Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Haziran '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Sana yemin sevgili

Alnımdan öptüğün o ilk gün söylediklerin, bugün gibi kulağımda hala… Bana söz verdin son nefese kadar diye. Son nefese kadar koruyup kollayacağına, son nefese kadar hayat arkadaşım, can yoldaşım olacağına söz verdin. Ve işte büyük gün geldi…

Aslında hep babamın kolunda girmek isterdim salona ve beni, beyazlar içindeki peri kızını, sana onun teslim etmesini hayal ederdim, Allah her gelinin yanağına bir öpücük kondururmuş ama babam işte… Ne var yani ecnebi adeti olsa, günah değil ya, ama ne yapalım… Seninle el ele gireceğim bu kapıdan şimdi, kalbim sanki yerinden sökülüyor, o kadar hızlı çarpıyor ki kalp krizi geçirmekten korkuyorum. Annemi istiyorum yanıma, ona sarılmak istiyorum ama yok yapmamalıyım, yoksa ana- kız tutamayız kendimizi bilirim, açarız muslukları.

Ve son on dakika diyor düğün organizatörü! Öyle bir bakıyorsun ki gözlerime, taa yüreğime işleniyor sanki bakışların nakış nakış. Tamam ben anladım, daha bir şey söyleme sevgilim, kelimeler yetmiyor şu saatten sonra sevgimize.

Vakit geldi, haydi artık ve kolunu uzatıyorsun, hayır koluna girmeyeceğim, ben elini tutacağım senin. Ben ölene kadar yanında yürümeye söz vermiyorum artık canım, ben ölene kadar seni sıkı sıkı tutmaya, her sendelediğinde sana destek olmaya, senin gibi hissetmeye, seninle bir olmaya yemin ediyorum bugün.

Evet kelimesi hiç bu kadar anlamlı gelmemişti yıllardır bana, meğer ne kadar da önemliymiş, meğer ne çok anlam biriktirmiş içinde yıllardır. Şimdi anlıyorum bana evlenme teklif ederken, evet dediğimi duyduğunda neden anlımdan öpüp de sımsıkı sardığını, neden gözlerinin dolduğunu, neden benden sonra kaç defa yüksek sesle evet, evet diye tekrar ettiğini…

Titriyorum, vücudum buz gibi, avuçlarım ter içinde… Ne çok şey yaşadık şu masaya oturuncaya kadar… Hepsi bir bir gözlerimin önünden geçiyor şu kısacık an içinde; ilk tanışmamız, ilk bakışmamız, elimi ilk tutuşun, gözlerime ilk dalışın, işten kaytarıp yanıma gelişin, ilk kaş çatışın ve hatta terk edip gidişin… Bitti sanmıştım, ölmüştüm, aylarca can acısı, kalp ağrısı çekmiştim, benden vazgeçtiğini sanmıştım. Oysa sen hiç vazgeçmemişsin benden, şimdi yemin ediyoruz annelerimizin, babalarımızın ve yüzlerce şahidin huzurunda. Hepsinin gözlerinde yaş var, mutluluk var bugün.

Ve artık sıra bizde;

“Sevgilim, güzel kızım, sana yemin; Allah son nefesi verdirip de huzuruna alıncaya kadar seninim, bundan sonra elini asla bırakmayacağım, gündüzüm de, gecem de, yeminim de, ibadetim de sen olacaksın” derken sen, ben artık gözlerime söz geçiremiyorum.

“Ve sevgilim, Paşam, sana yemin; bundan sonra anam da sensin, babam da sensin, memleketim de sensin, vatanım da sensin. Aldığım nefes de, verdiğim nefes de, hayatı son kez içime çekene kadar her yerim, her şeyim sensin…”

Aynı ekmeği yerken, aynı notaları çalarken, aynı yastıkta uyurken, aynı suyu içerken “biz” olacağız, Allah tüm güzel meleklerini üstümüzde tutsun, bir tanesini de bize evlat diye versin…

 
Toplam blog
: 15
: 1692
Kayıt tarihi
: 14.06.10
 
 

1977 İzmit doğumlu,turizm sektöründe Türkiye'nin önde gelen firmalarında satış ve pazarlama konusund..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara