- Kategori
- Gündelik Yaşam
Sana kızıyorum öğretmenim...

Resim kaynağı:education-portal.com
Her şeyi biriktirirdik biz.
Gazoz kapaklarını, kibrit kutularını, artist resimlerini, taşları, cevizleri, ne bulursak biriktirirdik. Hatta yanmış kibrit çöpleri bile biriktirilirdi.
Tüketmek sözcüğünü neredeyse hiç kullanmazdık. Bizim sözlüğümüzde üretmek ve biriktirmek vardı…
Okullarda biriktirmek ve üretmek öğretilirdi.
İşte o yıllarda her şeyi biriktirmenin yanı sıra bizlere şiir ve hatıra defterleri tutmak da öğretilmişti.
Bizler şiirler biriktirirdik.
Şiir defteri olmayan genç yoktu. Doğum günlerinin en güzel hediyeleri hatıra ve şiir defterleriydi.
Hatırlayın, defterlerimizin yaprak ararında bile tırnaklarımızla düzelttiğimiz çukulata kâğıtları yok muydu?
Yaprak aralarında kır çiçekleri biriktirmez miydik?
Hatıra defterlerinde “mecmualardan” kestiğimiz artist resimleri yapıştırmaz mıydık?
Her şeyi biriktirirken farkında olmadan da zihinlerimizde şiirler biriktirmeye başlamıştık.
O şiirler hayatın her alanında lazım oldu bizlere.
Sokakta, okulda, meyhanede, bulvarda, sevgilinin kulağında… Her yerde şiirini büyüsünü kullanırdık.
Dünkü yazımda anlatmıştım ya, birahanede şiir sohbetleri yapardık.
İşte o sohbetlerin birinde katledilen Çetin Öğretmenin anısına öğretmen şiirleri okunmaya başlanmıştı.
Yandaki masada bir kişi gür sesiyle öyle bir şiir okumuştu ki, beni o an vurmuşlardı sanki.
Şiir okuması bittiğinde hemen kalemi uzattım; “bu şiiri yazıp bana verir misiniz?”
Sevinerek ve severek bir peçetenin üzerine yazmıştı. Ama şiirin altında şairin adı yoktu.
Sordum; şairi kimdir?
Dudağını büzdü; bu şiiri çok severim ama şairini bilmiyorum. Töbder’ li bir öğretmendi sanırım.
İşte o yıldan bu yana (30 Eylül 1979) bu şiirin şairini arayıp durdum. Son yıllarda internet üzerinden araştırdım, ama şiiri kim aktarırsa aktarsın “şairini bilmiyorum” diyor.
Bu arada şiir giderek değiştiriliyor, bazı mısralar atlanıyor, hatta bazıları şiirin formatını aynen kullanıp, bazı sözcüklerini değiştirerek yeni bir şiir yazıyor (!).
İşte ben de sizlere soruyorum, bu şiirin şairini tanıyor musunuz? Kim yazmış bu dizeleri biliyor musunuz?
Haydi, öğretmenler günü anısına öğretmene sitem eden (!) bu şiiri hep birlikte okuyup, hep birlikte araştıralım.
Ben 29 sene önce bana verilmiş haliyle buraya aktaracağım. Eksiği, yanlışı olabilir. Eğer şairini bulursak onun doğru dizelerini de burada yayınlamak isterim.
Sana Kızıyorum Öğretmenim
Sana kızıyorum öğretmenim!
Elimde değil,
Kızıyorum işte!
Bana dünyanın nasıl döndüğünü
öğrettin öğretmenim,
İçinde dönen dolapları öğretmedin.
Pamuğu öğrettin.
Tohumu, yaprağını ve çiçeğini
Ya onu toplayan
Nasırlı ellerini yoksulların.
Hele sırt üstü yatıp
Hazır yiyenleri niçin öğretmedin?
Öğretmenim, madenleri öğrettin
Bizde ve tüm dünyadakini
Nasıl çıkarıldığını öğrettin,
Teşekkür ediyorum…
Kimin çıkardığını, ondan aslan payını
Elin gâvurunu, onun işbirlikçilerini
Ve de vatan hainlerini
Neden öğretmedin?
Sivrisineği, tahtakurusunu
Tenimde kan emici hayvanları öğrettin.
Kendimi korumaya çalışıyorum
Ve sana teşekkür ediyorum.
Bizde insanlar da kan emermiş
Vampir, keneden de beter!
Evet öğretmenim kanımı emen
Bizi iliklerimize dek soyan
Emperyalizmi diyorum.
Gözümle görüyorum öğretmenim
Damarlarımıza dek girmişler
Soluk alışımızda hissediyoruz
İşte bunları diyoruz öğretmenim
Bunları neden öğretmedin
Neden öğretmedin, neden?
Sen hak bildiğin yoldan şaştın,
Korkusuzdun, korktun!
Güçlüydün, sustun!
Neyini kaybetmekten korktun?
Sana kızıyorum öğretmenim
Elimde değil
Kızıyorum işte!