- Kategori
- Sinema
Sarı Zeybek, Mustafa ve Veda...

İzlemeyenler için, yine de gidin diyorum, en azından yeni Atatürk filmleri ile karşılaştırırsınız...
Zülfü Livanelli'nin kitaplarını severek okurum.Akıcı dili, yakın tarihimizi, kendisinin de içinde olduğu olayları anlatırken yaptığı gözlem ve yorumlarındaki başarısı tartışılmaz.Biyografisi ile birlikte 12 Eylül dönemine ışık tutan "Sevdalım Hayat"" gençlerimizin okuması gereken kitapların ilk sıralarında olmalı.Onun küçük yaşlardan beri edindiği bilgi birikiminin, hatırı sayılır bir düzeyde olduğunu; çocukken, daha fazla okuyabilmek için, battaniyenin altındaki ışıkla verdiği okuma savaşını anlattığı kitabından da anlayabiliyoruz....Ama bu uğurda göz sağlığından olması ne derece doğrudur,onu bilemem...Yazar kişiliğinin yanısıra, kitleleri ayağa kaldıran müziği ile de ; sadece ülkemizde değil, Avrupa ve Kafkas ülkelerinde de tanınınıp seviliyor.
Ama film yönetmenliği sanırım ayrı bir yetenek, bilgi gerektiriyor...Veda'ya ben de birçokları gibi heyecenla girip hayal kırıklığı ile çıktım.Filmle ilgili yanlış yargıda mı bulunuyorum diye düşündüm.İnternetten eleştirmenlerin yazılarını okudum.Can Dündar'ın" Mustafa "sı kadar olmasa da, oldukça sıkı bir eleştiriye maruz kalmış film.Ben; Can Dündar'ın "Sarı Zeybek"ini unutamıyorum.Çok etkilenmiş,özellikle Ata'nın ölüm anında çok ağlamıştım.Veda'da, Atatürk rolünü canlandıran sanatçının zeybek oyunu Sarı Zeybek'teki, zeybek oyunu ile karşılaştırılamayacak kadar başarısızdı.Oyuncuların rol yetenekleri okul müsameresinden öte değildi.Fikriye rolünü canlandıran,hepsinden iyiydi bana göre.Tarih sıralamasında, 1920'de Atatürk'e verilen idam kararından söz edilip, TBMM'nin kuruluşundan hiç bahsedilmemesine bir anlam veremedim.
Kanaviçe işlemeli örtülerle süslü kanapelerle, dantel perdelerden oluşturulan eski anadolu evlerinin sıcak atmosferi, Dolmabahçe Sarayı'nın görkemli kareleri,savaş sahneleri ve Arap çarşılarının ilginç görüntüleri filmi bir parça izlenir kılmış.
Dikkatimi çeken bir şey de, Latife Hanım'ın Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını İzmir'deki konağında ağırlayışı.Bildiğim kadarı ile Latife Hanım Uşak'lı ve Uşakizade'ler diye bilinen bir ailesi var.İzmir'deki evde yalnız mı yaşıyordu, ailesi hiç gözükmedi. O dönemde; ne kadar Avrupa eğitimi almış olsa da, yalnız yaşaması bana pek olağan gelmedi...
Turgut Özakman'ın, yazıp yönettiği "Dersimiz Atatürk" 19 Mart'dan itibaren izlenebilecekmiş, sinemalarda. Bakalım, Sarı zeybek, Mustafa, Veda'dan sonra onu nasıl bulacağız...
Eksiği ile kusuru ile, yine de; Ata'mızı ve yakın tarihimizi gençlerimize tanıtan, böylesi filmlerin değeri yadsınamaz..Öğrencilerini arkasına takıp, bu filmleri izletmeye getiren değerli meslektaşlarımı kutluyorum.Görsel olarak belleklerinde çok değerli izler kalacak, bu izler de onlara ışık olacak...