- Kategori
- Şiir
Salıncak

uuç tuuuu...
Ne bulut var ne sis
gece nefis.
Gökyüzü gökyüzü değil
çocukk yüzü.
Yıldızları sonra sayarız.. bak bak!
ay salıncak gibi..
davetkaar.. -hadihadi!.. diyor,
atlayın.
Koca kocaman iki çocuk oluverip
sevinerek kikirdeyerek oturuveriyoruz
hilalin kucağına bir koşuda.
Tanrı bizi sallıyor..
UUÇÇ.. TUU...
UUUÇÇ.. TUUU.....
samanyolunun bir ucundan
bir ucunaaa...
İkimiz uçmuyoruz da,
içimiz uçuyor sanki..
UUUUÇÇ.. TUUUU....
biz kikirdedikçe..
Tanrı hem seviniyor..
hem daha hızlı sallıyor..
UUUUUUUÇÇÇ.. TUUUUUUU...
İkimiz uçmuyoruz da,
üçümüzz uçuyoruz sanki..
Hani düşmemizden değil de
sırrını göreceğimizden korkmasa
salllayacak taa sidret-i müntehaya kadar..
UUUUUÇÇÇ.......
bakınız;
şiir miir yazarım amma
ne yalancıyımdır ne de vicdansızımdır..
mesela dövizin yükselmesi
borsanın düşmesi neme lazımdır
ama inanın benim en büyük sızımdır..
devlet malı deniz iyi yüzenlerdeniz
benim sözümdür..
huzur İslamda, mangır müslümanda
birincisi doğru, ikincisi ne gezer..
(kaptırmış gidiyor idik az dahaa.. toparladık neyse ki)
Hem bakın ne yaptık;
ay sallandıkça n'olacak?
malum, denizler şallak mullak..
yatları, kaçak yalıları, aşk gemilerini dittiredin de,
Ütopya'ya yolcu götüren kayıklarla
balıkçıları düşündük de,
salıncak keyfimizden vazgeçtik..
İki sevgili elele..
yatsı namazına gittik...
...................
(- Tuu! amma sallamışın bre mel'un, Tanrı haa!.. sall..
- Ama çocuk bunlar efendim yaa..)