Sayın Başbakan Erdoğan, vazgeç bu sevdadan

Türkiye'de nükleer santral kurulmasi engellenmelidir.

Sanayilesmis zengin ülkeler nükleerenerji santrallerini kapatma karari aliyor yenilerini insa etmekten vazgeciyor; yenilenebilir enerji üretimi icin calismalar ve finas yatirimlari vadeli zaman dilimlari icin hizlandiriliyorken; bizim sayin Basbakan Tayyip Erdogan'in zoru nedir acaba nükleersantral kurma kararindan vaz gecmiyor mus. Sanirim bilgi eksikliginden yada takintidan kaynaklaniyor olmali (!)

Ülkelerde bulunan nükleersantrallerde olasi sürpriz teknik sorunlar, havadan saldirilar veya dogal felaketler meydana geldiginde elbette ilk etapta kendi caplarinda maddi ve manevi zarari o ülke yasayacaktir ve kismen telafisi de mümkün olmayacaktir.

Gelin önce bencilce ve kisaca ülkemizi ele alalim. Cennet gibi dogaya sahip ülkenin dogasini bozacak nükleersantrallere Türkiyen'nin kesinlikle ihtiyaci olmadigi; sagduyulu akliselim her insanin bilincindedir diye düsünüyorum. Alternatif enerji teknoloji sanayii oldukca gelisti. Bircok ülkeler genis capta uyguluyor; ve standart normlarda daha yeni teknolojik arastirmalarla genisletmeyi hedef almis durumdalar. Almanya Afrika ülkelerinden, Cezayir'den günes enerjisi ithal etmek icin de calismalar yapiyor. Örnegin böyle bir proje Türkiye icin de düsünülebilir. Türkiye günesi bol bir ülke ihrac edemez mi? Hadi onuda birakalim kendine yetecek kadar üretsin ona da raziyiz. Japonya'da deprem, tsunami ve akabinde nükleersantrallerin gördügü hasarlardan sonra canlilara ve dogaya nasil zarar verdigi vermekte oldugundan ve verebilecegi konusunda insanlar hakli olarak tedirgin ve daha duyarli olmaya basladilar. Bundan böyle bilim insanlari ve normal vatandas nükleerenerji istemiyoruz diye basbas bagiriyorken; Basbakan'in nedir bu takintisi diye düsünmeden edemiyorum.

Ülkede zaten heran deprem felaketi bekleniyor. Carpik yapilanmadan dolayi zaten maddi ve manevi zarar ve kayiplar olacaktir. Yasanacak felaketi düsünmek bile insani depresyona sokuyor. Basbakan öyle diyor mus ya; modern ve "güvenilir teknoloji" sayesinde nükleersantraller riskli degil" mis mis...kime anlatiyor bu masallari kimler inaniyor acaba.

Yok! "güvenilir teknoloji" argümanlari falan, fasa fiso. Doganin basi tellendiginde insan gücünün yarattigi güvenilir teknolojik önlemlerle karsi koyabilirmis nasil olacaksa; bu sorunun cevabini önce sayin Basbakan Erdogan yanitlamalidir.

Kapitalist sistem paraya endekslenmis. Sonucta insan yapiti hata yapilabilir belki kasit da; önceden düsünülemeyen hatalarin disinda nükleer atiklari onlarca yil dogaya-cevreye zarar veriyor. Santrallerin cevreye yaydiklari radyasyonlar zaten geri adim atmak icin kanitlayici nedenlerdir. Nülkeersantrallerin cevresinde kurulan yerlesim bölgelerinde oturan cocuklarin lösemi olduklari bilimsel olarak biliniyor. Dogada bitkilerin, hayvanlarin zarar gördügü biliniyor. Öff! simdi bunlari siralamanin bir anlami yok! Benim bildiklerimi elbette bircok insan biliyordur. Nükleersantrallerin nedenli ciddi zararlara ve kayiplara - canlilara zarar verebilecegi konusunda eksik bilgileri olanlar ve inanmak istemeyenler; bilimsel ve güvenilir kaynaklardan bilgilenmeleri kendilerinin ve ülkelerinin menfaatinedir.

Akilli, güvenilir ülke yöneticileri, bilim insanlari yasanan dogal afetlerin sonuclarindan da ders almasini pek iyi beceriyorlar. Her ülke vatandasi ülkesinde güvenli, huzur ve refah icersinde yasamayi arzu eder. Okulda "yurttaslik bilgisi" diye bir ders kitabimiz vardi. Iyi bir vatandas olmak konusunda güzel bilgiler edinmistik o yillarda. O temel bilgileri gelistirip uygulamanin, bilincli vatandaslik görevi oldugunun bilincine varmama neden oldu daha sonralari. Ülkede refah icersinde yasama kosullarinin olmasi, yasa ve kurallara uyum saglamaktan gecer...Hal böyle olunca; bir insanin aksam olunca evine gidip- huzur icinde dinlenmesi en dogal hakkidir. Gece yatagina yatip rahat uyuyabilen vatandas konumunda olmayi kim istemez.

Ben mi Basbakan olsam ne :) Neyse konuyu dagitmadan noktayi koyayim.

Sözün özü:

TÜRKIYE NÜKLEERSANTRAL KURMA KARARINDAN MUTLAKA VAZ GECMELIDIR / GECIRILMELIDIR.

YENILENEBILIR ENERJI KAYNAKLARI konusunda BILIMSEL CALISMA VE UYGULAMALAR hizlandirilmalidir.

Benim gibi sade, bilgili ve bilincli vatandastan bir anekdot niteligi tasiyan bu kisa düsünceler; insanlarin sagduyu hassasiyetlerini kullanMALARINA vesile olup nacizane DÜSÜNmeye davet etmek icindir.

Ülkemden uzagim ama ülkemi cok seviyorum! O'na zarar gelmesini istemedigim gibi ülkemde yasayan insanlarin huzurlu ve mutlu refah bir yasam sürmelerini arzu ediyor; bunu bildigimde mutlu oluyor gurur duyuyorum ve sevincten gözlerim doluyor. Ben ülkemi seviyorum ama milliyetci degilim. Öyle sabun köpügünden baloncuklar ucurtmayi gercekci bulmuyorum. Hicbir ülke bir digerinden cok cok üstün olamaz ancak farklidir. Insanlarda ha keza. Mütevazı olmak gerekir. Ülkemin sadece dejenere olmamis kültürünü, insanlarini ve dogasini seviyorum. Pek naif bir yazi oldu ama uzun zamandir yazamamistim bugün böyle geldi icimden sansürsüz icimi bir nebze dökmüs oldum :)

Asagida linkini verdigim videoyu izlemenizi nacizane önermek istiyorum. Bakiniz; Hindistan'da bilincli kendi capinda ve kücük gibi görünen fakat azimli sabirli girisimcilerin basarilarindan örnekler var. Damlaya damlaya göl olur. Bizde neden olmasin; bu ve benzeri yaratici fikirler. Büyük yatirimcilarin yanisira elektrik üretimi icin katki saglanmis olur. Evlerin catilarina günes kollektörleri bicilmez kaftan. Ancak her iste oldugu gibi bilincli, kararli ve azimli olmak sarttir.

Öyle kuru kuru " ben ülkemi seviyorum, v.s, v.b. laflarla peynir gemisi yürümüyor...

Laf degil, icraat önemlidir.

Sevgi ve saygilar

mine, 26.04.2011

http://www.dw-world.de/popups/popup_single_mediaplayer/0,,5856526_type_video_struct_12255_contentId_14984277,00.html