Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

04 Aralık '09

 
Kategori
Sanat Tarihi
 

Sanat, akıl ve cesaret ister

Sanat, akıl ve cesaret ister
 

Bir resim atölyesinde ünlü bir ressamdan resim dersleri alan bir gurup öğrenci yıl sonu geldiğinde hepsi hocaları tarafından çağırılır. Çocuklar artık hepiniz benim gözümde birer ressamsınız. Ama bundan sonraki gelişip olgunlaşmanız tamamen size kalmıştır. Dedikten sonra genç ressamlardan biri ayağa kalkar ve derki;

- Hocam artık bizde sizin gibi kartvizit bastırıp resim yapıp para kazanabilir miyiz? der.
Bunun üzerine hoca.
- Çocuklar sizi bir sınavdan daha geçirdikten sonra ancak buna karar verip söyleyebilirim der. Ve sonra sözlerine devam eder. Der ki, çocuklar yıl boyunca yaptığınız resimler arasından en çok beğendiğiniz ve sizce kusursuz olan bir resminizi seçip bana getirin. Der. Sonra her bir öğrencisine getirdiği resim hakkında her kes kendi resmine yeniden bir daha baksın. Beğenmediğiniz, eksik gördüğünüz ya da hocam şurası da şöyle olsa daha güzel olur dediğiniz bir yeri var mı? Var diyenler, gelip bana söyleyip göstersinler der. Her kes kendi resmine bakar. Hiç kimse beğenmeyip eksik gördüğü bir yer bulamaz.

Bunun üzerine hocaları derki, her kes bana getirdiği resim ile birlikte bir şövalye bir kırmızı kalem bir de beyaz kâğıt alıp arkam sıra gelin der.

Hocaları önde öğrenciler arkada şehrin en merkezi yerindeki en kalabalık parkına giderler.
Hocaları derki;

- Çocuklar herkes getirdiği beyaz kâğıda şu notu yazsın.

Herkes bu resimde beğenmeyip değiştirilmesini istediği yere kırmızı kalemle bir nokta veya bir işaret koysun. Diye bir not düşüp şövalyenin üzerine asın der. Sonra bu resimler bu meydanda bir hafta kalsın. Daha sonra alıp bana getirin der.

Aradan bir hafta geçer. Herkes kendi resmine bir bakar. Resimlerde nokta konulmadık, çizilmedik hiçbir yerin kalmamış olduğunu herkes kendi gözüyle görür. Ama çaresiz hepsi de parktan resimlerini alıp hocalarına götürürler.

- Hocaları çocuklar resimlerinize hepiniz iyi bakın der. Daha sonra şimdi yıl içinde yapıp hiç beğenmediğiniz birer resminizi alıp aynı meydandaki aynı parka boş bir tuval ve resim malzemeleriniz ile birlikte götürün ve şimdi de şu notu yazıp bir hafta bekletip sonra alıp geri bana getirin der.

Bu sefer hocanın notu şudur. Resimlerimize iyi bakın. Beğenmediğiniz resmi yandaki boş tuvale siz yeniden yapınız.

Resimler ile boş tuvaller parkta bir hafta durur. Hocalarına götürmek üzere parka giden genç ressamlar bu sefer boş tuvallerine hiç kimsenin cesaret edip bir çizik bile atılmamış olduğunu yine herkes kendi gözleri ile görüp şahit olurlar.

Bir an önce resimler ile boş tuvalleri alıp hocalarına götürürler. Hocaları;

- Çocuklar şimdi gördünüz mü? Halk ile sizin aranızdaki farkı.
- İşte sizi sanatçı yapan aranızdaki cesaret, akıl ve düşünce farkıdır. Siz akıl yorup cesaretle bir şeyler yapıp ortaya koyarsınız. Onlar ise, hep boş konuşup düşünmeyip akıl yormazlar. Ama hep yapılanı bozarlar.

Maalesef bu dünyada her yirmi beş kişiden bir kişi yaratıcı özellikte yaratılırken , diğer yirmi dört kişide yapanı yada yapılanı engellemek için eleştirip karalayıp yok edici özelliğe sahip bir karakterde yaratılıp var edilmişlerdir.

Onun için sizler de ister yazar, ister şair olun. Her ne olursanız olun. Ama yapıp edeceğiniz her işi sanatçı ruh ve cesaretiyle akıl çerçevesinde özgür düşünceyle üretip yazıp çiziniz ki, ruhunuz yükselsin. Eseriniz büyük olsun. Kimse size ulaşamasın...

Cahit Karaç

 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara