Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sahi! Sizin kalbiniz hangi sularda bekliyor?

Sahi! Sizin kalbiniz hangi sularda bekliyor?
 

Sığ duyguların bulanık ve ılık sularında hiç üşümeden yüzmekle, derin duyguların dipsiz, berrak sularında, zaman zaman ürpertecek denli serin bölgelerine dalıp çıkarak yüzmek aynı şey midir? Sığ olmasından kaynaklanan bir durumla, küçücük dalgalanmalarda çabucak bulanabilirken bir gönül, derin duyguların serin ve berrak suları, fırtınalar dev dalgaları ardı sıra deviriyor olsa dahi bu kadar çabuk bulanabilir mi acaba? Sığ olduğunu görerek ve bilerek, yüzme bilsin veya bilmesin, her kesin kolaylıkla ayak basabileceği ve yüzeye yakın duran kumları havalandırıp kolayca bulandırabilecekleri sularla, derinliğini bilerek ama ancak ve ancak, bu derinlere dalmayı göze alacak cesarete ve beceriye sahip olanların, belki de ayaklarının dibe hiç değmeye(bile)ceğinin de farkında olarak yüzmek isteyeceği sular olabilmek aynı şeyler midir?

Denizler ve duygular birbirine o kadar çok benziyorlar, hatta o kadar aynılar ki! İkisi de engin, ikisi de farklı zeminlere oturmuş, ikisi de kah sığ, kah derin! Ama bir o kadar da bulanık veya berrak!

Sığ duygular dışarıdaki etkilere o denli açıklardır ki, hava biraz serin veya sıcak olsun hemen etkilenip onlar da değişiverirler. Tıpkı sığ bölgelerdeki suların aynı etkiyle çabucak ısınıp, çabucak soğuması gibi. Veya hafif esintilerin oluşturduğu çalkantılar oluşmaya başladığında yüzeyde -başka bir yüz, başka bir koku, başka bir ses ve sahte de olsa atılan kahkalar, gülen yüzler, kırıtan bedenler- işte bu minicik çalkantılar bile sığ duyguların etkisinde olan bir yüreğin dibindeki kumları kolayca havalandırıp, bulandırıverirlet . Ve bu bulanan sular detayları da kolayca gizler hale geldiğinden, hiçbir detay aramaz hale gelir sığ duyguların sığ insanı. Belki de hiç aramıyordur zaten bir takım detayları ve belki de onun için bu kadar kolaylıkla koşabiliyordur, bir bakıştan diğerine, bir kahkahadan öbürüne, bir sesten diğerine ve bir bedenden başka bir bedene…Zaten suları sığ olduğu için, o denli de kolay ayak basabiliyordur herkes. Ve belki çevresi de bu yüzden o kadar kalabalık oluyordur ki, kendince seçme ve seçilme şansını da arttırıyordur bu kalabalık olma ve kalabalıklar arasında kolay ulaşılabilir olma durumu. Kim bilir?

Artık günümüzde duygular öylesine sığlaştı, o kadar su yüzüne yakın atar oldu ki kalpler, belki de bu yüzden etkilenir oldular en küçük hava değişimlerinden. Belki de dışarının etkilerine yürekleri bu denli açık tutabilmektir bugün aşkların ömrünü bu denli kısaltan, üç günlük tensel ilişkilerin adını ‘’AŞK’’ koyduran.

Derin duygular böyle midir oysa?! Çok derin duygularla karşısındakine bağlı bir yürek, bu denli kolay vazgeçebilir mi? Hayır! Kesinlikle hayır!

Derinlerde olan duygular yüzeye yakın olmadıkları için etkilenmezler kolay kolay dışarıdaki değişimlerden. Birdenbire ısınıp, birdenbire buz kesmez, kesemez yürekler! Hafif esintilerin minik çalkantıları bir yana, fırtınaların oluşturduğu dev dalgalara bile direnirler. Ve bu sular ne kadar çırpınırsa çırpınsın, hep berrak kalır, hiç bulanmazlar. Sadece yüzeyde oluşan köpükler gölgeleyebilir bir süreliğine yüreğin üzerini, bu köpükler kesebilir veya kırabilir güneşin taa içimize işleyen sıcacık ışınlarını. Ama yavaş yavaş sönüp gittiklerinde, sular durulduğunda yine pırıl pırıl açığa çıkar, sahip olduğu tüm güzel detaylarıyla görünür olur kalbimiz. Ve ancak o derinlere kulaç atma cesaretine sahip olanlara gösterir kendini…

Derin duygulara sahip olmak böyle bir şeydir işte!..

Tıpkı derin suların direnci gibi…Tıpkı derin suların berraklığı gibi…Tıpkı derin sularda zaman zaman iç içe geçen sıcak ve soğuk suların, şaşırtıcı sürpriz, zaman zaman üşüten zaman zaman da içimizi ısıtan karışımı gibi...

Ben yüreğimi, dışardaki yaşamın tüm sığlığına rağmen o kadar derinlere bıraktım ki, herkes cesaret edip gelemesin, herkes benim sularımda kolay kolay kulaç atamasın diye! Ancak ve ancak bu derinlere gelebilme becerisini ve cesaretini gösterebilecek yürekler benim yüreğimi fark edebilsin diye! Hep derinlerde duruyor olacak ve hep derin suların bazen tehlikeli ama bir o kadar da berrak ve dirençli kucağında yaşıyor olacak.

Sığ duyguların bulanık sularında, serseri mayın gibi ona buna çarparak dolaşmasındansa, derin duyguların berrak sularında bir müddet (belki de hep) yalnız beklemesi çok daha anlamlı ve onurlu geliyor bana çünkü…

Kimbilir?!! Belki bir gün, vurgun yeme tehlikesine rağmen bu derin sulara dalmaya cesaret ederek gelir ziyaretine bir yürek…

Gelmediği sürece!??

Orda öylece, eski atmışlıklarının anılarıyla yapayalnız kalmayı da göze almış olarak derin duygulara sahip olmanın tadını çıkarıyor olacak!

Sahi!?? Hiç dikkat ettiniz mi?

Sizin kalbiniz hangi sularda bekliyor?

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..