Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '10

 
Kategori
Deneme
 

Şark masalları

Şark masalları
 

Yorumsuz.


Doğuda doğmuş, doğuda büyümüş, doğuda eğitim görmüş, doğulu biriyle evlenmiş, halen doğuda yaşamakta olan ve hatta ( kısmet olursa) doğuda ölmek isteyen bir “Doğulu” olarak böyle bir yazı yazma hakkını ve arzusunu tüm iliklerime kadar hissediyordum yıllardır.

Aslında konu basit: Yıllardır TV kanallarında yayınlanan sözümona “Doğu” dizileri. Evet, bu dizilerle ilgili beni rahatsız eden bazı şeyler var.( Tek tük başarılı dizileri tenzih ediyorum.)Yazmak istediklerim de bu rahatsızlıklarımla ilgili. Bu rahatsızlıklar bu cümleleri okuyan birini neden ilgilendirsin, diye soracak olursanız bunun da cevabı basit: Ortada çok büyük bir kandırmaca var. Çünkü bu dizilerde yansıtılan hayat tarzları, aile ilişkileri, sosyal yaşam standartları, ağız ve lehçe özellikleri, giyim-kuşam şekli ya olduğundan çok daha abartılı veya olduğundan çok daha farklı sunuluyor meraklılarına. Yani hayatında doğuyu görmemiş veya doğuya sadece dizi çekilmeye başlandığı andan itibaren gidip, film setinden ve kaldığı beş yıldızlı otelinden çıkmamış yönetmen ve oyuncular bize olanı değil, olmasını istedikleri veya hayalini kurdukları bir yaşam formunun kapılarını açıyorlar sadece. Ve ben Doğunun birçok ilini gezmiş, görmüş hatta Elazığ, Malatya gibi illerde üniversite okumuş bir Diyarbakırlı olarak televizyon karşısında hayretten donakalıyorum ve dudak büküyorum. Hatta oyuncular Türkçe konuşmasalar bir Brezilya dizisi izlediğim duygusuna bile kapılabilirim. Peki beni böyle düşünmeye ve hissetmeye iten şeyler neler? Söyleyeyim
efendim:

1. Doğunun birçok ilinin kendine has yerel ağızları olmasına rağmen gösterimdeki dizilerin hemen hemen hepsinde ağız ve şive özelliklerinin sadece bir zamanların Türk filmlerinde yabancı turistleri konuşturulurken yapılan “ Ben çok sevmek sizi.” veya “ Siz yapıyor güzel şişkebap.” tarzındaki kalıplara dayandırılması. Yani tüm fillerin sonuna geniş zamanın ekeylemi (-dır/-dir) getirilerek ( kesinlikle böyle olmadığı halde )bir Urfalı veya Mardinlinin böyle konuştuğunun düşünülmesi. ( Soru: Ağam daha gelmemiştir? Cevap: Heee, şimdi gelmiştir.)

2. Doğudaki herkesin, belinde her an ateş almaya hazır silahlarla gezdiği şeklindeki sunum da yanlıştır. Bir Doğulunun silaha olan merak veya sevgisi bir Karadenizli veya bir Amerikalıdan daha fazla değildir. Doğuda çeşitli silahlı örgütlerin olması o bölgedeki herkesin kovboy gibi silah taşıdığı anlamına gelmemelidir.

3. Doğu köylerinde yaşayan insanların (varlıklı da olsalar) 4x4’lerle köyün içinde turladıkları da Doğulu izleyicileri gülümseten sahnelerden biridir.

4. Bölge köylerindeki kadınların veya genç kızların pudralı - fondötenli yüzleri, rujlu dudakları, alınmış kaşları, yapılmış saçları ve giymiş oldukları dekolte kıyafetleri de hayalden öteye geçmemektedir. ( Zira bugün doğudaki köylerin % 90’nına epilasyon aletinin dahi girmediği konusunda sizi temin edebilirim.)

5. Bir diğer yanılgı da ( Necati Cumalı’nın ünlü öyküsü Dila Hanım’dan kalma bir alışkanlıkla) doğuda kadınların sosyal hayatı yönlendirdiği, her ailede bir “Hanımağa “ olduğu şeklindeki algıdır. Zira erkek-egemen feodal toplumlarda bu durum (istisnai birkaç örnek hariç) pek mümkün değildir.

6. En büyük çarpıtmada Doğuluların tüm çağdaş değerlerden uzak, durmadan aile içi veya aile içi dışı cinayetler işleyen, en küçük bir durumda Kurtlar Vadisi benzeri bir karar meclisi kurup var olduğu düşünülen bir “Töre” kitabının ilgili maddeleri uyarınca kanun hükmünde kararnameler çıkaran, sadece orada çeşitli vesilelerle bulunan “ Batılılar” sayesinde doğru yola giren veya sağlıklı kararlar veren şalvarlı, kara sakallı, hoyrat insanlar olarak gösterilmesidir.

Aslında sözü çok da uzatmak istemiyorum. Tüm bunlara rağmen “Doğu Gerçeği” olarak yansıtılan tüm yanılsamaların doğru olduğuna inanlar ve/ya inanmak isteyenler elbet olacaktır. Ben sadece sıradan bir “Doğulu” olarak birçok eksiğinin ve yanlışının yanında tüm bunların Doğuyu yansıtmadığını bu yazıyı tesadüfen okuyacak olan üç-beş kişiye anlatmak istedim. Bugün Doğunun asıl sorunlarını; yani ekonomik, kültürel, siyasal sorunlarını görmek ve göstermek istemeyen “romantik” yönetmen ve senaristlerin insanları bu şark masallarıyla daha ne kadar oyalayabileceklerini merak ediyorum doğrusu. Bu tür dizi veya filmleri izlerken olaya bir de bu açıdan bakalım diyorum.

SERHAT DEMİROĞLU

 
Toplam blog
: 8
: 5517
Kayıt tarihi
: 25.01.10
 
 

1982'de Diyarbakır'da doğdum. İlk orta ve lise öğrenimim Diyarbakır- Ergani ilçesinde tamamladım...