Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '06

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Sanat, seks, uyuşturucu

Sanat, seks, uyuşturucu
 

Yeni bir ülkeye ve tanımadığım bir şehre ilk gittiğimde, ruhumu ve bedenimi saran coşkuyla daha enerjik ve keyifli olurum. Bundan iki sene öncesine kadar dış hatlar uçuş hostesliği yaptığım için sıkça yurtdışı yatılarım olurdu. Bu yatılara hep aynı eksiksiz heyecanla gitmişimdir. Sanırım Amsterdam en sık gittiğim Avrupa şehirlerinden biridir. Kültürel ve sanatsal hazzın yanı sıra, sınırsız bir eğlence anlayışını barındırır bünyesinde. Çoğunluğu 17. yüzyıldan kalma mimarisi ve iç içe geçen ve şehir merkezini ağ gibi saran kanallarıyla çok romantik bir görüntüsü vardır. Hatta Venedik’ten bile daha çok kanala sahip olduğu söylenir bu kent için.

Amsterdam 12. yüzyılda Amstel Irmağının kıyısında kurulduğunda, balıkçılıkla geçinen küçücük bir köymüş; bugün Avrupa’nın en büyük ve nüfusu en yoğun olan merkezlerinden biri. Her renkten ve her cinsten insan görmek mümkün sokaklarda; zira Hollanda’da eşcinsel evlilikler yasal olduğundan, eşcinsellerin de cazibe merkezlerinden Amsterdam. İnsanlar son derece samimi ve önyargısız. Hatta kimi zaman fazla samimi olabiliyorlar. Sokakta yürürken o kadar çok laf atan olabiliyor ki, neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.

Amsterdam’da en heyecan veren mekanlardan biri benim için Van Gogh müzesi olmuştur. Belki resme karşı ilgili olduğum için tek kelimeyle büyülendiğimi söylemeliyim. Ünlü ressamın iki yüzden fazla tablosu ve yedi yüz kadar da mektubu bu müzede bulunuyor. Ayrıca bir başka sanatçı olan Rembrandt’ın evi, arkeoloji müzesi olan Allard Pierson Museum ve Amsterdam Historic Museum, ulusal bilim ve teknoloji merkezi New Metropolis gibi birçok görülmeye değer mekanların dışında, canlı seks şovların da yer aldığı Sex Museum’a gitmek mümkün.

Amsterdam’da seks ve uyuşturucu gündelik hayatın içine yerleşmiş adeta. Genelevlerin bulunduğu “Red Light District” denilen bölge her akşam turist akınına uğruyor. Sokaklara sıra sıra dizilmiş evlerin ön cepheleri genelde vitrin görüntüsü veriyor. Cam vitrinlerin arkasındaysa, çekik gözlüsünden zencisine, sarışınından esmerine çeşit çeşit ve birbirinden güzel kadınlar yarı çıplak bir şekilde kendilerini sergiliyor. Kadınların ‘barby’ gibi fizikleri beni çok şaşırtmıştı. Fotoğraf çekmenize izin verilmiyor. Müşteri bulanlar ise vitrinine perde çekiyor. Bu bölgede kadınlara özel erkek striptizcilerin şov yaptığı mekanlar ve turistlerin kapısında kuyruk oluşturduğu seks tiyatrosu da var. Her köşe başında bir ‘erotik shop’ bulunuyor. Merakımızdan arkadaşlarla utana sıkıla bir ‘erotik shop’a girdiğimizde, insanların tepkisi, bir gıda marketine girmemizle birdi. Seks hayatın içine sinmiş Amsterdam’da ve sekse dair tüm tabular yıkılmış adeta.

Coffe Shop denilen mekanlarda yeşil-beyaz etiketli marihuana ve haşhaşlı sigaralar serbest. Değişik uyuşturucu otlar, yine uyuşturucuyla hazırlanmış çay, kahve, kek, şeker ve çikolataları her yerde, hatta bazen hediyelik eşya satan dükkanlarda bulmak mümkün. Zira Hollanda’da ‘light’ tabir edilen uyuşturucular tamamen yasal olmakla birlikte, eroin ve kokain gibi daha güçlü uyuşturucular yasaklanmış durumda. Buna rağmen hava karardığında, bir sokağı dönerken ansızın karşınıza rasta saçlı bir siyah çıkıp “Extacy, kokain, eroin…?” diye peş peşe fısıldayabiliyor. Özellikle de “Red Light District” denilen bölgede bununla çok sık karşılaşıyorsunuz.

Bazen Amsterdam’da dolaşırken kendinizi Jamaika’da zannedebilirsiniz. Çok fazla rasta saçlı siyah var ve her köşe başında raggy müziği yükseliyor; özellikle de Bob Marley’i her yerde duymanız mümkün.

Amsterdam’da inanılmaz çok bisikletli var ve isterseniz bisiklet kiralayıp şehir turu atabilirsiniz. Benim en favori etkinliğim alışveriş yapmaktı hiç şüphesiz. Bir gün yolunuz Amsterdam’a düşerse, “Hema” adlı kozmetik mağazalarına uğramanızı tavsiye ederim. Fiyatları inanılmaz uygun ve ürünleri anti alerjik ve kaliteli. Özellikle de Türkiye’de yüz milyon YTL’den aşağı bulamayacağınız her boy, renk, dalgalı yada düz postişler sadece yirmi Euro ve üstelik iki tane alınca fiyatı her biri için on beş Euro’ya düşürüyorlar.

Amerika için özgürlükler ülkesi denir; Amsterdam içinse özgürlükler şehri. Hatta yaşama kadar ölme özgürlüğü de var burada. 2001’den beri ötenazi de serbestmiş bir Hollandalı lokanta sahibinin anlattığına göre.

 
Toplam blog
: 20
: 25120
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Yazmak, tarihin zayıf hafızasına karşı, bir tedbir olarak ortaya konulan isyanın sanatsal vesikasıd..