Saraylar, soytarılar ve diğerleri

"Devlet Tiyatroları Genel Müdür Vekili Nejat Birecik’in, Ankara DT oyuncularından bazılarını, geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret için Ankara’ya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i karşılamak üzere “kaçak saray” olarak da adlandırılan yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda “animatör” olarak görevlendirdiği ortaya çıktı. Tiyatrocular, ziyaret sırasında Putin’i, önemli Rus yazarları “Tolstoy” ve “Puşkin” kılığında karşıladı ve “animasyon” yaptı." (Cumhuriyet Gazetesi)

*****************************

"Binlerce odalı sarayımız kusurdu, şimdi var hamdolsun. E her saraya da saray soytarısı lazım değil mi? Gerçi çevremdeki insanlar bu görevi ziyadesiyle yapıyor ama, şu hiçbir işe yaramayan tiyatro mudur nedir bi kurum var, hah işte orada çalışan kullarıma bu işi yaptırırsam, hem sanatçı denen bu insanlar bi işe yaramış olur, hem de "bak biz sanatçı kullarımızı saraylarda besliyoruz" falan diye havamız olur. Batılılar bunların yaptığına sanat diyorlar, biz de kendimizi onlara "sanatçı dostu" diye yuttururuz. Bi taşla bikaç kuş vurur muyuz, vururuz. Gerçi heykel yıktırmak, sanatın içine tükürmek, sergi kapattırmak, kitap yasaklamak gibi hareketlerimiz gazetelerde yazıldı çizildiydi vaktiyle ama unutmuşlardır onları, kesin unutmuşlardır. Unutmayan kullarım kaldıysa, onların da icabına bakarız elhamdülillah. Değil mi ki bu diyarların tek ve yüce sultanı, zat-ı alimizdir, yakarız da yıkarız da... Ecdadımız Abdülhamit Han gibi zindanlarda süründürürüz de... Hakkımız değil mi, elbette hakkımız. Değil mi ki 75 milyonluk memlekette 21 milyon kişi beni seçti, o halde her bi şeye hakkım vardır. O 21 milyon sayısına ulaşmak için fakir fukara kullarıma makarna kömür vermemiş miyiz? Verdiik... E, daha ne istiyorlar? Seçim sonuçlarını kendimizi seçtirecek şekilde ayarlamak için anamız ağladı be... O kadar uğraşıp didindik. Şİmdi kırk yılın başı ruh öküz.. pardon ruh ikizimiz Putin gelmiş, saray-ı alimize, ona da şöyle güzel bi animasyon falan yaptıralım yahu...
Emineee... ıhlamurumu getir. Yok yok dur vazgeçtim sen getirme, animasyon şefi kulum getirsin, bi de ayaklarımı ovsun, yoruldum."