Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '09

 
Kategori
Tarih
 

Şanlı ve Çılgın Türkler - 1 -

Şanlı ve Çılgın Türkler - 1 -
 

Tarihte ilk Türklerden beri, Türk hükümdarlar birçok zaman büyük savaşlar yapıp , büyük devletler kurmuşturlar. Dünya tarihinin her bölümüne imza atan bu büyük hükümdarlar ya sıfırdan bir devlet kurdular ya da dünyadaki tüm ordulara karşı savaştılar. Atilla, Cengiz Han, Selçuklu, Osmanlı dünyaya hükmetmişlerdi. Başlangıçtan sona Türk Milleti hep savaştı, fethetti, yeni devletler ve yeni sistemler kurdu. Çağ açıp çağ kapatanlar, yeni yönetim biçimi getirenler, yeni icatlar, yeni askeri sistemler kısacası tarihte yapılamayacak her işin altından çıktılar.

Ve tarihin son bölümüne girildiğinde şanlı ve çılgın Türkler sanki devre dışı kalmaya başladı. Dünyadan kopmuş rotasını kaybetmiş bir millet haline geldi. Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan itibaren sürdüğü muazzam politikalar son bulmuştu. Artık padişah saraydan çıkamaz olmuş başta yeniçeriler olmak üzere isyanlar başlamıştı. Bu isyanlar öyle ki padişahlar değişir olmuş ve yönetim adeta başıboş durumdaydı.

Dünyada da durum içacıcı değildi. Sanayi İnkılabı'yla başlayan sömürgecilik yarışı önüne geçilmez bir yarış haline gelmişti. Büyük devletler ilkel kabileleri ve güçsüz birçok milleti sömürgesine alarak yağmalamaya başlamışlardı.
Sömürge devletlerinin en büyükleri İngiltere, Fransa ve sonradan bu yarışa katılan İtalya bulunmaktaydı. Bu ülkelerin özellikle İngiltere ve Fransa'nın en büyük hedefleri arasında Osmanlı topraklarındaki kaynaklar ve geçiş noktaları bulunuyordu. Ancak Osmanlı ne kadar güç durumda olsa dahi tek başlarına Osmanlı'ya karşı savaş açma cesaretleri bulunmuyordu. Zaten direk savaş açmak yerine Osmanlı'ya verilen borçlarla Osmanlı ekonomisini kıskaca almışlardı.

Bu devletler Osmanlı'nın içindeki yönetim zaaflarından yararlanarak birçok milleti kışkırtarak isyan etmelerini sağlıyorlardı. Bazı eyaletler nerdeyse isyanla Osmanlı'yı tehdit eder duruma gelmişti. Bunun karşısında Osmanlı özellikle Balkanlar'da birçok savaş içine girmiş ve Anadolu'da savaşa katılmayan bazı gayrimüslimler yabancı devletlerin desteğiyle halka zulüm etmeye başlamışlardı.

Sonunda sömürge devletleri aralarındaki sömürge yarışının hızlanmasıyla birbirleriyle çatışmaya başladı ve Birinci Dünya Savaşı çıktı. Bu savaşta ittifak-itilaf devletleri sanki iki takımın maçı gibi grup halinde savaştılar. Osmanlı'nın taraf tutması da yönetiminin Alman hayranlığı nedeniyle Almanya itilafında olmuştu. Osmanlı savaşa o kadar hızlı girdi ki nerdeyse tüm dünyayla savaşıyordu. Yaklaşık on cephede savunma yapıyordu. Zaten saldırı yapacak bir durumu kalmamıştı.

Bu cephelerden en meşhuru ve zaferle sonuçlananı Çanakkale Cephesi'ydi. Zamanın en güçlü ve teknolojik donanmalarına karşı yüzbinlerce genç kolkola Çanakkale Boğazı'nı kapatmışlardı. Yüzbinlerce şehidin olduğu bu savaş Türk Milleti için karanlığın sonlanıp güneşin doğuşuna işaretti. Bu savaşın içindeki büyük kaybımız yanında bize geleceğimizi kazandıracak bir yıldız çıkmıştı ortaya: Mustafa Kemal. Bu komutan ki savaşın kopma noktasında adeta bir millete uyanışı emredercesine; "Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum." diyerek zaferi kazandırmıştı.

İşte Türk Milleti'ni eski günlerine döndürecek o dünyaya meydan okuyan ve içinden çıkılmıyacak her durumdan çıkan çılgın ve şanlı dönemi yeniden Mustafa Kemal'le başlıyordu.

 
Toplam blog
: 5
: 741
Kayıt tarihi
: 25.01.09
 
 

22 yaşında okul ve iş hayatı karmaşasında yaşamımı sürdürmekteyim. İstanbul' da yaşamaktayım. İstanb..