Seçenekli dış siyaset, güçlü devlet, güçlü halk !

Irak’ın bütünü ABD güdümünde, Kuzey’i aşiret beylerinin yönetimindedir. Topraklarımıza yönelik saldırılara son verilmesi için Ordumuzun giriştiği son harekatta 'müttefikimiz'in tutumu bellidir ve bir yere kadardır!

Oysa, Amerikan kamuoyunun sağduyulu çevreleri, kendi ülkelerinin Irak batağı için, Türkiye gibi bir bağlaşığı feda etmesinin sakıncalarına karşı Bush yönetimini uyarmışlardı.

Ancak bu durum ülkemizi dünyada yalnızlığa itmemelidir. Türkiye bir yandan Rusya, Çin, Asya güçlerini etkilemeye ama diğer yandan da ABD dahil Batı kamuoyu nezdinde tezlerini yılmadan anlatmaya devam etmelidir. Bunu yaparsa bölge barışına da katkı sağlamış olacaktır.

Dış poltikamızı seçeneklendirmek, bir yandan konvansiyonel ilişkilerimizi etkinleştirmek, diğer yandan yeni ve tutarlı ilişkilerin geliştirilmesine de çalışmak esas alınmalıdır.

Dış siyasette etkin olmak için devletin güçlü olması, devletin güçlü olması için de halkın ekonomik ve sosyal anlamda güçlendirilmesi gerekir.

İnsancıl Sol anlayışımızca, Allah’ın korkusundan çok yaratanı seven kültürümüze ve Anadolu devrimine dayanan ulusal varlık bilincimize güvenimiz tamdır.

Daha etkili dış ilişkiler için<ı>; Dünya’daki silahlanma ve borç yapısını sorgulamalıyız. Filistin’in çektiği acılar ve bağımsızlığı kadar İsrail’in de var olma hakkı<ı>na vurgu yapmalıyız. Ülkelerdeki petrol ve doğalgaz gelirleri<ı>nin en az yarısının o toprakların ulusal devletlerinin hakkı olduğunu benimseyen bir anlayışı dillendirmeliyiz. İnsanlık suçlarının yargılanmasına ve doğal yaşama saygıya davet çıkarmalıyız. KKTC başta, soydaş ve akraba topluluklarının haklarını sonuna kadar korumalıyız…

Unutmamalıyız: gerekirse dünya bu bölgeden başlayarak yeni bir anlayışla <ı>yeniden kurulabilir<ı>..