- Kategori
- Futbol
Şampiyonluk yarışı bitti mi?

382’inci derbi son yılların aksine heyecanlı ve bol pozisyonlu başladı. Her iki takımda ilk 15 dakikada gol atmayı hedefleyerek maça çıkmıştı.
Maçın başında G.Saray savunmasının arkasına atılan her top pozisyon oldu. Savunma hattı son derece uyumsuzdu. Sezon başından beri bu 4'lü hiç bir arada oynamamıştı. Savunmada oynayan 4 oyuncudan sadece Denayer kendi mevkisinin oyunsucu diğerleri çakma idi. Sağ bek olarak Semih ile başlaması tam bir fiyasko. Hele kulübede iki orijinal bek (Sabri ve Linnes) otururken bir hocanın bunu yapması anlaşılır gibi değil. Emre Çolak defans ve hücum anlamında oyuna katkı yapamadı. Fiziksel olarak sahada kayboldu ve yerini Sabri’ye bıraktı. G.Saray maç boyunca mücadeleci fakat çok dağınık ve saha içi organizasyonu çok kötüydü. Sadece ve sadece çaresizce mücadele ettiler. Selçuk ve Sneijder’in maç eksikliği ilerleyen dakikalarda kendini gösterdi. Sneijder neredeyse oyunu hiç zorlamadı.
Orta sahada Melo’nun yeri doldurulamadı. Ryan Donk sahada basbas ben burada oynayamıyorum diyor. Çok pas hatası yaptı. Hücum hattında çok etkisiz bir G.Saray maç boyunca Volkan’ı hiç rahatsız edemedi. F.Bahçe maçlarını seven Umut Bulut ile en uçta başlanmalı, Podolski gerçek yeri olan kanatlarda oynamalıydı. G.Saray bu bir puanı kesinlikle Muslera, F.Bahçe’nin forvetleri ve yaptığı değişiklikler ile takımını durduran Pereira’ya borçlu. Muslera çok iyi bir maç çıkardı. G.Saray’da hoca eksikliği kendini hissettiriyor. Ortaya koyulan son derece kötü ve yetersiz futbol derbiden beklentileri karşılamadı. Yönetimi istifaya kadar götürecek zor günler bekliyor.
Konuk F.Bahçe maç öncesi yaşadığı ufak çaplı Caner krizi ile Arena’ya geldi. Konya deplasmanından farklı olarak Diego yerine Nani, forvette Fernandao yerine Van Persie ile başladılar. Maça rakip sahada baskı kurarak başladılar. İlk 15 dakikada 3 net pozisyon yakaladılar. Sağdan Gökhan’ın bindirmeleri, Nani’nin son haftaların aksine daha üretken ve verimli oyunu, kanatlarda sürekli arayış içindeki Volkan ve Alper’in iyi oyunları maçı rahat kazanacakları izlenimi verdi. İlk yarıda topu ev sahibine bırakıp yapıtıkları baskıda kaptıkları toplar ile savunmanın arkasında sarkmaya çalıştılar. Maç boyunca pozisyon bulmakta zorlanmadılar ve oyunu forse ettiler.
Maç boyunca baskılı oynamaya çalışan F.Bahçe’de 90 dakika boyunca futbolcular gol kaçırma yarışı içerisindeydiler. Özellikle Volkan’ın kaçırdığı pozisyonlar bir milli takım oyuncusuna hiç yakışmayacak cinstendi. Mehmet Topal-Josef ikilisi savunma anlamında çok iyi fakat oyunun 3’üncü bölgesinde takıma katkıları hiç yok. 65’ten sonra klasik Pereira müdahaleleri G.Saray’ı oyuna ortak yaptı. Volkan ve Alper’in oyundan alınması rakip beklerin oyuna daha rahat katılmalarını sağladı. Gökhan yaptığı bindirmeler ile sahanın en iyisi idi.
Heyecanlı fakat futbol kalitesi olarak dünya derbisine yakışmayan bir futbol oynandı. G.Saray kendi evinde son derece ezik ve sönük bir futbol oynadı. Sakatlıktan yeni çıkmış futbolcuların çokluğundan olsa fiziksel ve taktiksel olarak zayıf kaldılar. Bu kadar kötü ve etkisiz G.Saray’ı yenemeyen/gol atamayan (G.Saray son 12 resmi maçta da gol yedi) bir takımın şampiyonluk şansı kalmamıştır. Sezon başından beri sadece iki forvet ile şampiyonluk yarışının sürdürülemeyeceği defalarca yazılıp çizildi. Ama yönetim ve Pereira bunlara kulak asmadı. Dünyanın en iyi forvetlerinden Van Persie’yi sezon sonu gelmesine rağmen hazır edemeyen Pereira kendi ipini çekmiştir. Beşiktaş ile F.Bahçe arasındaki şampiyonluk yarışını Mario Gomez-Robin Van Persie (Şenol-Pereira) performansları belirlemiştir.