- Kategori
- Şiir
Sarıyer’de bu sabah balıkçılar

Kendi gerçeğimi görüyordum
Bıçakla oyulmuş çıkarılmış
Bıçakla oyulmuş çıkarılmış
Avuçlarının içinde
İçerken ellerim titriyor ağlıyordum
Aklına bir martının gözleri takılmıştı
Çok şükür hıçkırmasını biliyordum
Bölük pörçük akşam oluyordu
Gözlerime kargalar konuyordu
Sırılsıklam utanacaktım oysa
Yoksa yüzüm olmazdı geceye
Şiir deniz gibi kımıldıyordu
Kımıldandıkça içim kanıyordu
Sabahtı rıhtımdaydım
Rüyasını dokuyordu her sabah
Rüyasını dokuyordu her sabah
Sarıyer’de balıkçılar
Sarhoştum kirpiklerim yanıyordu
Beni terk etmişsin
Utanmasam
Utanmasam
Oracıkta ağlayacaktım
Hırsımdan
Hırsımdan
Bana yazdıklarını
Yazmadıklarını okuyacaktım
Artık sensiz ömrümü yaşayacaktım
Sokaklarda, mezarlıklarda
En çok senin olmadığın yerlerde
Yalnızlıkta
Benim her sabah saatinde
Masmavi sokaklar boyu
Söyleyen dilim
Benim her sabah saatinde
Masmavi kıyılar boyu
Söyleyen yüreğim
Söyleyen yüreğim
Yaşamın türküsünü gönlünce
Sustu
Sustu
Bambaşka
Bu bizim yaşadığımız
Yaşanmışlığın içinden
Bu bizim yaşadığımız
Yaşanmışlığın içinden
Kalbinde dünyayı taşıyan
Yine de sustu
Sessizliğe boğuldu
Sevgimiz biliyorsun
Yine de sustu
Sessizliğe boğuldu
Sevgimiz biliyorsun
İstanbul parıldardı gözlerimizde
Köylüleri severdik
Yeşili doğayı, doğaya dönmeyi
Efkârımız sığmazdı gönlümüze
Başındaki sarı yazma kadar
Ela gözlerini yaşamaktan yorgunum
Avuçlarında unutmuşum ellerimi
Şiirlerinde kül rengi serçeler
Karanlığın arkasına sığınmışsın
Kıvılcımlı zamanlarda duracaksın
Neden, ne zaman
Ve nasıl sevdiğini
Ve nasıl sevdiğini
Anlayamadan gittiler
Demiştin bir keresinde
Eski sevgililer
Demiştin bir keresinde
Eski sevgililer
Yalnızlıktan kurtulup da
Yalnız kalmak isterken
Yalnızlığa sığındılar
Yalnızlığa sığındılar
Gözden kaybettim seni
Sustum konuşmadım
Sustum konuşmadım
Islak bir ağaç gibi
Kala kaldım gecenin
Orta yerinde
Kala kaldım gecenin
Orta yerinde
O saklasın varsın geceye
Seni yüzünün renginden ki
Siluetleri
Siluetleri
Bütün üzüntüleri
Çok düşündüm
Çok ağladım
Çok haykırdım
Çok ağladım
Çok haykırdım
Seni öldürmek için
Ne çareler buldum
Sonra bir bir unuttum
Her şeyi
Sonra bir bir unuttum
Her şeyi
En çokta seni
Buz tutsa bıyıklarım
Sussam konuşmasam
Ben unutsam seni
Bir başıma kalsam
Ben seni unutsam
Ellerim seni unutsa
Gözlerim unutsa seni
Gözlerim unutsa seni
Ela gözlerini unutsam
Yüreğim sussa
Bıyıklarım buz tutsa
Konuşmasam
Yağmur bilmediğim
Bambaşka bir gökten yağıyordu
Sanki
Sanki gök delinmişti
Üzerime ağıyordu
Yanımda olmadığın zamanlarda
Sanki gök delinmişti
Üzerime ağıyordu
Yanımda olmadığın zamanlarda
Her zamankinden daha yalnızdım
Ellerim yağmura açılmış
Sakallarım yüzüm ıslak
Bu sağanağın altında
Saadetin ıstırabın sırılsıklam
Saadetin ıstırabın sırılsıklam
Acılığı sinerse parmaklarına gecenin
Şiirlerime gözyaşlarım sinerse
Ölümle hayat arasında kalırsam
Ne yaparım dedim kendi kendime
Kendimi öldürecek mutluluktaydım
Yirmi dört damla gözyaşı içtim
Ne yaparım dedim kendi kendime
Kendimi öldürecek mutluluktaydım
Yirmi dört damla gözyaşı içtim
Her akşam sarhoş geçtim
Korktuğunu bilerek bu sokaklardan
Yüreğimi senden çekmemi
İstemezdin oysa
Niye çekip gittin sessizce
İstemezdin oysa
Niye çekip gittin sessizce
Kalbim bakır bir yas gibi
Boynuma asılmıştı
Sende kurtulmak için
Sürgünlere gitmeye razıyım
Parasız pulsuz çekip gitmeye
Kırlarda ki bütün belalara razıyım
Hapis yatmaya sokakta kalmaya
Sessiz bir mezarlıkta sabahlamaya
Sessiz bir mezarlıkta sabahlamaya
En büyük düşmanın
Madem ki benim güzelim
Onu ayaklar altında çiğnetmeye hazırım
Küfür gibi huzursuzsam
Çaresiz unutulmuşsam
Çaresiz unutulmuşsam
Allahsız çıplak bir hançersem kör geceye
Durmadan ağlıyorsam hıçkırıklarla
Sendendir bil güzelim
Senin nerede olduğunu bilmeden
İnsanlar beni görmeden
Kaybetmişsem her şeyimi
Onurumu adımı
Adına paye dediğim ne varsa
Onurumu adımı
Adına paye dediğim ne varsa
Kendime acıyorsam sürekli
Yüreğim ölmeye hazırsa
Yüreğim ölmeye hazırsa
Sendendir bil güzelim
Senin çekip sessizce gitmenden
Senin çekip sessizce gitmenden
Mehmet Özgür ERSAN 2013-2016 Üsküdar-Maltepe