan örgütler eliyle yapılan açık bir saldırı yapmıştır. Net mesaj vermiştir. Haddini bilmezsen devamı gelecek demektedir

Bu ihtimalin değerlendirmesi; Suriye gerçeği ve güneydoğu gerçeği, Avrupa başkentlerindeki saldırılar ve dünyadaki genel eğilim göz önüne alındığında bu ihtimal daha gerçekçi görünmektedir.

Sayılan ihtimallerden başka ihtimallerde düşünülebilir. Fakat gerçekçi olmaz. Dikkat edilirse her ihtimalin karşı hamlesi ve savuşturulma yöntemi birbirinin zıttı ölçüsünde farklılıklar arz etmektedir. Yanlış analiz yanlış karşıt hamleleri doğuracaktır. Bu durum ülkemiz ve milletimiz açısından geri dönüşümsüz zararlara yol açma potansiyeli taşımaktadır. Bu yüzden her vatandaş karın ağrılarını, siyasi öfkelerini, çıkar kavgalarını, iç huzursuzluklarını bir tarafta bırakarak kalbinin ve aklının sesine kulak vermelidir. Ortak akıl ferasetli olmalı, sağduyulu olmalı neticede en mantıklı karşıt hamleyi oluşturmalıdır. Artık şu anlaşılmalıdır ki Türkiye tahtasındaki beyaz taşlar ya hep beraber kazanacaktır ya da hep beraber kaybedecektir. Siyah taşlarla işbirliği fikir birliği çıkar birliği yapanlar kayıp sepetine en önce koyulacak olanlardır.

 
Toplam blog
: 23
: 305
Kayıt tarihi
: 04.01.12
 
 

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp fakültesi mezunu.  Bir kamu kuruluşunda çalışıyorum. Futbol, siyaset..