Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Saygı

Saygı
 

SAYGI


Saygı: bir var oluş biçimidir. Olduğu gibi var olmak ve var olduğu gibi olmak. Saygı: olan şeyin olduğu gibi ve olduğu yerde olmasıdır. Bu şeyler arasındaki mesafedir. İşte! saygının temeli budur mesafe. Mesafe, birliğin çoklu halde görünen tekliğidir. Bu mesafe birliğin çoklu halde tezahür etmiş tekliğidir. Şeyler bu mesafede var olurlar. Bu mesafede hareket ederler bu mesafede birbirlerine doğru iyi, kötü, güzel, çirkin, ağır, hafif, pahalı, ucuz şeklinde ölçülebilirler. Her varlık ancak kendi mesafesinden kendini bir başka varlığa göre tanımlayabilir.i İşte! Saygı, her varlığın başka bir varlığa göre kendini tanımlaya bildiği (ölçebildigi) bir aralık yada boşluktur. Evet! gerçekte mesafe dediğimiz şey boşluktur ve madde ancak boşlukta var olabilir ve boşlukta hareket edebilir. Birbirine yapışan parmaklar kalem tutamaz yada sıkılı bir yumruk artık parmak değildir. Düşünün, aradaki boşluk kaybolduğu zaman varlık asıl işlevinin dışına çikmaktadir ki, yumruk atmak temelde saygısızca ve yaşama vurulan darbedir ve eli sıkılı bir insan yaşam için tehlikelidir. Her şeyin kendi rengine, tadına, görünüşüne kısacası varlığına ait olduğu bir dünya saygılı bir dünyadır. Saygılı bir dünyada her şey kendi işlevini mükemmelen yerine getirir. Bizim çirkin diye nitelendirdiğimiz solucan yada yılanın ekolojik dengenin sağlanmasına kattıkları güzelliklerin hesabı yoktur. Saygılı bir insan, kendi merkezinde olan insandır bütün etkileri ve tepkileri merkezinden yayılır. Saygı varlığın ( ruhun) davranışıdır. Bütün davranışlar sadece kendini ifade etmeye yöneliktir.

 

Saygılı ilişkilerin temeli karşilıklı olmasına dayanır. Bu karşilık aynı zamanda karşi tarafın varlığı ve o varlığın karşisındaki kendi varlığıdır.Bu ilişkinin temeli karşilıklı yansıtmadır. Yansıtma devam ettiği sürece ilişki devam eder. Bu anlamda sygılı ilişkiler ışık ilişkisidir. İlişkiler yön veren dürtü arzudur. Konuşma arzusu, sevişme arzusu, iyilik arzusu, başarma arzusu hepsi saygı ilişkileridir ve ışığa göe biçim alırlar. Işik ilişkisi sürekli yukarıya doğru olan ilişkidir. Varlıktan kaynaklanır varlığa geri döner. Korku, kaybetme, kurnazlık, kıskançlık, tutma, yakalama, maniple etme, gibi bağımlılıklar bu ilişkiye ait kavramlar değildir. Saygı ilişkisi bir coşku ve sevinç ilişkisidir. Coşku ve sevinç ruhun enerjisidir. Saygılı ilişkiler bütün dünyayı aydınlatan Güneş gibidirler. Herkes varlığından faydalanır. Saygılı ilişkiler koşulsuz sevgi ilişkileridir,söz konusu olan tek şey tarafların gelişmesi, güçlenmesi, mutluluğu, paylaşimı, çogalmasi ve bu yolla varlıklarını en harika şekilde ifade etmeleridir.

 

Saygılı ilişkiler zeytin yağı ile su gibi bir arada bulunur ama asla birbirine karışmazlar. Her taraf tadını, rengini, görünüşünü, özünü, özünün özgünlügünün olduğu gibi olunduğu ilişkilerdir. Her insan kimyası içinde başka kimyaların, kimyalarını deneyimleyerek kim olduğuna karar verir ve bunu yaratır. Bütün bunlar kim olduğunun ve kim olmak istediğinin bilinci ve kararı ile yapılır. Bu anlamda saygılı ilişkiler bir karar ve amaç ilişkileridir.Onları saygıdan yoksun kararsız, amaçsız ilişkilerden ayıran temel nokta burasıdır. Biz burada saygısız ilişki terimini kullanmayacağız çünkü saygısız olan bir şey ilişki değildir. Saygı olmadan ilişki olmaz o zaman biz saygı ve ilişki kelimelerini birbirinin yerine kullanabileceğimize göre saygısız bir durumdan ilişki diye bahsetmemiz doğru olmaz. Şöyle diyelim: Bir birine karışmış şeker ve tuzun hangisinin şeker, hangisinin tuz olduğu ayrıdına varabilir miyiz? Bu karışımda hala şeker, şeker; tuz, tuz mudur! Şeker ve tuz tad olarak kendilerini ayrı ayrı muhafaza ediyorlar mı? bu karışım şeker ve tuz yerine kullanılabilir mi? Bütün bu soruların cevabı hayır olduğuna göre burada artık bir ilişki söz konusu değildir. Siz şeker vu tuzu bir birine karıştırdıktan sonra yanınızdakinden bu karışımdan tuz veye şeker vermesini isterseniz size verebilir mi? Böyle bir şeyi istemek dahi yanınızdaki ile ilişkisizlik üzerine bir ilişki kurmaya çalismaktir.

 

Görüldüğü gibi saygısız ilişkiler birbirine karışmış şeker ve tuz gibidir onları ayrıt edemezsiniz. Onlar kendilerini ayrıt edemezler belki de biçimleri, renkleri hala aynıdır ama her biri kendisine ait tadını, karışım içinde kaybetmiştir artık taraflardan hiçbiri kendisi değildir. Görünüşe aldanmış kendisini aradığı yerde kendisini kaybetmiştir. Bu tür ilişkiler, ne kendilerine nede kendileri dışındaki hiçbir şeye hizmet edemezler.Dünyada tuzla şekerin karışımını seven bir canlı var mıdır? acaba! Evet iki şey karışmış bu iki şeyden yeni kullanılabilir bir şey(ilişki) meydana gelmemiştir. Tamamen işe yaramaz yitik bir durum söz konusudur. İlişkide kaybolmak denen şeyde budur! (M.ALİ ŞİRİN TAR.ÖĞRT)

 

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..