- Kategori
- Haber
Satır aralarında gezinti
Bu günü <ı>(09.10.2007 Salı)ı> çok dikkatle takip ettim. Sabah saatlerinde <ı>“ı><ı>Terörle Mücadele Yüksek Kuruluı><ı>“ı> Başbakan’ın başkanlığında toplanacaktı. Buradan çıkacak karar, son derece önemliydi. O nedenle <ı>“Günü”ı> oldukça dikkatli izlemeye gayret ettim.
<ı>“Terörle Mücadele Yüksek Kurulu”ı>nun 3, 5 saat süren toplantısının arkasından gelen 1, 5 saat sonra da, kurulun kararı yazılı olarak açıklandı. Açıklamanın son paragrafı dikkatimi çekti. Sanırım herkes de aynı paragrafta <ı>“dikkatli”ı> olmaya özen gösterdi. O paragraf aynen şöyle:
<ı>“Bu çerçevede, terör örgütünün komşu bir ülkedeki mevcudiyetini sona erdirmeye yönelik olarak önümüzdeki süreçte, gerektiğinde sınır ötesi operasyon dâhil olmak üzere hukuki, ekonomik ve siyasi her türlü tedbirin alınması, terör ve teröristlerle etkili yöntemlerle kararlı bir şekilde mücadeleye devam edilmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlara gerekli emir ve talimatlar verilmiştir."ı>
Uzun cümlenin içinde geçen “…<ı>gerektiğinde sınır ötesi operasyon dâhil olmak üzere…”ı><ı> ı>ifadesi ile “…<ı>mücadeleye devam edilmesi konusunda görevli kurum ve kuruluşlara gerekli emir ve talimatlar verilmiştir." ı>İfadesi dikkatle irdelenmesi gereken ifadelerdir.
Açıklamanın tümünü <ı>“Birkaç kez”ı> dikkatlice okudum. Yanlış anlamadığım kanısına vardım ve o kanı ile soruyorum. Sormadan önce de bir noktadaki fikrimi <ı>“Bir kez daha ve altını çizerek” ı>ifade ediyorum ki, sınır ötesi operasyon her halde gereklidir, geç bile kalınmıştır.
Şimdi soruma geliyorum.
Sayın Başbakan, bu açıklama ile <ı>“siyasi irade”ı>yi ortaya koymuş ve <ı>“…sınır ötesi operasyon…” ı>emir ve talimatını <ı>“…görevli kurum ve kuruluşlara…”ı> vermiş bulunmaktadır.
Değerli milletim, aziz vatandaşlarım, ey halkım…
Bu <ı>“ifade”ı>nin siyasi edebiyattaki anlamı <ı>“Halkın havasını almak” ı>olarak bilinir.
Bu ifadede <ı>“…sınır ötesi operasyon…” ı>değil de <ı>“…sıcak takip için…”ı> ifadesi kullanılsaydı, anlardım. Ama <ı>“…sınır ötesi operasyon…” ı>dediniz mi <ı>“gerilen sinirlerimizi gevşetmek ve patlamaya hazır havamızı boşaltmak” ı>için kullanılmış, gerçeği yansıtmayan bir ifade olarak anlıyorum.
1. Sayın Başbakan… Siz bir zaman ağzınızdan çıkan bir sözde ifadesini bulan <ı>“Genelkurmay Başkanı bana bağlı”ı>daki düşünceniz ile bu konuda, yani <ı>“…sınır ötesi operasyon…”ı> konusunda <ı>“…gerekli emir ve talimatlar…”ı>ı verme yetkiniz yok. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Yetkiniz olmayan emri nasıl veriyorsunuz?
2. Hemen her konuda anlamadan, dinlemeden, neyin ne şekilde yapılması gerektiğini düşünmeden <ı>“Oku doğrultusunda” ı>gitme huyunuzdan ne zaman vazgeçeceksiniz?
<ı>3. ı>Daha dün <ı>“Amerika’ya gideceğim, Amerikan Başkanı ile görüşeceğim”ı> demiştiniz. Belli ki kendi başınıza karar almakta zorlanıyorsunuz. Bari aldatmayın ve işin doğrusu olan <ı>“…sıcak takip için…” ı>gerekli talimatı vermiş olun. Kandırmayın bizi. <ı>ı>
<ı>4. ı>Siz şimdi <ı>“Amerika’dan icazet almadan”ı> sınır ötesi icraat mı yapacaksınız? Amerika Büyükelçisi ne diyor duymadınız mı? Güldürmeyin milleti. Alamadığınız hava, bir gün yüzünüzde patlayacak.<ı>ı>
Gelelim bir başka satır arasına ve görüntülere…
Bu gün meclis görüşmelerinde, gurubu bulunan tüm parti temsilcileri ile “Kamer GENÇ” partisi sık sık söz alarak terör ve terör örgütünü lanetledi. Sadece DTP hariç…
Bu arada DTP Milletvekili ve Gurup Başkanı Ahmet TÜRK, meclis oturumuna katılamıyor ama bir açıklama yapıyor.
<ı>“Meseleyi sadece askeri yöntemlerle çözmeyi hedefleyen mantığın hiçbir zaman başarılı olmadığını gördük” ı>diyen Ahmet TÜRK, şöyle devam ediyor: <ı>“Şimdi biz her şeyi bir tarafa doğrultuyoruz; sadece inkâr ve askeri mantıkla sorunları çözmeye çalışıyoruz. Tabii bunun da istenilen sonuçları olmuyor. Şimdi diyalogun geliştirildiği bir dönemde tabii ki insanlar daha fazla birbirini anlıyor ve ortak çözüm koşullarını yaratıyor. Şimdi ortaklaşma yok; siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, bölge insanları ne düşünüyor? Yani bu konuda hiçbir çalışma yapılmıyor. ı>
<ı>ı>
<ı>Tabii ki bu sancılı, sıkıntılı dönemde hepimiz rahatsızız. Ama gerçekten bir diyalogun, bir sürecin başlatılması zamanıdır. Ben inanıyorum ki insanlarımız, bir diyalog ortamı oluşturulduğu zaman birbirini anlar. O diyalogun getirdiği olumlu, pozitif hava, farklı bir sürecin başlamasına da neden olabilir.”ı><ı>ı>
Kendilerinin hiçbir zaman PKK’yı terör örgütü tanımlaması içine sokmayacaklarını biliyoruz. Bundan artık bu gün son ve bir kez daha kesin emin olduk. Bu ifadede altı çizilecek şey <ı>“…sadece inkâr ve askeri mantıkla…”ı> ifadesidir. Onlara göre bizim ifade ettiğimiz inkâr, <ı>“Kürdistan” ı>ve <ı>“ı>PKK’nın Kürdistan’ı temsil eden siyasi örgüt” olduğudur.
Oysa…
Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde bir her ne biçimde olursa olsun <ı>“Kürdistan” ı>yoktur ve <ı>“PKK da terör örgütü”ı> sıfatındadır. Bu gerçeği <ı>“Onlar” ı>anlayana kadar konuşacağımız bir şey de yoktur zaten…
Sadece <ı>“Anladıkları dilden”ı> konuşmaya devam edeceğiz ve bir gün de noktalayacağız. Artık <ı>“Nokta koyma zamanı” ı>çoktan geldi…
YAZIMI BİTİRDİKTEN SONRAKİ SON (saat: 18:30) DAKİKA HABERİ: "<ı>AKP Hükümeti, Kuzey Irak'a yapılacak sınır ötesi operasyon için gereken tezkereyi TBMM'ye gönderme kararı aldı."
ı>
Birileri "Yanlışlığı" Başbakanın kulağına fsılıdadı mı acaba?
09 EKİM 2007