- Kategori
- Futbol
Salına salına da TUR'u geçersin! FB:2- P:1
***Haydi yolunuz açık olsun!***
Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme rövanş maçı, 2:1 'lik galibiyete rağmen izleyenlere zevk vermedi. Yine bir önceki maçı izlediğimiz yere gittik. Galatasaray- Steaua Bükreş maçı önce başladığı için bu kez bizi küçük ekran ve plastik sandalyeli bölüme oturttular. Ekran küçüktü ama esintili olduğu için rahat rahat izledik. Maçın tek kadın izleyicisi yine bendenizdi.
Herkesin yüzünde bir panik havası var, nasıl olmasın? Cumartesiden beri tüm kanallarda, Fenerli-Fenersiz tüm yorumcuların ağzında "Galatasaray turu geçer, Fenerbahçe'nin işi zor gibi bir hava estirildi. Hele kendi kanallarında 3-5 tane atar geliriz, diyorlardı, sanki karşılarında Denizlispor ve tanıdık hakem var. Hakem GS. aleyhine her düdük çaldığında içerden uğultu geliyordu. Bizimkilerde öyle değil:
Alkışlar Maldonado'ya, küfürler Güiza ve Kazım'a gitti bu akşam.
Haftasonu oynanan Gaziantep yenilgisinde hava sıcaklığı ve deplasman faktörlerini gerekçe olarak gösterebilirdik, bu maçın, bu futbolun gerekçesi yok, ha takımda sakatlar çok. Bazen sakatlıkların hayırlısı da olurmuş, işte bu akşamki maçta olduğu gibi. Öğle saatlerine kadar kadroda Semih yoktu, Emre'nin kadrodan çıkartılıp Semih'in iğneyle oynayacağını okuduğumda bir "oh!" çektim ne de olsa öz evlat, evlatlık değil, canını dişine takar oynar. Sürünerek oynar, nitekim öyle oynadı, hem ileri uçta hem savunmada, hem orta sahada kağıt üzerinde Alex'in arkasında görünmesine rağmen. Belki tek başına çevirdi oyunu.
Bugün kanatları kırıktı Kanarya'nın, ilk yarıda Uğur Boral'ın kaçırdığı toplar, Gökhan Gönül'ün atamadığı paslar geri dönüp kalemizde tehlike oluşturdu, hiç çaba göstermediler, yürüyerek oynadılar. Hele R. Carlos'un yarattığı iki tehlikeli pozisyon var ki yüreğimiz ağzımıza geldi. Bir de Kazım ve Güiza'nın Kezman'ı bile aratacak gol kaçırmaları.
Baktılar ki durum vahim, Alex ve Semih aldı sazı eline. 27. dakikada Semih ve 58. dakikada Alex kafa vuruşlarıyla kafa kafaya verip kafadan getirdiler turu. Güiza berbattı ama her iki golde de katkısı var; ilkinde Uğur'a güzel bir pas yolladı ve Uğur Semih'e asist yaptı. Alex'in attığı golün de asistini yaptı, bu yıl ondan "Gol krallığı", değil "Asist krallığı" bekliyoruz.
Partizan takımı genç ve dinamik oyunculardan oluşuyordu, 3 yıldızı olimpiyatlarda olduğu için ilk maçta oynamamıştı, hani yıldız denilse de bizim yıldızlar kadar parlak değil. Bir Diarra vardı bir de oyuna sonradan giren Paunovic. 76. dakikada serbest vuruştan Volkan'ını bakışları eşliğinde golü yedik yine. Bu akşam Volkan çok gergindi ama genel anlamda başarılıydı.
Golü atanlar dışında Gaziantep maçında sinyalleri veren Maldonado da oldukça başarılıydı, son dakikalarda Aragones alkış almak için onu oyundan aldı ve Deniz girdi oyuna.
2:1 olduktan sonra zaman geçmek bilmedi. Hele son 10 dakikalık bölüm. Maçı heyecanla izlerken anayolda bir gürültü koptu, tam gol yediğimiz anda, ne olduğunu anlayamadık, yerde birisi yatıyordu, araba çarpmış. Bir anda herkes maçı bırakıp oraya koştu. GS. forması vardı gencin üstünde, karşıya geçerken kavşakta dikkat etmedi sanırım. Polis ve ambulans yakında olduğu için hemen gerekli işlemler yapıldı, başından yaralanmış.
Geçmiş olsun, inşallah kötü bir sonuç olmaz!
Turu geçtik hem de salına salına ama gruplarda fazla salınamayacağız, bu oyunla bu kadroyla işimiz çok çok çok zor olacak!
Geçen yılki İnter, PSV-Eindhooven ve CSKA Moskova maçlarındaki oyunla bu oyun karşılaştırılamaz bile. Kart cezaları, sakatlıklar, form durumları hem Aragones'i hindi gibi düşündürecek hem de bizleri.
Kuralar yarın çekilecek, dişimize göre rakipler çıkması umuduyla. Geçen yıl olsa kim gelirse gelsin derdim, bu yıl pabuç biraz pahalı, diyemiyorum.
Bir farkla Steaua Bükreş gelecekse gelsin!
Bir Karadeniz ezgisiyle bitireyim hadi:
Salına salına da turu geçersin,
Salına salına da turu geçersin,
Sen bu oyunla da grupta n'edersin?
Gol değil meramın seyran edersin
Sallana sallana sallan gel bana...
İyi geceler, hayırlı-uğurlu olsun!
Resim alıntıdır, her zamanki yerden:
http://fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=12835
Herkesin yüzünde bir panik havası var, nasıl olmasın? Cumartesiden beri tüm kanallarda, Fenerli-Fenersiz tüm yorumcuların ağzında "Galatasaray turu geçer, Fenerbahçe'nin işi zor gibi bir hava estirildi. Hele kendi kanallarında 3-5 tane atar geliriz, diyorlardı, sanki karşılarında Denizlispor ve tanıdık hakem var. Hakem GS. aleyhine her düdük çaldığında içerden uğultu geliyordu. Bizimkilerde öyle değil:
Alkışlar Maldonado'ya, küfürler Güiza ve Kazım'a gitti bu akşam.
Haftasonu oynanan Gaziantep yenilgisinde hava sıcaklığı ve deplasman faktörlerini gerekçe olarak gösterebilirdik, bu maçın, bu futbolun gerekçesi yok, ha takımda sakatlar çok. Bazen sakatlıkların hayırlısı da olurmuş, işte bu akşamki maçta olduğu gibi. Öğle saatlerine kadar kadroda Semih yoktu, Emre'nin kadrodan çıkartılıp Semih'in iğneyle oynayacağını okuduğumda bir "oh!" çektim ne de olsa öz evlat, evlatlık değil, canını dişine takar oynar. Sürünerek oynar, nitekim öyle oynadı, hem ileri uçta hem savunmada, hem orta sahada kağıt üzerinde Alex'in arkasında görünmesine rağmen. Belki tek başına çevirdi oyunu.
Bugün kanatları kırıktı Kanarya'nın, ilk yarıda Uğur Boral'ın kaçırdığı toplar, Gökhan Gönül'ün atamadığı paslar geri dönüp kalemizde tehlike oluşturdu, hiç çaba göstermediler, yürüyerek oynadılar. Hele R. Carlos'un yarattığı iki tehlikeli pozisyon var ki yüreğimiz ağzımıza geldi. Bir de Kazım ve Güiza'nın Kezman'ı bile aratacak gol kaçırmaları.
Baktılar ki durum vahim, Alex ve Semih aldı sazı eline. 27. dakikada Semih ve 58. dakikada Alex kafa vuruşlarıyla kafa kafaya verip kafadan getirdiler turu. Güiza berbattı ama her iki golde de katkısı var; ilkinde Uğur'a güzel bir pas yolladı ve Uğur Semih'e asist yaptı. Alex'in attığı golün de asistini yaptı, bu yıl ondan "Gol krallığı", değil "Asist krallığı" bekliyoruz.
Partizan takımı genç ve dinamik oyunculardan oluşuyordu, 3 yıldızı olimpiyatlarda olduğu için ilk maçta oynamamıştı, hani yıldız denilse de bizim yıldızlar kadar parlak değil. Bir Diarra vardı bir de oyuna sonradan giren Paunovic. 76. dakikada serbest vuruştan Volkan'ını bakışları eşliğinde golü yedik yine. Bu akşam Volkan çok gergindi ama genel anlamda başarılıydı.
Golü atanlar dışında Gaziantep maçında sinyalleri veren Maldonado da oldukça başarılıydı, son dakikalarda Aragones alkış almak için onu oyundan aldı ve Deniz girdi oyuna.
2:1 olduktan sonra zaman geçmek bilmedi. Hele son 10 dakikalık bölüm. Maçı heyecanla izlerken anayolda bir gürültü koptu, tam gol yediğimiz anda, ne olduğunu anlayamadık, yerde birisi yatıyordu, araba çarpmış. Bir anda herkes maçı bırakıp oraya koştu. GS. forması vardı gencin üstünde, karşıya geçerken kavşakta dikkat etmedi sanırım. Polis ve ambulans yakında olduğu için hemen gerekli işlemler yapıldı, başından yaralanmış.
Geçmiş olsun, inşallah kötü bir sonuç olmaz!
Turu geçtik hem de salına salına ama gruplarda fazla salınamayacağız, bu oyunla bu kadroyla işimiz çok çok çok zor olacak!
Geçen yılki İnter, PSV-Eindhooven ve CSKA Moskova maçlarındaki oyunla bu oyun karşılaştırılamaz bile. Kart cezaları, sakatlıklar, form durumları hem Aragones'i hindi gibi düşündürecek hem de bizleri.
Kuralar yarın çekilecek, dişimize göre rakipler çıkması umuduyla. Geçen yıl olsa kim gelirse gelsin derdim, bu yıl pabuç biraz pahalı, diyemiyorum.
Bir farkla Steaua Bükreş gelecekse gelsin!
Bir Karadeniz ezgisiyle bitireyim hadi:
Salına salına da turu geçersin,
Salına salına da turu geçersin,
Sen bu oyunla da grupta n'edersin?
Gol değil meramın seyran edersin
Sallana sallana sallan gel bana...
İyi geceler, hayırlı-uğurlu olsun!
Resim alıntıdır, her zamanki yerden:
http://fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=12835
- Toplam blog
- : 480
- : 2046
- Kayıt tarihi
- : 27.03.07
Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..