Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sanal aşk

Sanal aşk
 

Aklıma düştün yine... 

Bugün mesaj atmadın diye düşündüm durdum. Yanlış şeyler yazdığımı biliyordum ama doğru şeyler yazmak beni sana daha çok sürükleyecekti. Bunu ben biliyordum. Beni tanımaman için mücadele veriyordum aslında. Kim dayanır bir aşktan Mart soğuğunda kaçmaya... 

Nefesim tükendi, geç geldin, demekten. Yıllar öncesinin hayali kahramanısın benim için. Oysa bugün sanal bir arkadaş dahi olamıyorsun. Ve olmakta istemiyorsun. Gündelikçi diye hatırlayacağım seni hep... Net'ten gündelik aşklar toplayan taze ve pastörize. Saf ve temiz duygularını katıp içine üç öğün içiyorsun. Belli, belli bir karizmanın gölgesinde yaşadığın. Öyle niteliklisin ki kendini beğenmişliğini artık kısa cümlelere dahi sığdıramıyorsun. Kısaltılmış bir –slm-‘nı almak için pencere önlerinde, kapı girişlerinde bekleyen hayran kitleni hayalledim birden. Sahi sen anlattığın sen misin gerçekten yoksa sanal alemin paketlenmiş hediyesi misin? İşim var benim, gel gör ki seni bile iş edindim kendime. Seni tanımıyorum henüz. Gerçekten dediğin yaşta mısın, boyun uzun vücudun üçgen mi? Şiiri çok seversin, sinemaya tiyatroya gidersin, gezmeye tozmaya gelince iş, son model jaguarına atlar en önce sen ipi göğüslersin. İyi bir eğitim almışsın, hızını alamayıp master bile yapmışsın... Şimdilerde özel bir şirkette kartvizitli, beyaz yakalı bir adammışsın. Pehh!!! Yaşadığın ülkede ekonomik kriz varmış ama seni hiç etkilememiş, keşke herkes senin kadar şanslı olsa imiş, miş, mış, muş, öyle mi? 

Öyle ya kapıldık bir kere. Durmak ne mümkün. Sanal aşklar yalanlarla başlar ve bunu ben dahi bildiğim halde aşık oldum sanal alemde. Seni görmüyorum, sesini duymuyorum ve hiçbir hissiyatım yok sana karşı amma ve lakin sen benim sanal aşkımsın. Peki sen bana ne kadar sanal aşıksın? Duymadım...Yazarak söyle sadece okuyabiliyorum. Cevabını senin de bilmediğin bir soru aslında. Ne farkeder ki..! Sana sorduğum yüzlerce sorunun hangisine gerçek cevaplar verdin sanki? Ve seni o kadar dinleyip ve sana o kadar inanıp şimdi bana ne kadar aşık olduğuna dair cevabı bekliyorum senden. Beklediğim yalan, sen seni çok seviyorum desen de inanmam, aşığım deliler gibi desen de inanmam, sanal yalanlar bunlar. 

Seni merak etmiyorum aslında. İstanbul’da yaşıyor olman beni hiç ilgilendirmiyor. Kıtalar ötesi dahi olsa, sanal bir aşkta sana ne kadar yakın olabilirim ki! Ya da evlisin ve baba da olabilirsin üstelik. Bunu senden başka kim bilebilir ki! Şüpheler bir kitap dolusu sıralansa da insanın aklında, nasıl alıkoyamaz kendini sanallıktan. Nasıl bulaşır bile bile pisliğe, görmez mi hür iradesi ile indiği kuyunun dipsizliğini! Felaket rüzgarları hiç mi okşamaz yüzünü, hiç mi sormaz kendine ben gerçeğim ve gerçeği yaşamalıyım diye? 

Sanal aşklar sanal yalanlarla başlıyor ve bitiyor. Her son ayrı bir hüsran ayrı yitirmişlik duygusu. Bitmek bilmez bir arayış. Gerçekten sevmemiş ve sevilmemiş insanlar diyarında yaşanan, onca acı. Kırık kalpler her defasında başka bir sanalbant’la yapıştırılıyor. Nafile konuşmak sanal aşk üzre. Konuşulmaz yaşanır sanal aşk her net’e girişte. Gündelikçi insanlar içinde en iyi yalanı söyleyeni seçebilmek yetisi her yiğidin harcı da değildir elbet. Duyduk ki hep böyle bitmiyormuş sonu, bazıları yutup sanal yalanlarını, mutlu yuvalar kuruyorlarmış. Aman ne güzel dedim kendi kendime düşününce. İnsanları sanal bir fanus içinde sanal evlilikleri adamış kendini hormonlu sera bitkileri ile birlikte sanal çocuklar büyütürken düşündüm üstelik kendilerine benzeyen. 

Sonu yok bunun kapıldık bir kere. Ya aşkı sanallaştıracağız yada sanal aşka kanacağız... 

 

Naile Duman 

 
Toplam blog
: 23
: 1956
Kayıt tarihi
: 10.06.06
 
 

1976 Nazilli doğumludur. İlk şiir kitabı "Farkındasız İntihar" 2009 yılında Kadın Yayınevi'nden y..