Şaşırtıcı şeyler oluyor

Bir albay, iki yarbay AKP den milletvekili adayı oluyormuş. Hem de görevlerinden istifa ederek. Bir de binbaşı eşi. Ben yakın tarihimizde, askerlerin istifa ederek siyasete atıldığını hiç duymamıştım. Atatürk'ün, hem asker olup hem de siyaset yapmak isteyen zevata; "rütbelerinden arınmalarını" tavsiye ettiği zamandan beri "ilk" diyebilirim. Tabi emekli olanlar hariç. Siyasete atılan, asker milletvekili aday adaylarının yaptıkları açıklamalar ise çok dikkat çekici. Dolaylı veya doğrudan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yapılan haksızlığın vurgulanması, meclisin iradesine Anayasa Mahkemesi marifetiyle ipotek konulmasının hatırlatılması, kendimi bildim bileli, ilk kez içimde; "çözüme doğru" bir gidiş ümidi doğruruyor.

Cumhuriyetin ve laik kazanımların sürekli tehlikede olduğuna inanarak; "anamın örtüsü ve türban" gibi; duruma göre birden oluşuveren, "kamusal alan" gibi üretilmiş yeni ve acaip kavramlarla büyüyen mutabakatsızlık; "mutabakat" noktasına doğru yol alıyormuş hissine kapılıyorum.

Dün İzmir mitinginde, birbuçuk milyon insanın bulunduğu bilgisi gazetelerde yer aldı. Bu insanların, diğer insanlardan farklı düşündükleri bir gerçektir. Fakat mitinge katılmayıp pikniğe giden, evinde oturup kalabalıkları, televizyondan seyreden kimselerin, mitingtekilerden daha farklı düşündükleri de bir gerçektir. Artık her hafta, meydanlara aynı insanları taşıyarak cumhuriyet mitingleri yapmaktan vazgeçilmelidir diyorum. Konuşmalar, sloganlar, ne kadar istenmese de , taraf olma ve gerilim üretme özelliği taşıyor. Bu durumda, iki kesimin arasını sürekli açarak, ipleri kopma noktasına getirmek mi, yoksa gerilen halatı gevşeterek stresi kaldırmak mı lazımdır? Tabii ki gerilim düşürülmelidir. Görüldüğü kadarıyla askerler, ülkeyi sürekli geren bu ikiliği ortadan kaldırmak amacındalar.

Yönetime tanklarla intizam vermekten vazgeçerek; akıl, bilim ve siyaset yoluyla katkı sağlamaya karar veren askerlerimizi samimiyetle kutluyorum. Maksat dışı hukuk yorumları yaparak parlamentoyu, mahkemeye taşıtan akademik personele, arzuya özel karar çıkaran mahkeme üyelerine, kurumsal ünvanlı emekli savcı ve yargıçlara, bunlara desteğini esigemeyen baro ve büro üyelerine de aynı şeyi tavsiye ediyorum. Siyasete katılarak, birikimlerinizden kamuoyunu yararlandırın.
Düz yollara hukuk bariyerleri koyup, ülke trafiğini felç eden akil adamların da, askerler gibi siyasi arenaya inmelerini bekliyorum. Eğer inerseniz, konuşmalarınızı; cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, hukuk gibi kavramlarla süsleyip te, onların altına gizlediğiniz, kral tarzı yönetim özleminizi; bu milletin bildiğini hayretle göreceksiniz! Bu tavrınız yüzünden size oy çıkmadığını da...