Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
Siyaset
 

Seçim Tahminim: CHP-MHP Koalisyonu

Seçim Tahminim: CHP-MHP Koalisyonu
 

Şu ana kadar, bilinçli olarak, seçimlere ilişkin yazı yazmadım. Bu tavrımın birkaç sebebi vardı. Bu nedenlere, şu anda girmek niyetinde değilim.


Her geçen gün politik manzara biraz daha belirginleşmeye, siyasi objektiflerin netlik ayarları daha bir sağlam yapılmaya başladı diyebiliriz. Tabi hemen altına, ülkenin siyasal zemininin çok kaygan olduğu ve her türlü rüzgara çok derin tepkiler verebilecek kırılgan bir yapının mevcut bulunduğu şerhini düşerek.


Geçen seçimde olduğu gibi bu sefer de bir kısım medya kuruluşlarında, AKP’nin pompalanması, “birinci parti olacağı kesin” yargısının, nerede ise geniş halk kitlelerine dikte ettirilmeye çalışılması, düzmece anketlerle tek başına iktidar olmasının kesin olduğu kanaatinin seçmen bilinçaltına enjekte edilmesi sürecinin, hiç vakit kaybetmeksizin başlatıldığını ve bu yoz çabaların seçim günü yaklaştıkça doz arttırarak devam edeceğini çok rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.


Şu son dört sene zarfında yaşananlar, uzun uzun gerekçelerini anlatmayacağım gelişmeler nedeniyle kırılan ulusal/milli onur, yaratılan ekonomik sözde cennet ve bu yalancı baharın temelinde yatan ekonomik anlamdaki de teslimiyet süreci ve onlarca hayati konudaki tehlikeli gidişata rağmen; bu iktidarın seçimlerde yine favori gösterilmesini anlayabilmek, mantıklı ve sağduyulu yorumlar getirebilmek mümkün değil.


Bay Başbakan’ın “bindirilmiş kıtalar” diyerek küçümsediği dip dalganın, kendisine ve ekip arkadaşlarına tarihi bir demokratik ders vereceğine inanıyor, inanmak istiyorum. Şu anda bu aziz milletin, bu toprakların tüm insanlarının en çok ihtiyaç duyduğu irade; bağımsız, onurlu, kendine ve sahip olduklarına güvenen, dik durup, dikleşebilen bir siyasal mekanizma, politik erktir.


Ve hissiyatım, dileğim, temennim ve öngörüm odur ki genel seçimler sonrasında AKP, hiç de bilinçli olarak abartıldığı kadar oy alamayacak ve tarihi bir hezimet yaşayacaktır. Tabi adam adama markaj, çay, şeker, un, kömür konularının piri olan bir gelenekten gelen beylerin gösterdiği çalışmanın en az iki mislini onların düştüğü siyasal etik dışılığına düşmeden, kendini ifade etmek anlamında, bu zihniyetin milli/ulusal yapımızda açtığı tahribatları sokaktaki, kahvedeki, fabrika ve tarladaki vatandaşa çok iyi anlatabilmek anlamında gösterebilmek şart.


Bu tip seçim performanslarını görüp, seçimlere bir ay kala, temmuz başında, alacak nefesimiz varsa o zaman tekrar değerlendiririz. Ancak benim bugün gördüğüm manzara budur. AKP, suni tenefüsle şişirilmiş, koskoca bir balondur. Demokrasilerde, millete rağmen bir şey yapamazsınız. Ulusal vicdan, sizin yakanızı, tarih sayfalarında da olsa bırakmaz.


Peki o zaman kime şans veriyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Her iki partiyi de birçok konuda eleştirmeme, parti görüş ve programlarına tam olarak katılmamama rağmen milli refleksin; ulusalcı, milliyetçi, kuvay-ı milliyeci, Atatürkçü sosyal dinamikleri harekete geçirdiğini ve bunun sandığa yansımasının, CHP ve MHP oylarını, tahmin edilenden daha fazla yukarı çekeceğini düşünüyorum. Ve de bir, CHP-MHP koalisyon hükümeti. Belki de Demokrat Parti’nin dışarıdan ya da içerden desteği.


Zıt yöndeki uçlarını, bir koalisyon ilişkisi içinde törpülemiş, “Atatürk” ortak paydasında buluşan, AB ve ABD’ye kayıtsız, şartsız teslim olmayan, Kıbrıs’ta, Kuzey Irak’ta, Kafkaslar ve Balkanlar’da onurlu ve tutarlı bir dış politika takip etme iradesini gösteren, ekonomik dışa açılma ve küresel iktisadi yapıya entegrasyon süslü sözlerinin arkasına sığınarak, bir ülkenin bağımsızlık sembollerini sağa-sola hibe etmeyen, tutarlı ve kapsamlı bir hükümet programına ortak imza atabilmiş bir CHP-MHP koalisyonunun, ülkeye çok daha hayırlı olacağına ise inancım var.


Her fırsatta AKP övgüsü yapmaya başlayan, nerede ise bir dış seferberlik ilan eden; ABD, AB, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi yetkili kişi ve organlarının, Irak’ın Sam Amca orijinli atanmış Cumhurbaşkanı, Irak’lı peşmergelerin başında bulunan şahıs ve bilumum, Türk Yurdu’na faydalı(?) zevatın ardı ardına gelen açıklamaları tüm kamuoyunca malum. Her biri ağız birliği etmişçesine AKP kazanmalı yoksa Türkiye kaybeder(?) açıklamaları yapıyorlar.


Seçimlerden önce ABD’den göstermelik ama çok ses getirecek bir bölücü örgüt adımı da beklemekteyim. Bunun bir, boş kampı süpürme operasyonu olacağı, harekatın sonunda da Bay Başbakan ve müstafi reis-i cumhur namzetinin, külhani açıklamalarla “bakın nasıl dize getirdik Amerika’yı” ucuz politikası yapacakları yönünde hissiyatım mevcut. Bekleyip göreceğiz.


Birilerinin dediği gibi “son asır Türkleri, kuruluş ve kurtuluştan bu yana en zor ve en tehlikeli dönemlerini geçirmekteler”. Bu halkın uyanık ve diri durması, kısa süre sonra önüne gelecek sandıkta, en kutsal hakkı olan demokratik seçme hakkını çok bilinçli kullanması hayati derecede önemlidir. Bir kere daha AKP senaryosuna kapılırsa, bir kere daha bir kısım odakların yarattıkları suni iklimden etkilenirse; zaten ciddi anlamda yerinden oynatılmaya çalışan toplumun temel örgü taşları zedelenecek, sarsılacak ve ulusal benlikten çok şey alınıp, yerine konulmamak üzere götürülecektir.


Milli mücadele yıllarında da birileri bu uyarıları yapıyor, Ali Kemal gibi zatlar da söz konusu millici güçleri, başta Mustafa Kemal’i olmak üzere paranoyaklıkla, hayalcilikle, çetecilikle suçluyorlardı. Kurtuluş ve hayatta kalabilmek adına; bazıları İngiliz mandasını, bazıları Amerikan hegomanyasını istiyorlar, milletin kendi kararlılık ve iradesiyle, düştüğü bu onursuz durumdan kurtulabileceği düşüncesini ise hayal dahi edemiyorlardı.


Takvim yaprakları değişti, yaşananlar çok da fazla değişmedi. Şimdi, bu toprakların, mis havasını koklayıp, aziz suyunu içen her evladının; şapkasını önüne koyup düşünme vaktidir. Bu seçim, ben iddia ediyorum ki seksen dört yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinin, sebepleri ve muhtemel sonuçları itibarıyla en önemli seçimidir.


Bu yazı, belki de okyanusa atılmış bir küçük şişedir. Üç yüz, dört yüz kişi tarafından okunacak, okuyanların büyük bir kısmı da zaten bu gerçekleri bilen kişiler olacaktır. Benim ulaşma gücüm ve kapasitem bu kadardır maalesef. Esas önemli olan geniş halk kitlelerine ulaşma erkini elinde bulunduranların, bu çabaya imza atmalarıdır.


Umarım ve dilerim ki sonuç, üzerinden daha bir asır bile geçmemiş kan, gözyaşı, barut kokusu ve çamur ile yoğrulma sıkıntısını yaşamış olan bu milletin hayrına ve yararına olacaktır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..